Türkiye rezervinin yaklaşık yüzde 85'i sadece Eskişehir'deki ocaklarda yerin neredeyse 100 metre altından çıkarılan lületaşı, sanayinin yanı sıra özellikle pipo ve hediyelik eşya yapımında kullanılıyor.
'Beyaz altın' ya da 'denizköpüğü' adıyla bilinen lületaşı, başta Çin olmak üzere birçok ülkeye ihraç edilirken, son dönemlerde yeni çırak ile ocağa inecek işçi bulunamadığı için meslek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Yaklaşık 3 bin yıllık tarihe sahip olan ve Türkiye rezervinin yüzde 85'inin çıkarıldığı Eskişehir'de beyaz altın ya da denizköpüğü adıyla bilinen lületaşı, hediyelik eşya yapımında kullanılıyor.
Eskişehir'de kent merkezine yakın Sarısu, Yenişehir, Karaçay, Söğütçük, Beyazaltın, Nemli, Kümbet, Kepeztepe, Karatepe ve Karahöyük mahallelerinde yerin yaklaşık 100 metre derinliğinden çıkarılıyor. Ancak son dönemde yeni çırakların yetişmemesi ve ocaklara inecek işçi bulunamaması nedeniyle meslek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Lületaşı dünyada sadece Eskişehir'de çıkan bir taş. Altın, elmas gibi madenler dünyanın her yerinde çıkıyor ama lületaşı sadece Eskişehir'de çıkıyor. Tüm dünya bu taşı çok seviyor, çok talep var ama biz lületaşımıza ne yazık ki sahip çıkamıyoruz.
KURT VALİ, ÜNİVERSİTELER
İLE ODALARA SİTEM ETTİ
Eskişehir'in en önemli markalarından birisi de 'Lületaşı' diğer adıyla 'Deniz Köpüğü'. Odunpazarı Belediyesi Lületaşına olan ilgisizliği azaltmak, lületaşı işleyenlerin sayısını artırmak, meslek sahibi olmak isteyen gençleri teşvik etmek amacıyla bu yıl 3'üncüsünü düzenledi.
'Ulusal Odunpazarı Lületaşı Festivalinin'ne açılışına ne de panele başta Vali Erol Ayyıldız olmak üzere Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen'in katılmaması eleştirildi.
Festival kapsamında düzenlenen 'Lületaşının Üretim Evreleri' panelinde konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, lületaşının hak ettiği değeri görmediği vurgulanırken, 'Lületaşı, Eskişehir Valisini, Sanayi ve Ticaret İl Müdürünü, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Esnaf Odasını, şehrimizde bulunan üç üniversiteyi hiç ilgilendirmiyor mu? Sormak isterim. Lületaşı bu saydıklarımı biraz ilgilendirse çok farklı bir noktaya gelebiliriz' dedi.
ADINI BEYAZ ALTIN KOYMAKLA OLMUYOR!
Panelde dünyanın en kaliteli lületaşının Eskişehir'den bulunduğuna dikkat çekilirken, Lületaşının Eskişehir'in taşı olduğuna dikkat çekildi. Her alanda yaşanan ekonomik sorunların lületaşının çıkarılması ve işlenmesinde de etkili olduğunu anlatan panelistler, 'Adını beyaz altın koymakla olmuyor. Oraya gidip görmek, tanımak gerekiyor. Teknik, jeolojik bir çalışma yapmak gerekiyor. Nasıl daha ekonomik bir hale getirebiliriz. Bunu düşünmek gerekiyor. Sadece pipo değil, üniversitelerde araştırılması gerekiyor. Özellikli bir taş. Elektrik, ısı iletmiyor, hafif bir taş. Bu taşın değerlendirilmesi gerekiyor' dedi.
O ZİRVEYİ YAKALAYANA KADAR BU
FESTİVALİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
3 yıldır lületaşını tartışmaya çalıştıklarını söyleyen Başkan Kurt, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
'Lületaşı, Eskişehir Valisini, Sanayi ve Ticaret İl Müdürünü, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Esnaf Odasını, şehrimizde bulunan üç üniversiteyi hiç ilgilendirmiyor mu? Sormak isterim. Lületaşı bu saydıklarımı biraz ilgilendirse çok farklı bir noktaya gelebiliriz. Beyazaltın Köyü Odunpazarı Belediyesi'nin sınırları dışında. Valiliğin, Sanayi Ticaret İl Müdürlüğünün Maden Dairesinin hep birlikte organize olması gerekiyor. Biz üç yıldır bu festivali düzenliyoruz, bunların hiçbiri festivale gelmedi. Lületaşında yaşanan sorunları anlatıyoruz, kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. 3 yıldır, lületaşı Eskişehir için en önemli madendir, diyoruz. Madenin sahibi, maden işçisi, lületaşı ustası, ustanın yaptığını satan para kazanır. Biz burayı turizm kenti yapalım, sadece 'çi börekle olmaz' diyoruz. Daha önce lületaşı ile ilgili kooperatifler vardı, artık o da yok. Külliyenin içinde Lületaşı Müzesi var. Müzenin içinde 30-40 yıl önceki eserlerin dışında eser yok. Bunun sahibi kim, sorumluluğu bizde, bu sorumluluğu üstlenmişiz tamam ama sahibi kim? Bunların hepsinin tartışılması gerekiyor. Basın, gereken ilgili göstermiyor. O zaman Eskişehir'de bir sıkıntı var. Bu birlikteliği sağlamak için, kamuoyu oluşturmak için, biz insanlar gelse de gelmese de kurumlar destek verse de vermese de o zirveyi yakalayana kadar bu festivali yapmaya devam edeceğiz. O maden, orada boşu boşuna yatmamalı.
'BU BAKIŞ AÇISI DOĞRU DEĞİL!'
Üç üniversitemizin de TEKNO Parkları var. Üniversitelerdeki bilim insanlarına 'yapacağınız her türlü bilimsel çalışmada sponsor olmaya hazırız' dedik. İki gündür anlatılıyor; ilaç sanayinde, elektronik sanayisinde, makine sanayisinde kullanılır. Hadi gelin kullanın, şimdiye kadar kimse kullanmamış. Lületaşıyla 10 bin kilometre uzaklıktaki Japon, Çinli bir şey yapmaya çalışıyor. Peki biz? Biz burada festival düzenliyoruz. Bu festivali Odunpazarı Belediyesi düzenliyor, solcu bir belediye toprağa, madene sahip çıkıyor diye festivale gelmiyorlar. Böyle bir bakış ile Türkiye'yi bu hale getirdiler. Bu bakış açısı hastalıklı, kötü; bu bakış açısı doğru değil.'
'BELEDİYE BAŞKANI CHP'Lİ DİYE Mİ KATILMADILAR?'
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'ta vurguladı.
Panel sonrası panelist iki önemli isimle sohbet ettim.
Onlarda Eskişehir için son derece önemli olan lületaşı paneline vali ile üniversiteler, ESO, ETO, ESOB başkanlarının katılmamasından dolayı üzüntü duyduklarını belirttiler.
'Acaba festival ve paneli düzenleyen belediye başkanın CHP'li olmasından dolayı mı ilgisiz kaldılar. AK Partili bir belediye başkanı düzenleseydi başta vali olmak üzere tüm bürokratlar gelirdi. Hepsini bıraktım. Lületaşı işlemecilerinin çoğu esnaf, özellikle de festivalin düzenlediği alandaki esnafların yüzde 90'ı lületaşından yapılan süs eşyalarını satıyorlar. Esnaf Odaları Birliği üyesi, Esnaf Odaları Birliği Başkanı bu festivalin açılışında ve panelde mutlaka olması gerekenlerin başında geliyordu' diyerek üzüntülerini paylaştılar.
* * *

Meslek liseleri ucuz ekmek satacak!
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kararıyla 1 Haziran itibarıyla buğdayın tonu 4 bin 500 lira, unun çuvalı da azami 325 liradan satılmaya başlandı. Artan maliyet ve zamlarla birlikte sonbaharda ekmeğin fiyatının 7 lira olması bekleniyor.
Haziran başında doğalgaza yüzde 30, elektriğe ise yüzde 25 zam yapıldı. Akaryakıt zamlarını takip etmekte bile zorlanıyoruz. Ekmeğe yapılan bu zammın sorumlusu buğday fiyatlarındaki artışlardan ziyade doğalgaza, elektriğe ve akaryakıta yapılan zamlar.
Fırın işletmecilerine,'bu şartlar altında sonbaharda ekmeğin fiyatı ne olur?' diye sorduğumda'7 lirayı geçme ihtimali var' diye cevapladılar. Bu hesabı kabaca şöyle yapıyorlar.
'Buğdaydaki fiyat artışı unun fiyatına yüzde 50 civarında yansıyacak. Çalışanlara verilmesi elzem olan maaş zammı ile doğalgaz, elektrik ve akaryakıttaki fiyat artışları da hesaba katılınca maalesef bu tablo ortaya çıkacak.'
MESLEK LİSELERİNE EKMEK FABRİKASI KURULACAK
Yaşanan ekmek zammının önüne geçmek adına Meslek Liseleri'ne 'ekmek fabrikası' kurulacak. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, vatandaşların düşük fiyattan ekmek alabilmesi için 15 okulda ekmek fabrikası kurduklarını ve günlük 250 bin ekmek kapasitesine ulaştıklarını söyledi.
Bakan Özer, 'Türkiye'de 81 ilde 100 noktaya, meslek lisemize ekmek fabrikası kuracağız ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle o liselerin çıkışındaki satış büfelerinde vatandaşımızın düşük fiyatla ekmekle buluşmasını sağlayacağız' dedi.
'ÖZEL SEKTÖR MESLEK EĞİTİMİNE KATKI VERMEDİ'
Özel sektörün meslek liselerine yönelik çalışmalar yapmadığını söyleyen Bakan Özer, 'Nasıl tüm dünyada devlet üretim ve hizmet sektöründen tedrici bir şekilde çekilmişse, Türkiye'de de devlet üretim ve hizmet sektöründen tedrici bir şekilde çekildi. Ama dünyada olup da Türkiye'de olmayan bir süreç yaşandı. Mesela Kıta Avrupa'sına bakın, Uzak Doğu'ya bakın, bu süreçte mesleki eğitim de, özel sektör tarafından devralınmaya, omuzların üzerine yüklenilmeye başlandı. Ama Türkiye'de özel sektör maalesef meslek eğitimi üzerine almak, ona katkıda bulunmak istemedi' dedi.
'GÜNDE 250 BİN EKMEK ÜRETİLİYOR'
Özer, okullarda kağıt havlu üretilmeye başlandığını, bu üretimin artıp 2022-2023 eğitim dönemine tüm okullarda öğrencilerin lavabolarda kağıt havlu kullanabileceğini kaydetti. 15 okulda ekmek fabrikası kurduklarını aktaran Özer, 'Şu anda günlük 250 bin ekmek üretim kapasitesine ulaştık. Geçen hafta Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımızla ekmek satış reyonlarında günlük 50 bin ekmek üretim protokolünü imzaladık. Biz 1,5 TL'ye vereceğiz, belediyemiz de 2 TL civarında satacak' diyerek ucuz ekmek müjdesi verdi.
'HALKIMIZI DÜŞÜK FİYATLI
EKMEKLE BULUŞTURACAĞIZ'
Bakan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Türkiye'de 81 ilde 100 noktaya, meslek lisemize ekmek fabrikası kuracağız ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle o liselerin çıkışındaki satış büfelerinde vatandaşımızın düşük fiyatla ekmekle buluşmasını sağlayacağız.'
* * *
Eskişehir'de Büyükşehir Belediyesi 'Halk Ekmek' fabrikalarında üretilen ekmekler, yine Büyükşehir Belediyesi'nin şehrin birçok noktasına koyduğu 'Halk Ekmek Büfeleri'nde ucuza satılıyor.
Meslek Liselerinde kurulacak ekmek fabrikaları da ekmek üretime başladığında insanlar sadece Büyükşehir Belediyesinin büfelerinden değil Meslek Liseleri'nin büfelerinden de ucuz ekmek alacak.
Bu durum tabi ki günde 5-6 ekmek tüketen aileleri sevindirecek.
Peki, o zaman fırın işletmecilerine vurulmuş bir darbe olmayacak mı?
Meslek Liseleri'nde üretilecek ekmeğin maliyeti nasıl düşük olacaksa o zaman fırın işletmecilerine de ucuz un, indirimli doğalgaz, elektrik ve işçilerin işverene olan maliyeti düşürülür, bu konuda sübvanse uygularsa fırın işletmecileri de maliyet yükü azalacağından ucuza ekmek satabilir.
* * *

'AK Parti yüzde 50+1'le kendisini MHP'ye mahkûm etti'
MHP'nin 'kayıtsız şartsız' AK Parti iktidarına destek vermesini eleştiren çok sayıda MHP'li bu durumdan duydukları rahatsızlıktan dolayı partilerinden istifa ederek başka partilere üye olmuşlardı.
'Bizim için ülkenin bekası daha önemli' diyenler ise MHP çatısı altında kalmayı tercih ediyorlar.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin '2023 seçimlerinde de 'Cumhur İttifakı devam edecek' demesi üzerine MHP'ye gönül verenler, 'MHP'den istifa etmeyeceğiz. Ancak her partinin hedefi iktidar olmak. Bugünkü MHP'nin hedefinde iktidar olmak hesabı yapılmıyor. Bu nedenle seçimlerde ya sandığa gitmeyeceğiz ya da geçersiz oy kullanacağız' diyenlerin sayısı da giderek artıyor.
Nitekim yılbaşından beri yapılan tüm anketlerde MHP'nin oyunun ciddi oranda düştüğünü gösteriyor.
Kimi anketlerde MHP'nin oy oranı yüzde 7. Kimisinde ise yüzde 7'nin altında çıkıyor.
HÜSEYİN ÇELİK'TEN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA
AK Parti'nin kurucuları arasında bulunan eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş. AK Parti'nin MHP ile ittifakına karşı olduğunu söyleyen Çelik, 'AK Parti yüzde 34 ile hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem meclis başkanı seçiyordu. AK Parti yüzde 50+1'le kendisini MHP'ye mahkûm etti' demiş.
'AK PARTİ, KENDİNİ MHP'YE MAHKÛM ETTİ'
Çelik, şöyle konuşmuş:
'MHP AK Parti ile ittifak etmiş. Bana sorsanız, AK Parti'nin MHP ile ittifak etmesine sırılsıklam karşıyım. Her zaman söyledim; AK Parti Edirne'den Kars'a her kesimden, her etnik gruptan oy alıyordu. Bizim bir etnik grupla yakınlaşarak diğerini kaybetme lüksümüzün olmadığını söyledim. AK Parti HDP ile de MHP ile de ittifak etmemeli. Biri Türk biri Kürt milliyetçiliği yapıyor. AK Parti bu tuzağa kendi kendine düştü. AK Parti yüzde 34 ile hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem meclis başkanı seçiyordu. AK Parti yüzde 50+1'e kendini mahkûm ederek, kendisini MHP'yemahkûm etti.'
* * *