Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, muhtemel bir Yunan işgaline karşı tedbirler alınmasını isteyen milli kuvvetler ile Manisa halkını kandırmaya ve oyalamaya devam etmektedir. Bir toplantı esnasında İstihlas-ı Vatan ve Müdafaa-i Hukuk gibi adlarla teşkilatlanmaya çalışan Türk vatanperverlerine Efes Metropoliti Yovakim Efendi'nin garanti verdiğini, Manisa'nın işgal edilmeyeceğini, bu nedenle de milli bir teşkilatlanmaya gerek olmadığını söylemektedir. Ayrıca Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, Manisa'nın işgal edilmesinden birkaç gün önce bir bildiri yayınlar. Bu bildiride; 'İşgal dolayısıyla husule gelen milli gailenin, itilaf devletlerinin Mondros Mütarekesi kararlarını tatbike muhalif mahiyette bir fiilî hareket yapılması ile, meşru milli hakların zarar görmesi ile neticeleneceğini uyararak bildirmiştir' demektedir.

İşgal Yaklaşıyor
Halk arasında işgal söylentileri yayılıp gerilim arttıkça birçok aile Manisa'yı terk ederek iç bölgelere doğru göçe başlamışlardır. Bunun üzerine Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, bir bildiri yayınlar. Bu bildiride; 'İzmir'in işgali sebebiyle Manisa halkının bazılarının başka yerlere gitme girişiminde bulundukları ve bu sebeple halkın zihninde galeyan olduğu anlaşılmıştır. Halbuki memlekette bunu gerektirecek hiçbir durum yoktur' demektedir.
Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, kentin ileri gelenlerini sık sık toplantıya çağırıyor, Efes Metropoliti Yovakim Efendi'nin garantörlüğünden bahsederek mütareke gözcüsü olarak görev yapan İngiliz Komiserinden aldığı bilgileri de aktararak, şehirde oluşan gerilimi dizginlemeye çalışmaktadır.
15 Mayıs 1919'da İzmir işgal edilmiş ve bir gün içinde 6000'e yakın Türk insanı, 21 Mayıs 1919'da da Menemen işgal edilmiş ve işgal esnasında 1000'i aşkın Türk insanı katledilmiştir.
Harbiye Nezareti, yanlış ve aciz kararlarla ağır silahları ve cephaneyi Manisa tabyalarında toplar. Albay Bekir Sami Bey ve Albay Kazım Özalp bu silahları düşmana kaptırmamak için zamanla yarışmaktadırlar. Kazım Özalp, 15 Mayıs işgal günü İzmir'den hemen ayrılır. Menemen-Manisa yönünde hareket ederek aynı zamanda yol üzerindeki istasyonlarda kalarak belediye başkanlarıyla milli kuvvetlerin (Kuvay-ı Milliye) hazırlanması konusunda konuşmalar yaparak Bandırmaya varır.
Albay Kazım Özalp 16 Mayıs'ta Manisa'ya gelerek Belediye Başkanı Bahri Bey'in evinde bir toplantı yapar. Bu sancağın işgal edilmesi halinde yapılacak direnişin yollarını ve yöntemlerini anlatır. Diğer taraftan Menemen ve köylerinde Yunan işgaline karşı direniş çabalarının başladığı, ancak bunun yeterli olmadığı hakkında bilgiler gelmektedir. Kazım Özalp, direniş örgütlenmesi için Vasıf Çınar ve arkadaşlarını Manisa'da bırakarak yoluna devam eder. Bu arada Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, direniş çabalarına şiddetle karşı çıkmaktadır. Manisa'da kalan Vasıf Çınar ve arkadaşlarını makamına çağırtarak Manisa'yı hemen terk etmelerini ister. Manisa'dan ayrılan Vasıf Çınar ve arkadaşları 23 Mayıs 1919 akşamı Akhisar'a ulaşırlar ve orada Albay Bekir Sami Bey ile buluşurlar. Bekir Sami Bey o bölgenin komutanı olarak Manisa'daki silahların taşınması emrini almıştır. Bu arada Akhisar'da caddeler şimdiden Yunan bayrakları ile donatılmıştır. Bekir Sami Bey, 24 Mayıs günü Manisa Mevki Komutanı Ahmet Zekiden bir telgraf alır. Bu telgraf aslen Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa'nın imzasıyla olmakla birlikte O'nun da bu bilgileri Nadir Paşa'dan aldığı anlaşılmaktadır. Bu telgrafı aynen Ahmet Zeki, Bekir Sami Bey'e yollamaktadır, Telgrafta şu bilgiler bulunmaktadır; 'Yunanlıların işgalleri ve orada bulunan mitralyözler ile cephaneyi ve sair silahları hiçbir güçlükle karşılaşmadan teslim aldıkları bildiriliyor, bunun yanında devletin Yunanlılara kaptırılacak ne bir fazla silahı ne de bir fişeği ve ne de askeri vardır. Bu gibi tehlikelere maruz mahallerdeki esliha ve cephane ile toplarımızı hiçbir gürültüye meydan vermeden emin mahallere nakletmeniz rica…'
Bekir Sami Bey bu konudaki emrini Ahmet Zekiye verdikten sonra Ahmet Zekiden bir cevap gelir. Bu cevapta; 'Askerin büyük kısmının firar ettiğini, halkın da yardıma yanaşmaması yüzünden elde kalan az sayıda subay ve erlerle topların ve silahların başka yere götürülmesinde büyük güçlükler çekildiğini' yazar. Harekete geçen Ahmet Zeki ilk parti top ve tüfekleri kent dışına çıkartmak üzere yükleme yaparken Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, İngiliz Komiserini de yana alarak Mevki Komutanı Ahmet Zeki'yi tehdit eder, yüklemeyi önler ve silahlar tabyalara geri gönderilir.
25 Mayıs sabahı Yunan birlikleri Manisa'yı işgal hareketini başlatırlar. Manisa'nın Rum halkı büyük bir sevinç ve hasretle tepelere çıkarak Yunan askerlerini beklemeye başlamışlardır. Pazar sabahı Manisa'nın Doğusundaki ve halkının hemen hemen tamamının Rum olduğu bilinen Hamidiye Köyü'nde Yunan birlikleri görülür.
Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, Doğudan gelen bu işgal birliğine hastane önünde bir karşılama töreni düzenler. Sonra hızla tren istasyonuna gelerek Yarbay Çakaloz komutasındaki işgal birliğini ikinci bir törenle karşılar ve onları selamlar. Çakaloz'un sağ tarafında Vatansız Mutasarrıf Hüsnü'nün kadim dostu Metropolit Yovakim Efendi, sol tarafında ise Vatansız Mutasarrıf Hüsnü, Belediye Meclis Azası Hafız Efendi ve eşraftan Kamil Bey birlikte saf tutarak protokol yapmışlardır.
Yarbay Çakaloz, başta Rum ve Ermenilerin çılgınca gösterileri arasında ve Manisalıların da çiçek ve konfeti yağmuru altında hükümet konağına gider. Yunan birliklerinin bu kadar coşkulu karşılanmalarına rağmen kanlı olayların başlaması gecikmez.
Manisa'nın tek kurşun atılmadan işgal edilmesi üzerine Albay Bekir Sami Bey, Mustafa Kemal Paşa'ya bir telgraf çekerek durumu şöyle özetler; '25 Mayıs 1919 günü Yunanlılar, ne yazık ki sadece bir alay askerle vukuatsız olarak Manisa'yı işgal etmiştir. Verilen kesin emre rağmen vatansız bir mutasarrıfın düşman lehine propagandası, mevki komutanının aciz ve kararsızlığı, İngiliz irtibat subayının hilekar müdahalesi neticesinde Manisa'da bulunan 48.000 tüfek, 88 top ve milyonlarca cephane düşmana terk edilmiştir.' (Devam Edecek).