'İnsan hayatı sınırlıdır, sınırsız olan bilgidir.' Bilgi çağında, bilgiye aç, sürekli kendisini yenileyen, geleceğe başarılı spor yöneticileri, antrenörleri ve spor insanları yetiştiren, ekip ruhuna önem veren, Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü, Dr. Öğretim Üyesi Sayın Mehmet Soyal ile röportaj yaptım. Kendisine gazetemize ilgisi için ve misafirperverliği teşekkür ederim.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Soyal. Erciyes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi'nde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra, aynı üniversitede Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimi aldım. Doktora eğitimi ise Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı bünyesinde tamamladım. Şu anda ise İstanbul Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Müdür olarak görev yapmaktayım.
Spor sizin için neyi ifade ediyor?
Spor benim için çocukluğumdan beri hayatımda önemli bir yere sahip. Çünkü sporun kültürü ile benim hayat felsefem paralellik gösteriyor. Daha doğrusu spordan kazandığım en önemli özellik; geleceğime dair belirlediğim hedeflere ulaşmak için etik değerlerin dışına çıkmadan mücadele etmektir. Bu yüzden çocukken mahallede futbol müsabakasında kazanma hissinin masumluğu ile meslek hayatımda da ilkeli, araştırmacı ve hep daha iyisini ulaşmayı birleştirmeye çalışıyorum.
Türkiye'de spora yeteri kadar önem veriliyor mu?
Aslında bu konu ile ilgili konuşacak çok fazla başlık olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin her alanda olduğu gibi spor konusunda da büyük bir potansiyele sahip olduğunu ifade edebiliriz. Sadece biz bu potansiyeli harekete geçirebilmek için neler yapıyoruz buna bakmak lazım. Özellikle son yıllarda sadece spor kavramının değil, egzersiz kavramının gelişmesine yönelik çalışmaların yapıldığını söyleyebiliriz. Bu durumu, ülke olarak egzersizin önemini fark ettiğimiz bir dönem olarak açıklayabiliriz. Ülke genelinde yapılan tesisler, uygulanması planlanan spor politikaları, egzersiz salonlarının sayısının artması ve kullanılan ekipmanların teknolojisi ve antrenör/eğitmenlerin mesleki donanımlarının gelişiminin doğru yolda olduğumuzu gösterdiğini düşünüyorum. Bu gelişmelerin sevindirici olduğunu söylerken, spor alanında gelişmiş ülkelerin seviyesine yaklaşmamız için çok daha fazla çalışıp, egzersiz ve spor konusunda kalıcı ve geliştirilebilir bir sistem kurgulanması gerekliliğini göz önünde bulundurmalıyız.
Spor alanında gördüğünüz sorunlar nelerdir?
Spor alanındaki sorunları bir çatı altında toplayacak olursak en büyük sorunumuz sabırsızlığa bağlı uzun vadeli ve kalıcı bir sistem oluşturamamamız diyebilirim. Biz kültür olarak başarı konusunda sabırlı olamıyor ve başarı gelecek ise hemen gelmeli düşüncesinde oluyoruz. Fakat kalıcı başarı için doğru sistemin kurgulanması gerekiyor. Ne yazık ki bu sistemi kurmak için sabırlı davranmıyor ve sürekli sistem değişikliğine gidiyoruz ve bu durum kalıcı sportif başarıyı engelliyor.
Spor alt yapısının oluşması için nasıl bir model oluşturulmalıdır?
Kesinlikle yetenek seçiminin ciddi bir şekilde uygulanması gerektiğini söyleyebilirim. Bunu biraz daha detaylandıracak olursak, hangi branşta olursa olsun bilimsel verilerin ön plana çıkacağı yeteneğin tespiti, yönlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik 8-12 yıllık bir süreç gerekmektedir. Fakat biz bu süreci genelde birkaç yıllık değişken yapılarda planlıyoruz. Gerekli sabrı göstermediğimiz için ya sporcu gelişimini tamamlayamadan aşırı beklenti altında kayboluyor ya da aşırı kondisyonel yüklenme sebebiyle sakatlanan sporcu sportif performansında problemler yaşayarak kalıcı başarıyı yakalamıyor. Bu nedenle uzun süreli bir spor planlamasının yapılması ülkemizdeki gençlerin potansiyelini ortaya çıkaracağı kanaatindeyim. Ben ülkemizin gençliğine çok güveniyorum yeter ki biz onlara doğru yolu gösterelim, doğru planlamayı yapalım.
2019 yılında spor alanında ne gibi gelişmeler görmek istersiniz?
Aslında beklentilerimi sadece bir yıl ile sınırlandırmak istemem. Benim spor alanındaki en büyük beklentim; sürdürülebilir başarının daim olduğu, etik kuralların yadsınmayacağı, yeteneklerimize sahip çıktığımız, ülkemizin ve ülke sporumuzun hak ettiği seviyelere geldiği bir gelecek hayal ediyorum ve bu hayallerimi gerçekleştirecek potansiyelin ülkemizde mevcut olduğunu biliyorum.
Son olarak söylemek istedikleriniz?
Öncelikle nazik ziyaretiniz için teşekkür ederim. Biz İstanbul Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu olarak öğrencilerimizin spor bilimi alanında en iyi seviyeye gelmesi için sürekli çalışmaktayız. Özellikle yüksekokulumuza yapılan yatırımların bu düşüncemizi destekler nitelikte olması bizim için ayrı bir gurura sebep olduğunu söyleyebilirim. Bahsetmiş olduğum egzersiz ve spor kültürünün öğrencilerimizde oluşmasının, ülkemizin bu alandaki geleceği için büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü iyi bir gelecek için sağlığa, sağlık için egzersize, egzersizin doğru kurgulanması içinde alanında iyi yetişmiş egzersiz ve spor bilimcilerine ihtiyacımız var.