Değerli Sonhaber Gazetesi okurları MERHABA….

Artık haftanın 6 günü sizlere bu köşeden 'Merhaba' diyeceğim.

8 yıl ES Grup'ta Anadolu Gazetesi'nde köşe yazısı yazdım, ES TV'de ise programlar yaptım. İki yıl öncesi ise patronum Sayın Özgür Fetih Demirdaş ile yollarımızı ayırmıştık.

Ama aramıza mesafe koymamıştık.

Bana 8 yıl boyunca ekmek vermişti.

Bu süreç içerisinde ES Grup olarak düzenlemiş olduğu etkinliklere davet etti.

Müsait olduklarıma da katıldım.

Geçtiğimiz günlerde Özgür Bey ile karşılaştık.

'Abi seni tekrar aramızda görmek isteriz'

Sonra buluştuk.

'Sonhaber Gazetesinde yazar mısın' diye sordu?

'ES Grup'ta ben çok mutluydum. Olabilir' dedim.

Bu arada ES TV'de de programlara devam etmemi de istedi.

Uzatmayayım.

Tekrar yuvama döndüm.

Artık yazılarıma Sonhaber Gazetesi'nde devam edeceğim.

Haftanın iki günü de ES TV'de birisi Osman Cemoğlu ile birlikte 'spor' olmak üzere program yapacağım.

İlk yazımın başlığını neden 'Merhaba' koydum?

'Merhaba' kelimesinin açılımı, Türk Dil Kurumu kaynaklarında 'selam' ya da 'selamlaşma' olarak ifade ediliyor. Arapçadan Türkçeye geçen bu kelime insanlarla ilk karşılaşıldığı zaman verilen bir tepkidir. Klasik bir ilk tepki halini alan merhaba kelimesi, aynı zamanda 'hoş geldiniz, sefalar getirdiniz' anlamı da taşıyor…

Bende size selam vererek ilkyazıma başlamak istedim.

Yazımı okuyan siz değerli okurlarımın, 'Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz' diyeceğinizi biliyorum.

Bu nedenle sizlerle tekrar selamlaşarak yazılarıma devam etmeyi uygun buldum.

'Hoş bulduk!'

*****

16 Eylül 2020 tarihli Anadolu Gazetesi'nin 'Üreticiler nefes alacak' başlığı dikkatimi çekti.

Haberi okudum.

'Mahmudiye, Mihalıççık, Seyitgazi ve Alpu'da Büyükşehir Belediyesinin tarıma elverişli arazileri çiftçiler tarafından kullanımı sağlanacak'.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerini, atıl olarak bekleyen, giderek tarımın yok olmaya yüz tuttuğu bu günlerde tarıma elverişli arazilerin üreticiler tarafından kullanıma açılmasına 'evet' demelerinden dolayı kutluyorum.

Yıllar önce Türkiye 'ürettikleriyle kendi kendine yeten' 7 ülkeden birisiydi.

Ancak son yıllarda elverişli tarım arazilerinin 'konut' alanına çevrilmesiyle bu özelliğimizi kaybettik.

Ve giderek kendi ürettiğimiz 'sebze-meyveleri' ithal eder duruma geldik.

Aynı zamanda ekonomik zorluklar yaşamaya başlayan üreticiler, artan maliyetler nedeniyle üretimden her geçen gün uzaklaşmaya başladılar.

Tam da bu sıkıntıların yaşandığı bir dönemde Büyükşehir Belediyesi, üreticilerin imdadına yetişti.

Artık dört ilçemizdeki üreticiler, Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine tahsis ettiği tarıma elverişli arazilerde, yine Büyükşehir Belediyesi'nin vereceği fide ve tohumları ekerek yok olmaya yüz tutmuş tarımı ayağa kaldırmaya çalışacaklar.

Büyükşehir Belediyesinin bu kararı örnek alınarak, diğer iller tarafından elverişli tarım arazilerinin kullanıma açılması halinde gelecekte Türkiye yine geçmişte olduğu gibi tarımda 'kendi kendine yeten' ülke haline gelebilir.

*****

Konu üretimden açılmışken devam edelim.

TÜİK tarafından açıklanan Sanayi Üretim Endeksi'nin yıllık yüzde 4,4 arttığına dair verileri değerlendiren Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş ile Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, rakamların sevindirici olduğunu, ancak üretimin aynı seviyede devam etmesi için yeni desteklerin şart olduğunu açıkça belirttiler.

Haklılar.

Mart ayı sonunda bütün dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 Virüsünden dolayı bilindiği gibi üç ay süre ile evlere kapandık.

Tüm işletmeler üretimi durdurdu.

Çarklar dönmedi.

Haziran ayı gibi 'kontrollü sosyal yaşam' başladı.

Ancak geçen üç aylık dönemin ekonomiye verdiği zararı, ekonomiden anlamayanlar bile öğrendi.

Bu yüzden birçok işletme oldukça zor günler yaşadı.

Hala da yaşamaya devam ediyor.

COVİD-19 salgını henüz geçmiş değil.

Bu yüzden bazı kısıtlamalar zorunlu olarak devam ediyor.

Sanayicinin, tüccarın, esnafın yeniden canlandırılması gerekiyor.

Tüm zorlu koşullara rağmen üretmeye devam edenler hükümet tarafından desteklenmeli.

Tüm kesimler ciddi anlamda gelir kaybına uğradı.

Son yıllarda Türkiye'de sanayide dev hamleler yaşandı.

Sanayi ürünlerinin ithalatı azaldı, ihracat arttı.

Türkiye ekonomisinde pandemi sürecinin olumsuz etkileri devam ederken kaybettiği canlılığı yeniden kazanabilmesi, üç - dört ay duran üretimin yeniden pandemi öncesine dönebilmesi için ekonomik destek kaçınılmaz.

Gerçi verilen bazı destekler var.

Ancak bu yeterli değil.

EOSB Başkanı Nadir Küpeli'nin özellikle altını çizdiği;

'SGK ve vergi ödemelerinin zamanı yaklaşıyor. Bu ödemeler ötelenmeli. İhracata yönelik ve yüksek katma değer sağlayacak sektörlerin ve yatırımların bu dönemde daha fazla desteklemeliyiz. İç piyasanın canlanmasını sağlayacak yeni vergi ve ÖTV düzenlemelerinin de hızlı yapılması, 2020 yılının kalan döneminin daha iyi geçmesini sağlayacağı gibi, işsizliğin de çözümüne katkı verecek' öneriler dikkate alınmalı.

Yoksa yükselişe geçen sanayi üretimi yeniden duraklama veya düşme yaşayabilir.

Geliri, giderini karşılamayan işletmeler üretime ara verir veya kapanır.

Bu da zaten var olan işsiz sayısının katlanmasına neden olabilir.