2021 yılını geride bırakırken hala yeni varyantları ile uğraştığımız salgın koşullarında çok zor bir süreç geçiren eğitim sistemi 'uzun yıllar acısını çekeceğimiz' büyük yaralar aldı.

Yaklaşık 1,5 yıllık aranın ardından 2021-2022 eğitim öğretim yılı 6 Eylül 2021'de yüz yüze ve tam zamanlı olarak başlatıldı. Bu süreçte 'karnesinde zayıfı çok olan' Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un 'yeni moda deyimle' görevden af talebi (!) kabul edildi ve yerine Bakan Yardımcısı Mahmut Özer atandı.

7 YIL SONRA TOPLANDI AMA...

7 yıl sonra toplanan 20. Milli Eğitim Şûrası alınan 128 tavsiye kararından sadece birinin tartışıldığı Şûra olarak tarihe geçti.

Şûra öncesinde eğitimcilerin 'gizli gündem var, okul öncesine din eğitimi getirilmek isteniyor, bu madde şûra kararı olarak çıkacak' uyarıları gerçek oldu. Komisyonlarda görüşülmeden Genel Kurul'a ek madde olarak getirilen ve oy çokluğuyla kabul edilen maddelerden birisi de 'okul öncesine din eğitimi' oldu. 650 katılımcının yer aldığı ve toplam çalışma süresi sadece 10 saat 45 dakika olan Şûra başlıkları arasında 'Salgın ve Eğitim' yer almadı.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU…

Şûra öncesinde Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hazırlandığı ve Meclis'e sunulacağı açıklandı. Şura'ya katılmayan sendikalar, eğitim emekçileriyle alandaki meslek örgütlerinin eleştiri, öneri ve talepleri dikkate alınmadan atılacak adımların karşısında olacaklarını açıkladılar.

Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun Aralık'ta Meclise gelmesi gerekiyordu ancak Meclis tatil olduğu için 2022 yılına kaldı.

ÖĞRENCİ ANDI KARARI...

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 'Öğrenci Andı' kararının gerekçesi tamamlandı. Gerekçede yönetmelik değişikliği ile Öğrenci Andı'nın sadece okutulması uygulamasından vazgeçildiğine işaret edildi. Okul kitaplarında Öğrenci Andı'na yer verilmesi kuralının halen yürürlükte olduğu kaydedilen gerekçede, Öğrenci Andı'nın, eğitim ve öğretim yönetimi ve materyali olarak kullanılmaya devam edeceği vurgulandı.

ÖRGÜN EĞİTİM YERİNE ÇIRAKLIK EĞİTİMİ...

MEB, açık öğretim liselerindeki öğrencilerin mezuniyeti için gerekli 8 dönem koşulunu 5'e indirdi. Bu düzenleme ile öğrencilerin örgün eğitim dışına çıkmasının önünü açan bir uygulama daha yaşama geçirildi.

Öğrencileri açık liseye yönlendirmenin, 'çocuk işçilik ve çocuk gelinlerin' artışına neden olduğu sürekli vurgulandığı halde, bu süreç değişmeyen bir eğitim politikası olarak devam ettirildi.

87 mesleki eğitim merkezinden sonra 164 mesleki eğitim merkezi daha kurulacağı açıklandı.

Eskişehir'de de olduğu gibi örgün eğitim veren mesleki ve teknik Anadolu liseleri bünyesinde mesleki eğitim merkezleri (çıraklık eğitim merkezi) kuruldu ve çocuklar buralara yönlendirildi. Çocuklarımızın kamusal, nitelikli örgün eğitim hakkını elinden alan, onları ucuz işgücü olarak gören tercihin ısrarla sürdürüleceği bir kez daha ortaya çıktı.

ESKİŞEHİR'DE ÖĞRENCİLER KAYIP!..

MEB'in resmi açıklamasına göre; 2021-2022 eğitim öğretim yılında resmi özel ve açıköğretim dahil 17 milyon 436 bin 532 öğrenci mevcut.

Geçen yıl bu öğrenci sayısı 18 milyon 85 bin 943 idi. Yani, bu sene öğrenci sayısı 649 bin 411 öğrenci daha az. Bu kayıp öğrencilerin nerede oldukları, ne yaptıkları bilinmiyor.

MEB'in yayımladığı 'Türkiye'de Eğitimin 20 Yılı: 2000-2019' kitabında 2019 yılında Eskişehir'deki öğrenci sayısı 155 bin 592 olarak belirtilmiş.

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise kendi sayfasında, 2021 yılında İlimizdeki öğrenci sayısını 137 bin 811 olarak açıklıyor.

Bu açıklamalara göre, Eskişehir'deki öğrenci sayısı iki yıl (2019) öncesine göre 17 bin 781 kişi azalmış.

Eskişehir'de öğrenci sayısının kısa sürede bu kadar çok sayıda azalmasının nedenlerini İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün açıklaması gerekiyor.

ÖĞRENME KAYIPLARI ÇOK FAZLA…

MEB, Kovid-19 kaynaklı öğrenme kayıplarının tespiti için 26-27 Ekim'de ilk defa 7, 8, 11 ve 12. sınıflarda Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri'nde kazanım değerlendirme uygulaması başlattı. Ancak, tüm sınıflar düzeyinde salgından kaynaklanan öğrenme kaybına ilişkin kamuoyuyla paylaşılan kapsamlı bir araştırma yapılmadı. Bu nedenle akademik anlamda nasıl bir kayıp ile karşı karşıya olduğumuz henüz bilinmiyor. Eğitimciler, bu kayıpları asgari düzeye indirmek için telafi döneminde yapılan çalışmalarda, gerek nitelik gerek yeterli katılımın sağlanmamasından dolayı istenilen sonuçları elde edemediklerini belirtiyorlar.

UZAKTAN EĞİTİME ULAŞILAMADI

Salgının ilk yılında üç öğrenciden biri uzaktan eğitime ulaşamadı. Bu öğretim yılında karantinaya alınan sınıflarda uzaktan eğitime erişim sorunu devam ediyor. Omicron tüm dünyayı tehdit ederken, bazı üniversiteler uzaktan eğitim kararı aldı. İlkokul, ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime ara vermek zorunda kalabiliriz. Bu nedenle İl Milli Eğitim Müdürleri özellikle kırsal kesimlerde uzaktan eğitime erişim sorunlarını çözmek için daha fazla gayret göstermelidir.

ÖĞRENCİ SERVİSLERİ VE TAŞIMALI EĞİTİM

Eğitim öğretim yılının açılmasına sayılı günler kala servis araçları yönetmeliği değiştirildi. Çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli bir şekilde okullara ulaşması fiilen engellendi. Salgına rağmen ulaşımın ücretsiz ve kamu görevlileri eliyle gerçekleştirilmesi için adım atılmadı.

20 bini aşkın köy okulunun kapatılması sonucunda taşımalı eğitimle okullarına ulaşmaya çalışan çocuklarımızın bazılarını trafik kazalarında kaybettik.

MEVCUT FAZLA PERSONEL YETERSİZ...

MEB, 2020-2021 istatistiklerinde, kamu okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısı 25,5 iken özel okullarda 9,4 olduğunu paylaştı. Açıklanan veriler kamu okulları ile özel okullar arasında eğitimde yaşanılan eşitsizliğin sağlık hakkı açısından da ne denli ciddi boyutlara ulaştığını ortaya çıkardı.

Ek derslik, yeterli sayıda okul yapımı sağlanamadı. Yeterli öğretmen ataması yapılmadı, ders süreleri kısaltılmadı, sınıflar seyreltilmedi.

Salgında yardımcı personel sayısı daha da artırılması gerekirken İŞKUR tarafından MEB' e geçen seneden çok daha az kadro verildi.

SIFIR ÇEKEN EĞİTİM SİSTEMİ!..
2021-YKS, Temel Yeterlilik Testi'ne (TYT) 2 milyon 416 bin 748 aday katıldı. 790 bin aday 150 puan barajını aşamadı. Bu sayı son üç yılın en kötü oranı oldu. Ayrıca 24 bin aday 100 puan altında kalarak 'sıfır çekti'.
TYT giren 2 milyon 416 bin 748 adaydan 1 milyon 285 bin 525'i yani yarısından daha fazlası 180 barajını aşamadı ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) puanı hesaplanmadı.

SINAVLARDA ESKİŞEHİR'İN ADI YOK!..
2021-YKS'de Temel Yeterlilik Testi (TYT) birincisi Adana'dan çıktı.
Alan Yeterlilik Testleri'nde (AYT) birincileri, sayısalda Adana, eşit ağırlıkta Konya, sözelde Adana illerinden oldu.
Yabancı Dil testlerinde birinciler Balıkesir, Konya, İstanbul ve Bursa'dan çıktı.
Sınav birincilerinin hangi tür liselerden olduğuna baktığımızda; uzaktan eğitim sonrası kamusal eğitimde çöküşün ne kadar derinleştiği ortaya çıktı.
2021 LGS (Liselere Geçiş Sistemi) Merkezi Sınavı'nda 36 farklı ilden 97 öğrenci tam puan alarak birinci oldu.
Hem 2021 LGS'de hem de 2021 YKS'de tüm Eskişehir'de 'özel okullar da dahil' tam puan alan öğrenci çıkmadı.

İŞ BIRAKMA EYLEMİ!..

EĞİTİM İŞ (Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası), 29 Aralık 2021 günü iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme katılan eğitimciler; 'Gericileştirilmiş, piyasalaştırılmış eğitime karşı çıkarken, Atatürk'ün öğretmenlere emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istediklerini' vurguladı.

Eğitim İş'li öğretmenlerimizin 'Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS, TÖB-DER ve Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız ve Nazım'ın dediği gibi 'ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız.' ' sözleri ise oldukça anlamlıydı.

BAKANLIK KAPISINDA 'ZİNCİRLİ KİLİT'!..
2002 yılından bu güne tam 8 kez Milli Eğitim Bakanı 17 kez eğitim sistemi değiştirildi ama hala Türkiye'de ailenin sosyoekonomik durumu, çocuğun başarısını ve eğitime erişimini belirleyen en önemli etkenlerden biri olmaya devam ediyor.

3-5 yaş grubundaki okullaşma, son yılların en düşük değerlerine geriledi.

Okullarımız arasında bölgelere, yörelere hatta aynı kent içinde semtlere göre değişen nitelik farklılıkları giderilemedi. En düşük ve en yüksek başarı ortalamalarına sahip bölgeler arasındaki başarı farkı, neredeyse 3 yıllık öğrenme sürecine karşı gelmeye başladı.

Liselere geçişte uygulanan, imam hatiplere ve özel okullara öğrenci kazandırmaktan başka bir şeye yaramayan, öğrenciler arasında eşitsizliği derinleştiren 'dünyanın en adaletsiz sistemi' LGS'nin bu yılda aynen devam edeceği açıklandı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in, 2021 yılının son günlerine kadar, en önemli icraatının (!) tüm genel müdür ve daire başkanlarını, 'şimdilik' 12 il milli eğitim müdürünü görevden almaktan ibaret olduğunu sanıyorduk.

Sayın Özer, bütçe görüşmeleri sırasında yapılan eleştirilere sakin ve uygarca yaklaşımlarıyla muhalefetin övgüsünü kazanmıştı. Ancak, Mahmut Özer maalesef (!) 'üst siyasetin girdabına kapılarak', öğretmen atamalarında yapılan sözlü sınavlarla ilgili bilgi almak için Milli Eğitim Bakanlığı'na gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Bakanlık kapısını zincirli kilitlerle kapatıp içeri almayarak tarihteki (!) yerini aldı.

Böylece genelde Türkiye'nin özelde Milli Eğitimin asıl ihtiyacının Bakan koltuğunda oturan 'bürokratların' değişimi olmadığı bir kez daha anlaşıldı..

Yeni bir yıla daha girerken, geleceğimizi çağdaşlığın aydınlığında; akılcı, laik, bilimsel ve kamusal öncelikli bir eğitim ile şekillendireceğimiz, sevgi dolu, mutlu, sağlıklı daha nice yıllara el ele hep birlikte ulaşmanızı dilerim.