Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli, muhalefetin 'erken seçim' çağrısına ısrarla, 'boşa beklemeyin seçimler zamanında 2023 de yapılacak' diyor.

TBMM'deki sandalye dağılımına baktığımızda eğer Bahçeli, 'erken seçim yapılsın' demedikten sonra erken seçim olması mümkün değil.

Ya Devlet Bahçeli, 'bende erken seçim diyorum' diyecek ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'yi fesh edecek.

Veya CHP ile İYİ Parti sine-i millete dönecek.

Erken seçim için başka seçenek yok.

Sine-i millet, kısaca Meclis zeminini terk ederek millete dönmek olarak açıklanıyor. Anayasa sine-i milleti yani milletvekilinin istifasının TBMM Genel Kurulu onayı ile olabileceğini söylüyor.

AK Parti ve MHP kabul etmezse o da mümkün değil.

Erken seçim için ipler MHP'nin elinde.

MHP'de AK Parti'ye kayıtsız şartsız destek verdiğine göre 2023'ü bekleyeceğiz gibi görünüyor.

ESNAF, EMEKLİ VE DAR GELİRLİLER ŞİKAYETÇİ

2023 seçimlerine daha iki yıl var.

Çok uzun bir süre.

Tabi ki köprünün altından daha çok sular akacak.

Ancak 2023 seçimleri hem AK Parti hem de MHP için zor geçeceğe benziyor.

2020 yılının son üç ayı ile 2021'in ilk üç ayında kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptıkları anketleri inceliyorum.

Anketlere baktığımda bir tek araştırma şirketinin haricindeki sonuçlar AK Parti ile MHP'nin oylarının ciddi oranda düştüğünü gösteriyor.

Yaşadığımız pandemi nedeniyle özellikle küçük esnaf yapılan desteklerden memnun değil.

Sadece esnaf değil tabi.

İşyerleri kapandığı için asgari ücreti bile alamayan çalışanlarda tepkili.

Dar gelirliler ve emekliler de yılbaşında aldıkları zamların pandemiden dolayı gıda fiyatlarının yüzde 20 oranında artmasıyla cepten yediklerinden yakınıyor.

Bu kesimleri memnun edecek adımlar atılamaz ise 2023 seçimleri AK Parti ve MHP'yi hiçte iyi günler beklemiyor.

İKTİDAR İLE MUHALEFET ARASINDAKİ DENGE ÇOK KRİTİK

Dün Twitter'da gezinirken MetroPoll Araştırma Şirketi'nin açıkladığı son seçim anketinde çarpıcı sonuçlar gözüme çarptı.

Kararsız ve dar gelirli seçmenin seçimin kilidi olacağı belirtiliyor.

Yani benimde yukarıda yazdıklarımı doğruluyor.

MetroPoll Araştırma Şirketi, Türkiye'nin Nabzı Mart 2021 anketinin sonuçlarını açıkladı.

MetroPoll yöneticisi Özer Sencar, 'Bu iki gruba sesini duyurabilen ve ulaşabilen partilerin kazanma şansı yüksek olacaktır. Kimse hayalci olmasın ve rakamlarla uğraşmasın' diyor.

MetroPoll yöneticisi Özer Sencar tarafından Twitter'da açıklanan anketin sonuçlarına göre, iktidarı oluşturan AK Parti-MHP bloğu yüzde 39 oy alırken, muhalefet partileri yüzde 40 civarında oy alıyor. Kararsız, protesto oyu ve cevap yok diyenlerin oranı ise yüzde 18 olarak ön plana çıkıyor.

KARARSIZLARIN ÜÇTE BİRİ AK PARTİ KÖKENLİ

Kararsızlar içindeki 6 puanlık AK Parti kökenli seçmeninden 1.5 puanı Erdoğan'a sıkı bağlı olduğunu söylemiş. Sencer, Twitter'da yaptığı paylaşımda; '1.5 puanı ise gevşek bağlıdır. Dolayısıyla bunların tekrar AK Parti'ye dönme ihtimali söz konusudur, özellikle sıkı bağlıların. Kalan 3 puanlık AK Parti kökenliler, AK Parti'yi de Erdoğan'ı da terk etmiş' ifadelerine yer vermiş.

KARARSIZ VE DAR GELİRLİ SEÇMENE ULAŞAN KAZANACAK

Özer Sencar, anket sonuçlarını değerlendirirken; 'Kararsızlar ve dar gelirli seçmene ulaşabilen partilerin kazanma şansının yüksek olacağını' belirterek; 'Kararsızları ne oransal ne de keyfi dağıtmakla uğraşmayın. Onları anlamaya, onlara ulaşmaya ve ikna etmeye yoğunlaşın' ifadelerini kullanmış.

* * *

Kısa Çalışma Ödeneğinin devamı istiyorlar

İşletmeler geçtiğimiz 31 mart itibarıyla sona eren Kısa Çalışma Ödeneği'nin yeniden hayata geçirilmesini istiyorlar.

Eskişehir Sanayi Odası (ESO), Eskişehir genelinde gerçekleştirdiği ve önemli sonuçlara ulaştığı ankete 1000'in üzerinde işletme ankete katılım gösterdi.

Buna göre ankete katılanların yüzde 84'ü Kısa Çalışma Ödeneğinin yeniden başlatılmasını istemiş, yüzde 91'i kamuya yapılacak vergi ve benzeri ödemelerin ertelenmesi talebinde bulunmuş. Yüzde 87'si ise işletmelerinin yeni kredi desteklerine ihtiyaç duyduğunu belirtmiş.

Haksız rekabetin önüne geçilmesi ise gelen taleplerin başında bulunuyor.

ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş'ın anket hakkında açıklaması ise şöyle:

'Pandemi döneminde sanayicilerimizle birlikte şehrimiz genelinde işletmelerimizin de durumunu tespit etmek, sektörlere özel taleplerin ve çözüm önerilerinin oluşturulmasını sağlamak için yaptığımız ankete yine işletmelerimizden yoğun bir katılım gerçekleşti. İşletmelerimizin durumunu ortaya koymada önemli verilere ulaşmanın yanı sıra bu işletmelerin çözüm önerileri de ankete yansıdı. Özellikle devlet destelerinin bu noktada ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. İşletmelerimizin ciddi bir destek talebi var'.

'Haksız rekabet önlensin'

Ankete katılan 1000'in üzerindeki işletmeden yüzde 91'i ödemelerin ertelenmesini istemiş. Yine işletmelerin yüzde 87'si yeni kredi imkanları talep etmiş.

İşletmelerin taleplerini sorulduğunda vergilerin ertelenmesinin yanı sıra ciddi indirim talep ve haksız rekabetin önüne geçilmesi istekleri oldukça fazla.

Yapılan anketin bir rapor haline getirildiğini söyleyen ESO Başkanı Kesikbaş, 'İşletmelerimizin sesini duyurmak ve taleplerini geldiğimiz noktada daha iyi anlamak için Odamızın gerçekleştirdiği anketi başka Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olmak üzere, ilgili bakanlıklarımız ve kurumlarımız ile paylaşacağız' dedi.

* * *

Pandemi nedeniyle sadece sanayiciler değil pekçok esnafta haksız rekabetten yakınıyor.

Bunların başında da pazarcılar geliyor.

Cumartesi ve pazar sokak kısıtlaması uygulandığından sokak pazarları kurulamıyor.

Ancak marketlerde sebze-meyve satışları yapılıyor.

Gerekçe, 'pazaryerlerinde kalabalık oluşuyor' ise sokak kısıtlaması olduğu günler marketlerin önünde ve içerisinde oluşan kalabalığı görmüyorlar mı?

İnsanlar domates-salatalık almak için markete gidiyor.

İhtiyacı varsa cuma günü işten dönerken pazarlardan veya manavlardan, marketlerden gideremez mi?

ETO BAŞKANI DA HAKSIZ REKABETTEN YAKINDI

Sanayi Odası'nın anketinde sanayiciler haksız rekabetten yakınmışlar.

Aynı konudan Ticaret Odası Başkanı Metin Güler de rahatsızlığını belirtti.

Güler, süper market zincirlerinin hafta sonu kısıtlamalarını fırsata çevirerek hem ticaretlerine devam ettiğini hem de A'dan Z'ye her ürünü satmayı sürdürdüklerini belirterek, küçük ölçekli işletmelerin mağdur edildiğini vurguladı.

ETO Başkanı Metin Güler'in açıklaması şöyle: 'Eskişehir'deki zincir süpermarket sayısının ilçelerle birlikte 400'ü aştı. Pandemi kapsamında hafta sonu için alınan kısıtlama tedbirleri nedeniyle gıda üreticileri ve marketler dışındaki tüm işletmelerin dükkanları kapatılıyor. Süpermarket zincirleri ise pandemiyi avantaja çevirerek hem ticari faaliyetlerini sürdürdürüyor hem de gıda maddesinin yanı sıra kırtasiyeden züccaciyeye, beyaz eşyadan otomobil lastiği ve ekipmanlarına kadar A'dan Z'ye her ürünü satmaya devam ediyorlar.'

Bu haksız rekabetin sona ermesi için oda olarak girişimde bulunduklarını da hatırlattı.

* * *

Yerden göğe kadar haklı.

Onların suçu küçük esnaf olmak mı?

Zincir marketler hafta sonları uygulanan sokak kısıtlaması kapsamı dışında tutulsun, küçük esnafa ise 'sen kapatacaksın' demek hangi adalet anlayışına sığar?

Marketlerde hafta sonu uygulanan sokak kısıtlması kapsamı içerisine alınsın, haksız rekabette ortadan kalsın.

İnsanlar ihtiyaçlarını ya hafta içerisinde ya da cuma gününden karşılasın.

Marketlerde küçük esnaf gibi cumartesi ve pazar günü kapatılsın.

Böylelikle insanların bir kilo domates, salatalık, pirinç, şeker, tuvalet kağıdı gibi benzeri tüketim maddelerini almak bahanesiyle evlerinden çıkıp gezip tozmalarının ve sokak hareketliliğinin de önüne geçilir.

Pandemi nedeniyle zaten zor günler geçiren küçük esnaf daha fazla mağdur edilmemeli.

Hem de haksız rakabet önlenmiş olur.

* * *

Koronanın kitabını yazdılar

Korona Virüs vaka sayısında Eskişehir'de ciddi oranda artış olunca çok mecbur olmadıkça evden çıkmamaya gayret ediyorum.

Hafta iki gün ES TV'de yaptığım programın dışında zamanımı evde değerlendiriyorum.

Vakit geçirmek, 'yurtta ve dünya da neler olmuş?' bilgilenmek için de internetten yaygın basının siteleri ile internet haber sitelerine girip gelişmeleri, haberleri, takip ettiğim köşe yazarlarının yazılarını okuyorum.

Sonra da sosyal medya hesaplarıma girerek kısa bir sörf yapıyorum.

Facebook'ta paylaşımlara bakarken Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesinin başarılı Başhekimi Dr. Mustafa Karagülle'nin paylaşımını gördüm.

Başhekim Dr. Mustafa Karagülle ve Dr. Ali Uğur Uslu, 'Korananın kitabını' yazmışlar.

'Covid-19 Sürecinde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Pratik Yaklaşımlar' adlı kitaba imza atan ikili kitapta pandemi sürecindeki deneyimlerini aktarmışlar.

Başhekim Karagülle, sosyal medya da yaptığı paylaşımda, 'Pandemi sürecindeki deneyimlerimizi paylaştığımız 'Covid-19 Sürecinde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Pratik Yaklaşımlar' adlı kitabımız Nobel Yayınevi'nde yayınlandı. Sürece katkısı olması dileğiyle' diye yazmış.

Dr. Mustafa Karagülle paylaşımda şu ifadelere de yer vermiş:

'COVID-19 salgını sadece bireysel değil toplumsal sorumlulukları da beraberinde getiren bir süreçtir. Kitabımız; bu zorlu süreçte önemli sayıda COVID-19 hastasının tedavisinin ve bakımının başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği bir pandemi hastanesindeki her hizmet dalından uzmanların tecrübelerinin bulunduğu ortak üründür. Amacımız, bu bilgilerin halen devam eden pandemi ve bundan sonraki ortaya çıkabilecek pandemiler ile mücadelede sağlık çalışanlarına ışık kaynağı olması ve sağlık hizmet sunumunu kolaylaştırmasıdır.'

Paylaşıma yorum yapan bir arkadaşımın da şu sözleri dikkatimi çekti:

'Pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının fedakarlık ve destanlık örneğini yazan, büyük bir ortak emeğin ürünü olan bu kitaba katkıda bulunan tüm yazarlara saygı ve şükranla...'

* * *

Kitabı alıp okumadım.

İlk fırsatta çarşıya indiğimde alacağım.

Bu vesile ile kitaba katkıda bulunan tüm sağlık çalışanlarına ve onları kaleme alarak kitap haline getiren Başhekim Dr. Mustafa Karagülle ve Dr. Ali Uğur Uslu'yu kutluyorum.

Okuru bol olsun.

* * *

Zaman Kısa

Hayalere, zamana bırakmak büyük yanlışlık diye düşünüyorum.
Hayalini kur ama zamanla olur ya deme,zaman içinde kaybolmasın. Birileri ufak ufak devam ederken sen günü gelince yaparım diye ertelediğin sürece hayallerin hayalde kalır.

Bir hedefi koy ama o hedefte azda olsa düzenli ilerle yoksa boşa kürek sallamak birgün diye devam etmekle sürer.

Bizim için hayat kısa ve biz insanlar sadece üç güne hazır modunda ve bilincinde zamanlı hareket etmek zorundayız. Kısaca ömür kavramı 3 üç günlükbir zaman dilimine bölünmüştür işte bu zaman dilimi, DÜN, BUGÜN YARIN.
DÜN geçti ve telafisi yok. BUGÜN ise geçmeye devam ediyor. YARIN ise bugünümüz olmaya devam ederken bugünlerimiz düne gerilemekte, yani kısaca bu zaman dilimine göre çok hızlı ve azimli olmak zorundayız.

(alıntı)