Ekonomi haberleri Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Nasıl düşsün ki? Alt gelirli olarak tanımlayabileceğimiz insan sayımız her geçen gün artarken ekonominin Türkiye gündeminde hızla öne çıkması sürpriz değil elbette. Art arda gelen olumsuz verilerin üzerine Maliye Bakanının istifasını açıklama sürecinde yaşananlar ülkemizin aslında düştüğü darboğazın ve ekonomik verilerin ön plana neden çıktığının kısa özeti gibi. Art arda gelen olumsuz veriler, olumsuz haberler Hükümet yönetiminde iç kavgaları da başlattı. Cumhurbaşkanı ile Berat Albayrak arasında geçen kavgayı neler olup bittiğini iyi analiz etmek gerekiyor. Sorun sadece reel sektörün döviz borçları mı? Sadece Merkez Bankasının uyguladığı faiz politikalar mı? Peki, neden bu durumlara geldik nasıl geldik? Sormayacak mıyız? Araştırmayacak mıyız? Sizlere daha önce benzer bir kavgayı hem de ekonomimiz yüzde 7'ler civarında büyürken yaşanan bir kavgayı anımsatmak isterim. O zaman belki içine düştüğümüz durum daha net anlaşılır; Sayın Cumhurbaşkanımız ile o zamanın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek arasında geçen kavgayı hatırlayalım, ne demişti Mehmet Şimşek; Meşhur ABD Başkanı John F. Kennedy'nin lafı var: 'Çatıyı güneşliyken tamir etmek lazım.' Şu anda faizler nispeten düşük, ekonomiler büyüyor ama yağmur yağacak. Bunlar için tedbir alıyoruz. Dövizle borçlanmaya sınır getireceğiz, KOBİ'lerde yaptık. Büyükler yönetebildiklerini söylüyor ama görüyoruz yönetemiyorlar, tedbiri alacağız.'
Şimşek'in küresel para piyasalarındaki kariyerinden haberdar olanlar, Bakan'ın bu teşhisi ve kaygısını o zamanlar anlamıştı. Özellikle dış yatırımcının nabzını iyi tutan bir yönetici olarak bilinen Şimşek siyasi serüveni başlamadan önce, 2005 yılı sonunda ünlü yatırım bankası Merrill Lynch'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü başkanlığına getirilmiş ve AKP'den milletvekili adayı olduğu Mayıs 2007'ye kadar bu görevi sürdürmüştü. 2007 genel seçimleri sonrası kurulan hükümette Hazine'den sorumlu devlet bakanı olarak görev alan Şimşek sonraki hükümetlerde maliye bakanlığı da yaptıktan sonra ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı görevini üstlenmişti.
Ancak Şimşek'in hava açıkken çatıyı onarmak sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdırmış oda cevap vermişti. Erdoğan ;'Ülkenin bu psikolojik üstünlüğünü uluslararası camiaya vermesi gereken arkadaşlar bu tür yanlışı yaparlarsa affedilir yanı olamaz. Ortada büyümede büyük bir başarı var. Biz yüzde 7,5 büyümeyi konuşurken bunları söylüyorlar. İnsan kendi ayağına kurşun sıkar mı? Kredi derecelendirme kuruluşlarının not oyunları, döviz spekülasyonlarının tavan yaptığı dönemde büyümedeki netice umarız herkese ders olmuştur. Kur aşağı kur yukarı diye tutturmuşlar, geçin bu işleri. Türkiye ekonomisi ortadadır. Teori başka, pratik başka bir şey. Bunları birleştirebilirseniz saygı duyarım ama bunu başaramıyorsanız sen yoluna biz yolumuza.' Her ekonomik uyarıya bu şekilde yaklaşıp kendi içerisinde hem de kariyeri üst seviyede olanlardan bile gelen uyarılara sert üslupla karşılık veren bir yönetim anlayışının gemiyi karaya vuracağı sanırım o zamanlardan belliydi! Ve gemi resmen karaya oturdu! Bu saatten sonra alınan tedbirler ne denli fayda getirir birlikte göreceğiz. Ancak şunu belirtmekte fayda var ki göz göre göre bu noktaya getirilen her geçen gün fakirleşen İnsanlara hesap vermeden hiçbir şey olmamışçasına acı reçete uygulayacağız diyerek bedel ödetmeye kalkmak kabullenir bir durum olamaz. Halktan yana çalışandan yana bir ekonomik düzen kurulmadıkça da ödenecek bedellerin ağırlığının artacağı gün gibi ortada olur ve bizler de daha çok kafa yorar daha çok soru sorarız; Neden bu duruma düştük? Nasıl bu duruma düştük?!...