Ne diyorduk?
Hitler'in karşısına üç savaş esiri çıkarmışlar.
İngiliz, Fransız ve Yahudi
İyi günündeymiş Hitler.
Korkudan titreyen esirlere,
'O kadar da korkmayın, size birer soru sorup bileni serbest bırakacağım,' demiş.
İngiliz esire sormuş,
'Biz bu savaşa kaç yılında başladık?'
Yırttım, demiş İngiliz esir.
Sevinçten, tekmil verir gibi gür bir sesle;
'1 Eylül 1939'da sizin Polanya'ya girmenizle başladık!' demiş.
'Bravo! Bırakın gitsin,' demiş Hitler.
Fransız'a sormuş,
'Söyle kaç kişi öldü bizim bu savaşta?'
Fransız esir de cevabı biliyor olmanın sevinciyle hemen söylemiş:
'Altmış milyondan fazla!'
'Aferin! Bu askeri de bırakın gitsin,' demiş. 'Yediğimiz bokun insanlığa neye mal olduğunu iyi biliyor.'
Sıra Yahudi esire gelince,
'Say ulan savaşta ölenlerin künyesini!' demiş.

***

Ne diyorduk?
E tabi niyeti baştan bozuk olunca insanın, altmış milyondan fazla savaş zayiatının künyesini sorar adama diyorduk.
Kurt da dereden su içen ceylanı görmüş.
Görür görmez de niyetini bozmuş.
Ne yapıp yapıp yiyecek ceylanı.
Yemesine yiyecek de aslan kralın emri kesin:
'Haksız yere kimse kimseyi yemeyecek! Bundan böyle bu orman, orman kanunlarıyla yönetilecek. Adalet ormanın temelidir!'
Kurt öfkeyle bağırmış ceylana yukarıdan,
'Bana bak kuzucuk, suyumu bulandırdığın için seni yiyeceğim hemen şimdi!'
'Ama efendim,' demiş ceylan, 'nasıl olur, siz yukarıdasınız ben aşağıdayım. Su sizden bana doğru akıyor.'
'Hımm!' demiş kurt. 'Seni çokbilmiş seni!'
Lak lak suyunu içerken kurt, karnı guruldamış açlıktan.
Ne yapıp yapıp yiyecek ceylanı.
'Tanıdım seni!' diye bağırmış ceylana. 'Geçen bahar bana küfredip kaçan sen değil miydin?'
'Yok artık daha neler!' demiş ceylan. 'Ben dünyaya geleli henüz daha altı ay oldu. Geçen bahar annemin karnındaydım ben.'
Daha da iyi ya bu, diye düşünmüş kurt. Kim bilir ne kadar tazedir etin şimdi senin.
Daha fazla dayanamamış ceylanın kendisine laf yetiştirmesine kurt.
'Seni kaynana dilli kuzucuk seni!' diye bağırarak atılmış ceylanın üzerine.

***

Ne diyorduk?
Özünde zorbalık olunca insanın; hak getire hak, hukuk, adalet diyorduk.

***

Ne diyorduk?
Öğretmen de sınıfa girince,
'Derse hazır mıyız çocuklar,' diye sorar kimi zaman.
Aslında bu,
'Derse hazır mıyım,' diye sorulan bir sorudur içten içe.
E tabi kolay değildir öğretmek de öğretmeye hazır olmak da.
Hangi filmdi hatırlamıyorum, izlediğim bir filmde;
'Yola çıkmaya hazır olduğundan emin ol!' diyordu.
Neden bu kadar etkilemişti bu tek cümle beni.
Çünkü hazır olmadan çıkarsan yola, perişan olursun yolda.

***

Ne diyorduk?
Yazı yazmak da kolay değildir, diyorduk.
Hele bir de hazır değilsen yazıya…
Perişan olursun, hatta rezil rüsva olursun yazıda yaptığın hatalarla.

***

Ne diyorduk?
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az diyorduk!