Dün yerel gazetelerde Eskişehirspor Teknik Direktörü Mustafa Özer'in açıklamasını okuyunca inanamadım, şaşırdım, hatta kızdım.

Özer, acaba o açıklamayı Siyah-Kırmızılı Kulübün Başkanı Mustafa Akgören'in veya yönetim kurulu üyelerinin bilgisi dahilinde mi yaptı?

Gerek gazetelerde gerekse sosyal medyada hakkında yapılan eleştirilere şu sözlerle cevap vermiş.

'Eskişehirspor'un içinde bulunduğu ekonomik şartlara aldırış etmeden görevi üstlendim. Bugünleri ve geleceği kurtarmak için fedakarca çalışanlardan hesap soruluyor. Sosyal medyada bizleri eleştirenler, elbette ki gerçekleri biliyor. Fakat bizleri eleştirmek kolay, kulübü 300 milyon TL borca sokanlar, bugün ki enkazı hazırlayanlar eleştirilmiyor. Bugünleri ve geleceği kurtarmak için fedakarca çalışanlardan hesap soruluyor. Bizden değil, kulübü bu duruma getirip 300 milyon borç bırakanlardan hesap sorulsun.'

Mustafa Hoca, sanıyorum teknik direktör olduğunu unutmuş!

İşi gücü bırakmış oturmuş basın açıklamasında bulunmuş!

Hem de kulüp başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin veya taraftarların söylemesi gerekenleri kaleme almış!

Haddini de aşmış.

Mustafa Özer, sen bu kulüpte maaşla hizmet veren teknik direktörsün.

Senin görevin kulübün futbolcularına antrenman yaptırmak, oynanacak maçlara takımı hazırlamak.

Geçmiş yöneticilerden 'hesap sorulsun' demek senin haddine değil.

Kaldı ki hesap soracak bir kurum varsa o da Eskişehirspor kongre üyeleri ve genel kurula katılan hazirundur…

Şayet var ise bir usulsüzlük bu devletin hakim ve savcıları var. Birileri gider şikayet eder.

Onlar da kulübün hesabını kitabını inceler, usulsüzlük yapılmış olduğuna kanaat getirirlerse suçu kim veya kimler işlemişse mahkemeye sevk ederler.

Sanki eski yöneticilerin usulsüzlük yaptıklarını belgelemiş gibi, haddini aşarak, 'kulübü bu duruma getirip 300 milyon borç bırakanlardan hesap sorulsun' demiş.

Bu sözleri söyleyecek en son kişi sensin Mustafa Hoca.

Eskişehirspor sevgisi sadece sende değil.

Bu şehirde yaşayan 7'sinden 70'ine kadar hepimizin yüreğinde Siyah Kırmızı sevda var…

'Eskişehirspor'un içinde bulunduğu ekonomik şartlara aldırış etmeden görevi üstlendim' diyorsun.

Senin gibi, senden önce görev yapan teknik direktörler de hemen hemen aynı şartlarda çalıştılar.

Çoğu senin gibi yaptığı hizmetin karşılığını hala alamadı.

Hiçbiri; 'kulübü bu hale getirenlerden hesap sorulsun' demedi.

Hatta bu takımı 1,5 sezona yakın çalıştıran, maddi manevi büyük fedakarlık yapan Fuat Çapa, cebinden kulübe 535 bin TL borç verdi.

Hala o borç ödenmedi.

'Birçok olumsuzluğa rağmen kulübümüzün geleceği adına yılmadan görev yaptım. Yeni sezona başlarken de takımdan ayrılan ve dönmeyen oyunculara rağmen 24 saat görevimizin başında, elimizdeki kadroyla en iyi şekilde lige hazırlandık' diyorsun.

Fuat Çapa göreve geldiğinde ilk kez A takım forması giyen, bırak 1. Ligi, 3. Lig tecrübesi bile olmayan 16-17 yaşındaki gençlerden oluşan kadro ile yarım sezon mücadele verdi.

'Bizim çocuklar' diyerek üst üste alınan başarısızlıklarını bugünkü gibi eleştirmedik.

Eleştirmiş olsaydık, onlara haksızlık yapmış olurduk.

Bugün o futbolculardan çoğu duruyor.

Gelelim seni neden eleştirdiğimize?

Bırakın Eskişehir'i, hatta Türkiye'yi dünyanın hiçbir ülkesinde 16 maçta galibiyet yüzü görmemiş, bir kulübün teknik direktörü görevde kalmaz, kalamaz, kaldırmazlar.

Ya kendisi istifa eder ya da kulüp yönetim kurulu görevden alır.

Taraftarlar üst üste gelen başarısızlıklar nedeniyle doğal olarak tepkisini dillendirmeye başladı.

İki maç daha kaybetmen halinde arkandan teneke çalacaklar.

Bir de eleştiriler senin şahsına yapılmıyor.

16 maçtaki başarısız performansın eleştiriliyor.

Son sözüm Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mustafa Akgören ile yönetim kurulu üyelerine.

1-Mustafa Özer, bu açıklamayı yapmadan önce sizden izin aldı mı?

2-Bir teknik direktörün, 'kulübü bu duruma getirip 300 milyon borç bırakanlardan hesap sorulsun' diyerek eski kulüp yöneticilerini eleştirmesini doğru buluyor musunuz?

3-Bulmuyorsanız kendisinden hesap sorma basiretini gösterebildiniz mi?

4-Yoksa Mustafa Hoca, sizin yerinize mi bu açıklamayı yaptı?

* * *

Adam çobana sordu:

-'Eğer sürüdeki köpeğini öldürürsen sana 100 sterlin vereceğim'.

Çoban için köpek çok kıymetlidir, sürüyü sevk ve idare eder, kurtlara karşı korur. Ama teklif edilen para da çok büyüktür.

Çoban köpeği yakalayıp, adamın önünde keser.

Adam bu sefer de çobana;

-'Köpeğin derisini yüzersen 100 sterlin daha veririm' dedi.

Çoban derhal köpeğin derisini yüzdü.

Adam çobana; 'köpeği parçalara bölersen bir 100 sterlin daha veririm' dedi.

Çoban onu da yaptı

Adam parayı verip oradan ayrıldı

Çoban adamın arkasından seslendi.

-'100 sterlin daha verirsen Köpeği Yerim!'

Adam, 'Asla. Ben sizin değer verdikleriniz hakkındaki karakterinizi öğrenmek istedim. Para için yoldaşın, yardımcın ve senin için çok kıymet ifade eden köpeğini kestin, yüzdün ve parçaladın. Eğer bir 100 sterlin daha verseydim, yiyecektin de. Benim ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim bu karakterindi' dedi.

Daha sonra adam yanındakilere dönerek şöyle devam etti:

'Bu karakter de fazla insan olduğu müddetçe korkmayın. Parayı verir her şeyi yaptırırsınız. 'Para her şeyi çözer!' diyorsa bir insan, 'Ben para için her şeyi yaparım!' demek istiyordur. Para her şeyi çözmez, para her kapıyı açmaz. Para sadece para için yaşayanların kapısını açar.'

(Alıntıdır)

*-******