Eskişehirspor Kulübünün yönetimi olağanüstü kongre kararı aldı. 1,5 sezon önce göreve gelmişlerdi.

Bu süre içerisinde kulübü iki sezon üst üste ligden düşürerek büyük bir başarıya imza attılar!

Bu başarılarıyla da tarihe geçtiler.

Kulüp Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri de bu başarılarından dolayı Eskişehir de çok şiddetli eleştirilerle karşı karşıya kaldılar.

Başkan Akgören, yapılacak kongrede çok uzun bir konuşma yapacağını, bu süreçte neler ile karşı karşıya kaldıklarını tek tek anlatacağını söylemiş.

Bir kere şunu söyleyeyim.

Bu pandemi döneminde yapılacak olan uzun konuşmayı kimse dinlemez.

İkincisi ise bu tür masalları Eskişehirspor kongre üyeleri, daha önceki kongrelerde de dinledi.

'Saadete gel saadete' (asıl konuya gelmek, işin özünü söylemek, esas meseleyi konuşmak) derler.

VALİ AYYILDIZ EL ATARSA BAŞARIR

Gelelim yazımın başlığına.

Kulübün borcu 300 Milyon TL civarında.

Yönetime talip olmak isteyenler var.

Ancak herkes bu büyük borcun altına girmekten korkuyor.

Kimsenin çevirebileceği bir borç değil.

Çevirebilinir mi?

Elbette ki çevirebilinir.

Yakın bir gelecekte mümkün değil.

Uzun vadede çözülebilir.

Ancak Eskişehirspor Kulübünün ve Eskişehirspor'a gönül vermiş olanların bunu beklemeye tahammülü yok.

Beklersek kulüp amatöre doğru yola çıkar.

Bu yolculuğu durdurmak mümkün.

Bunun da çaresi elbetteki önümüzdeki günlerde yapılacak olağanüstü kongre.

Eskişehir'in en büyük mülkü amiri Sayın Valimiz Erol Ayyıldız.

Sayın Valimizin spora ne kadar düşkün olduğunu biliyoruz.

Bir de Eskişehir de göreve başladığı ilk günlerde söylemiş olduklarını ve TSYD Eskişehir Şubesi yönetim kurulu olarak kendisine yaptığımız 'hayırlı olsun' ziyaretinde anlattıklarından biliyoruz.

ZOR AMA MÜMKÜN DEĞİL

Şimdi Sayın Valimiz şunu diyebilir.

'Eskişehirlilerin sahip çıkmadığı Eskişehirspor'a ben mi sahip çıkacağım?'

Yüzde yüz haklı.

Ancak bu kongre Eskişehirspor'un uçurum eşiğinden döneceği son kongre.

Bu kongrede bunu başaramazsak, siyah-kırmızılı kulüp yukarıda da belirttiğim gibi önümüzdeki iki sezon sonrasında amatöre düşebilir.

Bunu durdurmak mümkün.

Sayın Valimiz yasal olarak kulüp başkanlığı yapamaz.

Bırakın valiyi belediye başkanları da.

Şunu yapabilir.

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediye başkanları dahil tüm belediye başkanlarını, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Organize Sanayi Bölgesi, Esnaf Odaları Birliği başkanları ile şehrimizin irili ufaklı tüm sanayi kuruluşlarının patronlarını toplayarak onlardan kulübe yapabilecekleri desteğin ne olacağı konusunda görüş alabilir.

Hepsinden güçleri oranında destek isteyebilir.

Sadece kendilerinden değil, çalışanlarından da gönüllü olarak Eskişehirspor'a her ay küçük de olsa destek olmalarını rica edebilir.

Bu da her kuruluşa ya bir kumbara konularak ya da gönüllü olarak maaşlarından verecekleri bağışlar kesilerek.

ESO, ETO, BORSA, EOSB, EEOB BAŞKANLARININ DA

İÇİNDE OLDUĞU YÖNETİM OLUŞTURULMALI

Ticaret Odası, Sanayi Odası, BORSA, Organize Sanayi Bölgesi, Esnaf Odaları Birliği Başkanları bugüne kadar az veya çok ellerinden gelen destekleri yaptılar.

Kimileri de bizzat yönetime girerek taşın altına elini koyarak.

Bugün Eskişehirspor geçmişten daha zor günler yaşıyor.

'Var olup olmama' savaşı veriyor.

Bu savaşı Eskişehirliler olarak kazanabiliriz.

Bunun için başta Sayın Valimiz Erol Ayyıldız'ın manevi destek vermesi gerekir.

Kongreye sayılı günler kaldı.

Oda başkanlarının ve gerekirse sanayi kuruluşlarının patronlarının da içerisinde olduğu bir yönetim kurulu oluşması için kendilerinden destek istemeli.

Böyle bir yönetim kurulu oluşursa Eskişehirspor transfer tahtasını da açar, şampiyon olacak kadro da kurabilir.

Eskişehirspor'un tek kurtuluşu bir an evvel süper lige çıkabilmesi.

Bu durumda tüm borçlarından kurtulabilir.

Ondan sona ra bir evvel kulüp şirketleşmeli.

Dernek statüsü ile yönetilince bugünkü gibi birçok sorunlar yaşanıyor.

En azından şeffaflık olmuyor.

Bu da şehir de yönetimlere karşı güvensizlik oluşturuyor.

Sayın Valim bunu bir tek spor sever bir mülkü amir olarak siz gerçekleştirsiniz.

Zaman 'taşın altına elinizi koyma' zamanı.

Bunu başarabilirseniz Eskişehir halkı sizi hiçbir zaman unutmaz.

'Eskişehirspor Kulübü kurtaran vali' olarak gönüllere yazılırsınız.

* * *

'Gidici olanlar helallik ister'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, yaşanan pandemiden dolayı sıkıntıya düşenlerden 'helallık' istemişti.

Bu sözlerine kimisi 'helal olsun', kimisi ise,'helal etmiyorum' diye yanıt verdi.

Önceki gün CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, İYİ Parti İl Başkanlığına yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şu sözlerle gönderme yaptı.

'Ne esnaf, ne çiftçi, ne memur, ne emekçi hiç kimse bu helalliği vermek taraftarı değil. Ama gidici olanlar helallik ister, biz bunu çok rahat görüyoruz. Vatandaş hesaplaşmayı sandıkta yapmayı hedefliyor.'

* * *

Jale Nur Süllü'nün İYİ Parti İl Başkanlığına yaptığı ziyaretin amacı, geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e Rize ziyaretinde, bir grubun 'protesto' etmesini kınamak ve, 'geçmiş olsun' demekti.

Maalesef son günlerde, 'Millet İttifakını' oluşturan siyasi partilerin genel başkanlarına yapılan provakatif eylemlere sıkça rastlanmaya başlandı.

Bu provakatif eylemler, Türk milleti olarak hala demokrasi anlayışımızın gelişmediğini gösteriyor. Batının da, 'Türkler Demokrasi öğrenememişler' eleştirilerine maruz kalıyor.

Bir siyasi partiyi veya genel başkanını, milletvekillerini, partilerin yöneticilerinden hoşlanmayabilirsiniz.

Kimse kimseyi de zorla sevmek zorunda değil.

Eleştirebilirsiniz.

Bu en tabi hakkımız.

Ama bunu şiddete dökmek doğru değil.

O siyasi partiden veya liderin hoşlanmıyorsanız, önünüze sandık gelince sandıkta oylarınız ile gereken mesajı verebilirsiniz.

Batılı ülkelere bir bakın.

Hangi siyasi partinin genel başkanı sokakta şiddetle karşılaşıyor.

Unutmayalım.

Meral Akşener'e yapılan bu provakatif eylem benzeri, cumhur ittifakını oluşturan partilerin genel başkanlarına da yapılırsa, sonrasında iki karşıt gurup bir birine girerse, kan dökülürse bunun hesabını kim verecek?

Hepimiz hangi siyasi partiye mensup, destek veriyor olsak da, nasıl kendi görüş ve düşüncelerinize saygı duyulmasını bekliyorsak, karşı düşünceye ve görüşe de saygı göstermeliyiz.

* * *

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, bir kadın milletvekili olarak hemcinsi olan İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'e yapılan provakatif hareket nedeniyle geçmiş olsun ziyaretinde, 'Millet İttifakı' olarak geçtiğimiz genel ve yerel seçimlerde gösterdikleri başarıyı önümüzdeki seçimlerde de sergileme yönünde kararlılıklarını sürdürdüklerinin de altını çizmiş.

'Bizler Millet İttifakı vekilleri olarak elimizden geleni yapmayı sürdürüyoruz' demiş.

Cumhur İttifakını oluşturan partilerin sempatizmanları veya destekçileri bu tür provakatif hareketlerini devam ettirirlerse, önümüze gelecek ilk sandıkta seçmen gereken cevabı verir.

'YATIRIMI EN AZ ALAN ŞEHİRİZ'

İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu ise, 'Türkiye görüyürsunuz, yolsuzluk, yoksulluk içerisinde kıvırım kıvrım kıvranıyor. Vatandaşın cebinden çıkan para esnafa yapılan yardımın kat kat üzerinde. Kapanma süresinde esnaf kapalı kaldı. Herkesi perişan ediyorlar, süründürüyorlar. Ama süründürmedikleri bir kesim var, inşaat firmaları, yap-işlet işleri bunlar tıkır tıkır gidiyor. Biz geçen seneden beri Jale Hanım, Utku bey özellikle çiftçilerin sorunlarını dile getirdik. Ama bununla ilgili AK Parti iktidarı hiçbir şey yapmadı. Yatırımı en az alan şehirlerden biri Eskişehir. Varsa yoksa müteahhitlerin parası' diye konuşmuş.

* * *

Kabukçuoğlu'nun şu söznünün altını çizmek isterim:

'Yatırımı en az alan şehirlerden biri Eskişehir'.

Doğru.

AK Parti milletvekilleri, 'Eskişehir'e esnafa, çiftçiye şu kadar destek verildi' diyorlar.

Ama destek verdiklerini söyledikleri kesimler de, verilen desteklerden yararlanamadıklarını iddia ediyorlar.

O zaman bu destekler kime yapılıyor?

Bir de çifttçiye, üreticiye destek verdiklerini söyleyenler, akaryakıta gelen yüksek zam ile bu desteği geri aldılar.

Özellikle de beklenen yağışların olmaması nedeniyle tarlaların, bahçelerin en çok sulamaya ihtiyaç duyulan bir dönemde.

* * *

Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan ve Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, verilen desteklerin yetersizliğinden ve akaryakıta yapılan yüksek zammı eleştirirken,'kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar' sözlerini de hatırlatmak istedim.

* * *

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

Şimdiye kadar kazanmış olduklarını, bundan sonra kazanabileceklerini, vazgeçemeyeceklerini, yıllarca koruduklarını, daha yıllarca muhafaza etmek istediklerini...

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

Herkesin yaşamak istediği bir kişisel hayatı vardır ve onu yaşayabilmesi için arkada bıraktığı şeyleri düşünmemesi gerekir. Bilmelidir ki o birçok şeyi istediği zaman bütün evren ona yardımcı olur. Herkes yüreğinin sesini dinlemeyi ve yüreğinin diliyle konuşmasını öğrenmek zorundadır.

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

Bulduğun ve arkada bıraktığın için seni tedirgin eden aşk önünü kesmesin. Kişisel hayatını gerçekleştirmeni engellemesin. Yeter ki bulduğun ve arkada bıraktığın aşk ''saf madde' den yapılmış olsun. Üzerinden bin yıl geçmiş bile olsa, orada, o biçimde, senin bıraktığın haliyle duruyor olacaktır. Çürümeden, bozulmadan... Ve sen, nasılsa günün birinde oraya döneceksin.

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

Korkularını, tedirginliklerini, kafa karışıklıklarını, beni seviyorumlarını, ben onu seviyorumlarını, onunla yaşayabilir miyimlerini...

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

İhanet senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen, yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle, en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece kendisinden beklemediğin bir darbe indiremeyecektir kesinlikle, sana.

Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!

Kendi yolunda yürü. Başını dik tut. Kendini yenilmiş hissetme. Kişisel hayatını yaşa. Kahramanı, baş rol oyuncusu sensin. Bu senin öykün. sen sadece yaşa. Yüreğinin sesini dinleyerek, yüreğinin diliyle konuşarak yaşa!

(alıntı)

*-******