Birkaç gündür, yerel gazetelerimizde çıkan haberler üzerine yazıyoruz, ama olsun…
Hiç dert değil…
Dün 2 Eylül gazetesinde sevindirici bir haber vardı…
Haberde,
Odunpazarı Modern Müze'de (OMM) her yaş için eğitim programlarının başlatıldığı ve talebe göre uygulamanın genişleyerek devam edeceği belirtiliyordu…
Projenin mimarı da,
Müze Başkanı ve Kreatif Direktörü İdil Tabanca…
OMM'ye yüklenen bu yeni işlev,
Hem Eskişehir hem de gelecek nesiller için son derece yararlı ve verimli bir çalışma…

***

Kendimden ve kendi ailemden çok iyi bilirim;
2001 yılında yaşama veda eden Hikmet Şimşek, televizyonun yaygınlaşmaya başladı ilk dönemlerde;
Özellikle de tek kanal-TRT döneminde;
'Pazar Konserleri' adı altında bir program yapardı…
Programda,
Dünyaca ünlü klasik müzik bestecilerinin eserleri yayınlanırdı…
Pazar sabahlarımızı neşelendiren 'kovboy' western filmlerinin hemen ardından yayına girerdi…
Ne olurdu bilir misiniz?
Televizyon birden kapatılırdı…
Çünkü gereksiz yere elektrik tüketmenin gereği yoktu…
Bizim büyüklere sorarsanız,
Bir sürü insanın 'gıy gıy' bir şeyler çalmalarının hiçbir anlamı da yoktu…
'Pazar Konserleri'nde televizyon kazara açık kalsa bile, zılgıtı yerdik…
O anda televizyonu kapatmak sanki Allah'ın kesin bir emriydi…
Dönemin unutulmaz TRT Genel Müdürü İsmail Cem'in ısrarla sürmesini emrettiği bir programdı…
Yıllarca devam etti…
Ancak o dönem yetişen bizim neslin çok büyük bir bölümünün, klasik müzikle arası hiç barışmadı o yüzden…
Hep uzak kaldık…
Hep yabancı kaldık…
Kulağımız bir türlü alışamadı…

***

OMM'deki bu yeni eğitim programlarını okuyunca,
Bu programlardan birinin adının da 'Ağaç Yaşken Eğilir' olduğunu öğrenince aklıma direk, Pazar konserleri programı geldi…
Aslına bakarsanız, bizim neslimizin müzelere bakışı da bundan çok farklı değildi…
Müzelere gittiğimizde (o da ancak okulca ve zorla yapılan müze gezileriydi) soğuk, sessiz, oldukları yerde öylece duran heykellerin, cam fanuslar ve camekanlar içine dizilmiş kap-kacak, bıçak, kolye, çeşitli ev eşyalarına öylece bakar, çıt çıkarmaya korkar, gezinin bitip kendimizi bahçeye atmak için gözlerimizi kapatıp, içimizden sayardık…
O yüzden,
Müzeleri de çok sevemedik, müzelere de çok alışamadık…

***

İşte o nedenle,
OMM'nin hem çocuklar hem de yetişkinler için düzenlemeyi planladıkları bu etkinlikleri çok önemsiyorum…
Tiyatro da,
Klasik Müzik de,
Müzeler de,
Bizim çocuklar için artık yabancı değil, soğuk değil, gereksiz ve sevimsiz hiç değil…
Hiçbir zaman da öyle olmayacak…

***

OMM'nin Eskişehir için ve hatta Türkiye için ne büyük bir kazanç olduğunu anlatmaya gerek yok…
Ancak geliştirilen bu yeni kompleksle,
OMM yönetimi, kendilerini çok yukarıda görme, çok ayrıcalıklı bir yerde konumlama niyetinde olmadıklarını ve OMM'yi hem müze, hem okul gibi kullanmak konusunda kararlı olduklarını görüyoruz…
Ve ben bu projenin,
OMM'nin kurulması kadar önemli olduğunu bir kere daha yinelemek istiyorum…