Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından 19'uncu Geleneksel Antalya Eğitim Sempozyumu başladı 'Eğitimde Yeni Yaklaşımlar' konulu sempozyum 29-31 Ocak tarihleri arasında devam edecek.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sempozyumun açılış konuşmasında 'Çocuklarımıza öz geçmiş değil öz gelecek yazdırmak zorundayız' dedi. Aynı konuşmasında 'Burada geleneğin ve yeniliğin bir arada olduğunu görmekten mutluluk duyuyorum. Çünkü gelenek aslında yeniliğin çekirdeğidir. Dolayısıyla gelenek ve yenilik birbiriyle tezat değil, birbirini besleyen kavramlardır' diyerek gelenek olmadan yenilik olmayacağına dair önemli bir vurgu yaptı.
Gelenek, bilgi demek, birikim ve deneyim demek. Gelenekler kolay oluşmaz. Sabır gerektirir, hatalardan ders çıkararak oluşur. Dolayısıyla yaratıcılık, yenilikçilik ve icat geleneğimiz varsa ortaya çıkar.
Sayın Milli Eğitim Bakanı eğitimin en tepesindeki kişi olarak misafir geldiğinde çıkmayan, düğün olduğunda gitmeyen, bayrama katılmayan, cenaze törenlerinde yer almayan, kendi değer sistemini yaşamı içerisinde bulamayan çocuklar yetiştiğimizin farkındayız' dedi.
Milli Eğitim Bakanı sempozyumun açılış konuşmasında daha birçok şey söyledi. Söylediklerine katılıyoruz, destekliyoruz ama aynı zamanda söylemin ötesine geçerek eyleme geçmesini de bekliyoruz. Üniversite hocası değil, Milli Eğitim Bakanı olduğunun da farkına varmasını istiyoruz.
Arama konferansı yerine bulma konferansı yaptı. Güzel.
Öz geçmiş yerine öz gelecek yazdıracak. Hadi o da güzel.
Ama geleneği olmayanın yeniliği olmayacağı gibi, öz geçmişi olmayanın öz geleceği de olmaz.
Öz geçmiş iş ve meslek hayatına girerken veya girdikten sonra gerekli oluyor. İyi bir öz gelecek yazabilmek için sağlam bir özgeçmişe ihtiyaç olduğunu unutmayalım.
Eğitim açısından baktığımızda; öz geçmiş de önemli, öz gelecek de önemli. Ama asıl önemli olan öz bugün. Çocuklarımız asıl öz bugünü yazabilmeli.
İyi insan yetiştirmek istiyorsak çocuklarımıza öz bugün yazdırmalıyız. Öz bugün yazdırabilmek için ise eğitimin temel sorunu olan sınav sistemini (okullar arası geçiş sistemini) bir önce değiştirmek gerekiyor. Mevcut sınav sistemi devam ettiği sürece çocuklarımızın bugünü yok oluyor. Bu gün yok olunca da öz geleceğin yazılmasının mümkün olmayacağının da farkına varmamız gerekiyor.
Peki, çocuklarımıza öz bugünü nasıl yazdıracağız. Öncelikle eğitimin yan etkilerinden çocuklarımızı koruyarak ve kurtararak. Ve hemen şimdi, bugün, hiç vakit geçirmeden, çocuklarımızın içindeki cevheri ortaya çıkaran, yetenek ve yetkinliklerini geliştiren, hayatın anlamının farkında olarak mutlu olmasını sağlayacak sınavsız bir eğitim sistemi geliştirerek. Sınavsız bir eğitim de mümkün diyerek. Böyle bir sistemle çocuklarımız;
Kendini tanıyacak.
Başkalarının göremediği fırsat ve tehditleri fark edecek.
Sorunların farkına vararak çözüm üretecek.
Zorlukların üstesinden geleceğine inanarak çalışacak.
Değişimi önceden görebilecek.
Yenilikçi ve sıra dışı fikirler üretecek.
Fikirlerini hayata geçirmek için harekete geçecek.
Yapması gereken işi sabırla bitirecek.
İşlerini zamanında ve doğru biçimde yapacak.
En önemlisi kendisini yönetebilecek.
Mutlu olacak.
Tabi ki nihai olarak İYİ İNSAN olacak.
Bu arada yeni bir yazı konusu daha ortaya çıktı. Eğitimin Yan Etkileri.