Geçtiğimiz hafta, okullar açılırken devlet okulları çalışanlarının okullarını eğitime hazırlamak için gösterdiği çabaları yakından izledik. Hatta il merkezindeki bazı okullarda cefakar öğretmenler boya, badana işlerine bile katılmak zorunda kaldılar.
Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2018'in kalan 6 ayına ait 10,6 milyar TL'lik bütçesinin 2 milyar TL'si kesildi. En fazla kesinti okul onarımlarından yapıldığına göre, önümüzdeki günlerde eğitim emekçileri ve öğrencilere daha çok iş düşecek gibi görünüyor(!).

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ HANGİ İŞLERLE MEŞGUL?

Bir zamanlar tüm sınavlardaki başarıları ile Türkiye'ye adını duyuran Eskişehir; İl Milli Eğitim Müdürü sayesinde ulusal düzeyde haberlere konu oldu.

Okul servisleri ile anlaşmayı 'beceremeyenler' yüzünden Mihalıççık ve Alpu'nun bazı köylerindeki çocuklar günlerce okula gidemediler.

İşin daha vahim tarafı; İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen'in bu ciddi sorunu Vali Özdemir Çakacak'a haber bile vermediği ortaya çıktı.
Sayın Valimiz sorunu dolaylı bir şekilde öğrenmeseydi, bu çocuklar daha kaç gün okula gidemeyeceklerdi?
Milli Eğitim Müdürü'nün aklına hiçbir şey gelmediyse; belediyeler ile iş birliği yaparak, geçici bir süre bir belediye otobüsü ayarlamayı düşünemedi mi?
Bu seçeneği düşünmesini engelleyen nedenler mi vardı?

YÖNETMELİĞİ ERTELETMEYİ BİLİYORSUNUZ...
Geçen haftalardaki bir köşe yazımda 25/10/2017 tarihinde yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin uygulanmasının ertelendiğini yazmıştım.
Yönetmeliğin ertelenmesinin en önemli nedeni; servis araçlarında çocukların can güvenliği ile ilgili yeni donanımların servisçilere ek maliyetler getirecek olmasıydı.
Yönetmeliği erteletmeyi bilen okul servisi şirketlerinin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu anlayışına(!) karşılık; orta yol bir ücret ile anlaşarak köylerdeki çocuklarımızın okullarına ulaşımlarını sağlamaları gerekirdi.

EĞİTİM DESTEĞİNDE ADALETSİZLİK VAR MI?
Milli Eğitim Bakanlığı'nca dört yıl önce başlatılan özel okul öğrencilerine yönelik eğitim ve öğretim desteğinden bu yıl 75 bin öğrenci daha yararlanacak.
'Devlet okulları parasızlık içinde kıvranırken, okul masraflarını karşılamak için velilerin 'canlarından can giderken' özel okul öğrencilerine devlet desteğiverilmesinin gereksiz olduğunu' düşünenlerin sayısı oldukça fazla.
Eğitim desteğinin özel okullardaki öğrenci sayılarını bir miktar artırdığını biliyoruz. Ancak araştırmalar, desteğin daha çok zaten her durumda özel okulda okuyabilecek öğrencilere verildiğini gösteriyor.
Geçen yıl eğitim desteği başvurularındaki yanlış beyanlar yüzünden özel okullar büyük çaplı soruşturmalar geçirdi. Ancak; maaş bordrosunu gizleme olanağı olmayan memur çocuklarının teşvikten yararlanamadığı, gelirini gizleyebilen 'varlıklı' serbest meslek sahiplerinin çocuklarının teşvik aldığı iddiaları devam ediyor.
Sonuç olarak; özel okulları 'tartışmalı' kamusal desteklerle güçlendirerek eğitimin maliyetini azalttıklarını söyleyenler ve bu yolla çocuklara 'eşit fırsatlar' yarattıklarını iddia edenler, öte yandan kamusal eğitim alanındaki harcamalardan önemli kesintiler yapıyorlar.
Benim aklım ise hala, kendi akranları okula giderken 'üç kuruş' yüzünden günlerdir okullarına gidemeyen çocuklarımızda...
Bizim çocuklarımız bu kadar değersiz mi?