Sezon başından beri Eskişehirspor'da görevine son verilen üçüncü Teknik Direktör Cengiz Seçsev oldu.

Eskişehirspor'da karşılıklı anlaşılarak sözleşmesi feshedilen Coşkun Demirbakan'ın yerine teknik direktörlüğe 1,5 yıllığına Mustafa Özer getirilmişti.

21 hafta takımın başında kalan Özer'den beklenen başarı gelmeyince ve son 16 maçında galibiyeti unutunca yönetim bu kez görevine son vererek elinde Teknik Direktör diploması bile olmayan İlhan Var'ı, takımın başına Teknik Direktör olarak getirdi.İlhan Var'da 13 hafta çalıştırdığı siyah-kırmızılı takımda tek galibiyet alamayınca yönetim onunda biletini kesti.

Oysaki Mustafa Özer'in Teknik Direktör olarak görevlendirildiği dönemde kulüpteki futbolculara tek tek bakıldığında hepsi de birer değerdi.

Maalesef Eskişehirspor Kulübünün yöneticileri alacaklarını ödeyemeyince o futbolcular alacakları karşılığında sözleşmelerini feshederek gittiler.

Mustafa Özer, elinde hazine olmasına rağmen bu hazineyi değerlendiremedi.

DİPLOMASI DAHİ OLMAYAN İLHAN VAR'I GETİRDİLER

Mustafa Özer ile yollar ayrıldıktan sonra ısrarla bu takımın başına; 'Eskişehirli bir hoca getirin' diye diye dilimizde tüy bitti.

Hatta sağır sultan bile duydu!

Ama sesimizi bir türlü Eskişehirspor Kulübü yönetimine duyuramadık!

Antrenörlük hayatında hep 'yardımcı hoca' olarak çalışmış, Teknik Direktör Diploması dahi olmayan İlhan Var'a; 'Bu takımı sen kurtarırsın' diyerek kurtarıcı olarak getirip takımı teslim ettiler.

Kişiliğine ve beyefendiliğine diyecek bir tek sözüm olamaz.

13 hafta çalıştırdığı Eskişehirspor takımının da 'beklenen başarı' gelmeyince yönetim karşılıklı konuşarak yollarını ayırdı.

Bu süreç tam devre arasına denk geldi.

Takım Antalya'ya kampa gidecek, başında teknik direktör yok!

Ve yeni bir hoca ile anlaşma gereği bile duymadan, ikinci yarı hazırlığı için takımı altyapı hocalarına teslim ederek Antalya kampına gönderdiler.

Bu arada yönetim yine Eskişehir dışından bazı teknik direktörlerle teklifler götürdü.

Biz ise; 'hiç olmazsa bu kez hata yapmayın. Kulübün olmayan parasını şehir dışından gelecek hocalara dağıtmayın' demeye devam ettik.

Teklif götürülen Eskişehir dışındaki teknik adamlar, takımın içinde bulunduğu vahim durumu çok iyi bildikleri ya da kariyerlerini tehlikeye atmamak için ya kabul etmediler ya da kulübün ödeyemeyeceği miktarda 'yüksek rakamlar' teklif ederek bir anlamda kibarca reddettiler.

Eskişehirspor yönetimi, baktı gördü ki, teklif götürdükleri hocalar gelmiyor.

Sonunda, çaresizce ve mecburiyetten Eskişehirli teknik adam tercih etmek zorunda kaldılar.

YABANCILARA TANIDIKLARI SABRI SEÇSEV'E ÇOK GÖRDÜLER

Osman Cemoğlu ile birlikte yaptığımız ES TV'deki 'ES SPOR' programında kimsenin telaffuz dahi etmediği Cengiz Seçsev ismini ilk kez biz gündeme getirmiştik.

Neden Cengiz Seçsev?

Çünkü birinci, ikinci ve üçüncü liglerde takım çalıştırmış, başarılı olmuş ve elinde, 'Pro Lisans' diploması bulunan bir teknik adamdı. Futbol bilgisinin yanı sıra düzgün karakteri ve liglerdeki başarılarıyla da ön plana çıkan isimdi.

Eskişehirli bir teknik direktörün Eskişehirspor'a daha çok faydalı olacağını haftalarca ESTV ekranlarından haykırdık durduk. Hem de parasız pulsuz bile çalıştırır diyorduk.

Bir TV programında 'Eskişehirli Hocalar önce BAL Liginde çalışsın' diyecek kadar futbol fukarası olan Başkan Mustafa Akgören, gözünü açıp etrafa bakınınca Cengiz Seçsev'i nihayet gördü!

Şubat ayının başında ligden düşmesi hemen hemen kesinleşmiş Eskişehirspor'un başına, 'güya' bir sonraki sezonun planlamasını ve hazırlıklarını yapması için kendisiyle 1,5 yıllık sözleşme imzalandı.

Cengiz Hoca, kolları sıvayıp takımı çalıştırmaya başladı ama kulüpte ne Mustafa Özer ne de İlhan Var'ın dönemindeki futbolcu kadrosu vardı.

Yönetimin basiretsizliği ve İş bilmezliği nedeniyle takımdaki başarılı isimler tek tek kulüpten ayrılmıştı.

Cengiz Seçsev'e kala kala çoğunluğu acemilerden oluşan amatör bir futbolcu ordusu kalmıştı.

Amatör liglerde veya Eskişehirspor'un U-19 takımında bile forma giymemiş futbolcularla başarılı olması beklentisine giren öngörüden yoksun, vizyonsuz yönetim, Cengiz Hocadan silahsız, cephanesiz acemiler mangasıyla, adeta nükleer silahlarla donatılmış rakiplerini yenmesini istiyordu.

İki sezon önce 'bizim çocuklar' dediğimiz takımda bile yer almayan futbolculardan ve çaresizlikten 'profesyonel' yapılan bu çocuklardan başarı beklemek zaten büyük bir ütopya idi.

Sahaya çıktıklarında heyecandan dizleri titreyen futbolculardan başarı beklemek yalnızca siyah beyaz Yeşilçam filmlerinde olabilirdi…

Ama Cengiz Hoca, kısa süre içerisinde bu çocuklara futbolun alfabesinden başlayarak ve özgüven kazandırarak, kendilerinden belki de 10-20 gömlek üstün takımların önüne sürdü.

Tam mücadele etmeyi öğrenmeye başladılar dediğimiz günlerde takım içinde hiç beklenmedik şanssızlıklar yaşandı.

Takımın ağabeyi Sezgin sakatlandı ve daha sonra yeni yeni deneyim sahibi olmaya başlayan 10 futbolcu Covid-19 hastalığına yakalandı.

Cengiz Hoca'nın futbol oynamayı ve rakibin karşısında neler yapabileceklerini öğrettiği bu çocuklar salgın hastalıktan dolayı 2-3 hafta takımda yer alamadılar.

Yaşanan bu olumsuzluklara rağmen Mustafa Özer ve İlhan Var'ın döneminde Eskişehirspor taraftarlarının ve yöneticilerinin lig maçlarında yaşamadıkları galibiyet sevincini 34 hafta sonra konuk ettiği Royal Hastanesi Bandırmaspor'u 2-1 mağlup ederek yaşattılar.

Süper Lig mücadelesi veren oldukça pahalı ve geniş bir kadroya sahip Adana Demirspor ile berabere kaldılar.

KAYBEDİLEN MAÇLARA BAKIN?

Son haftalarda kaybedilen maçların videolarını oturup tekrar tekrar izleyin.

Galip gelebilecekleri maçlarda tamamen tecrübesizliğin kurbanı oldular.

En son 5-2 kaybedilen Tuzlaspor maçının videosunu dikkatle izleyin.

Cengiz Hoca ve yardımcılarının antremanlarda kendilerine öğrettiklerinin yarısını sahaya yansıtabilselerdi sezonun ilk deplasman galibiyeti de alınabilirdi.

Kaleci Cengiz Alp'ın maç boyunca yaptığı hatalar takımın bütün motivasyonunu bozdu.

Onur'un yüzde yüz kaçırdığı 2 pozisyon golle sonuçlansaydı Tuzlaspor havlu atmış olacaktı.

Yönetim sanıyorum bunları ya görmedi ya da görmek istemedi!

YABANCILARA TANDIKLARI ŞANSI

CENGİZ SEÇSEV'E TANIMADILAR

Yazımın başlarında da yazdım.

Mustafa Özer 21, İlhan Var 13 hafta takımın başında kaldı.

34 hafta bu takım galibiyet yüzü görmedi.

Cengiz Seçsev idaresinde çıktığı 11 maçta ise 1 galibiyet ve çok güçlü bir rakipten 1 beraberlik aldı. Üstelik ilk defa A takım formayı giyen genç ve tamamen tecrübesiz futbolcularla.

Ama 34 hafta Eskişehirli olmayan hocalara tahammül edenler, tam da acemi futbolcular futbol oynamaya başladıkları ve gol atmayı öğrendikleri bu günlerde Eskişehirli teknik adama sahip çıkamadılar.

Bu zihniyet devam ederse bugünkü tarihi not edin veya bu yazımı saklayın.

Eskişehirspor önümüzdeki sezon 2. Ligde de tutunamaz ve sezonun sonunda 3'üncü lig biletini de alır.

* * *

Biraz uzun oldu.

Sizi sıktıysam beni affedin.

Ama içimi dökmek istedim.

1975 yılından beri boynumda fotoğraf makinesi ile saha içerisinde yaşadığım o başarılı yılları ve taraftarların 'elendik' diye Atatürk Stadyumuna son 8 dakika da 1-0 yenikken 3-1 kazandığımız Avrupa devlerinden Sevilla karşılaşmasından sonra döktüğüm sevinç gözyaşlarını unutamıyorum.

* * *

Son sözümde Cengiz Hoca'ya olsun.

Hocam; 'Eskişehirspor'a faydalı olamadım' diye asla üzülme.

Senin kıymetin, değerin takımın pazar günü oynayacağı Balıkesirspor ve kalan diğer maçlarda daha net anlaşılacak.

Sen acemi askerlerle cephe de savaş kazanmak için uğraştın.

Bana ve birçok Eskişehirspor taraftarlarına göre de bu savaşı kazandın.

Bunu görmek istemeyen gözler, yüreği ve beyni mühürlü zat-ı muhteremler asıl kendini sorgulasın

Tam bir enkaz devralmıştın. Yeniden temel atıp bir eser yaratmak istiyordun ki, adına ne dersen de bazı aklı evveller ya da akıl fukaraları buna izin vermedi.

Senin ve ekibinin içi rahat olsun, yolun açık olsun hocam.

* * *

ADI VAR KENDİ YOK!

Eskişehir'in en büyük kanayan yaralarının başında 'çevre yolu' geliyor.

18 yıllık AK Parti iktidarların Ulaştırma, Şehircilik ve Alt Yapı Bakanları, Eskişehir'e her geldiklerinde 'Güney ve Kuzey Çevre Yolu yatırım programına alınacak' sözünü verdiler.

Ancak verilen sözler yıllar birbirini kovalamasına rağmen hep lafta kaldı.

Nüfusu 1 Milyona dayanan Anadolu'yu doğu ve batıya bağlayan kavşak noktası olan Eskişehir'de çevre yolu yok.

İstanbul, Bursa'dan gelip Ankara ve Doğu'ya, Akdeniz'e gidecek araçlar şehrin ortasında kalan sözde çevre yolunu kullanmak zorundalar.

Veya Doğu ve Akdeniz'den gelen araçlarda öyle.

Artık çevre yolu yoğun trafiği kaldırmaz duruma geldi.

Yoğun araç trafiğini ve meydana gelen kazaları görmesi gerekenler görmüyor!

SON 10 YILDA 600 ÖLÜMLÜ KAZA

Bugüne kadar gerek çevre yolu gerekse Eskişehir'in ilçe yollarını basın mensupları olarak bizler gazetelerimiz ve köşe yazılarımızda defalarca gündeme getirdik.

Muhalefet partilerinin milletvekilleri ve il başkanları da çok sık olarak bu konunun üstüne gittiler.

Ancak yazılanları ve söylenenleri duyması gerekenler okumadı, duymadı!

İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Eskişehir'in ulaşım sorunlarını gündeme taşımış.

Eskişehir'in uzun yıllardır hükümet tarafından dile getirilen, ancak her yıl açıklanan yatırım programlarında hükümetin öncelikleri arasına girmeyip rafa kaldırılan ulaşım projelerinin, Eskişehirlilerin, AK Parti Hükümetleri döneminde, değişmeyen öncelikli talepleri olduğunu söylemiş.

Eskişehir'in, konum bakımından stratejik bir yerde olmasına rağmen, yollar bakımından son derece ihmale uğramış bir şehir olduğunun altını çizmiş. Kabukcuoğlu, 'Mevcut çevre yolumuz, şehir ulaşımının omurgasıdır. Bu yolu şehir içi geçişlerde rahatlaması için alternatif Ankara -Bursa ulaşımını sağlayacak proje olarak düşünülmüş güney çevre yolu projesinin ortada adı var ancak kendisi yoktur' diyerek Ulaştırma, Şehircilik ve Alt Yapı Bakanına şöyle seslenmiş.

İLÇE YOLLARIMIZ ÖLÜM YOLU

'Eskişehir-Alpu-Bozan-Mihalıççık yolu, halk arasında ölüm yolu olarak biliniyor. Son 10 yılda 600 ölümlü kaza olmuştur. Eskişehir-Alpu arasındaki 39 kilometrelik yol dahi yapılamamıştır. Yıllardır bahsedilir, her seçim döneminde bir miktar yol yapılır ve çalışmalar tekrar durdurulur. Bugüne kadar her seçim döneminde 4 kilometre yol yapılsa bu yol şimdiye kadar biterdi. Ancak her seçim döneminde 1 kilometre yapılmaktadır. Eskişehir-Mihalgazi-Sarıcakaya-Nallıhan yolu, virajlarla doludur. 50 kilometre olan Eskişehir Sarıcakaya arası 1 saatte alınamaz. Bölgede yaşayanları canından bezdirmektedir. Bölgenin ekonomik gelişmesine engel olmaktadır'.

Acaba bu sözleri duyması gerekenler duydu mu?

Eskişehir'in bu önemli sorunu TBMM çatısı altında gündeme getirilmiş olsa da o çatı altında bulunan iktidar partisi mensupları kulaklarını kapatmışlardır.

* * *

İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukçoğlu gibi CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü'de zaman zaman ya TBMM Genel Kurul kürsüsünden ya da düzenledikleri basın toplantıları ile Eskişehir'in sorunları sık sık gündeme getiriyorlar.

Ama ne yazık ki bu gündeme getirilen sorunlara çözüm gelmiyor.

Bu gidişle 2023 yılına kadar da gelmeyecek.

* * *

Arslan Kabukçuoğlu, Eskişehir-Seyitgazi-Kırka-Afyon yolu ile Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Gemlik Limanı demir yolu bağlantısına da dikkat çekmiş.

'Yıllarca AK Parti hükümetlerinin dile getirdiği halde, 10 kilometrelik, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'ni Hasanbey Lojistik Merkezine, sonrasında Gemlik limanına bağlayacak olan demiryolu bağlantısı gerçekleştirilmemiştir. Bu bağlantının eksikliği nedeniyle Eskişehir Sanayisinin cebinden, sanayicilerin hesabıyla, fazladan 58 milyon dolar para çıkmaktadır. Bu, canını dişine takıp çalışan Eskişehir sanayicisine haksızlıktır. Eskişehirlilere haksızlıktır. Demiryolu bağlantısındaki bu eksikliğin giderilmesi elzemdir' demiş.
* * *

Bu sorunları AK Parti Eskişehir milletvekilleri de sık sık gündeme getirmeliler.

AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan, Ulaştırma, Alt Yapı ve Şehircilik Bakanını ziyaret eederek birlikte fotoğraf çektirip basına servis ediliyor.

Haber de;'Çevre yolu sorunu konuştuk' diyor.

Ama bir adım bile gelişme olmuyor.

İlçelerden sorumlu Milletvekili Emine Nur Günay da Ulaştırma, Alt Yapı ve Şehircilik Bakanını ziyaret ediyor.

'Eskişehir Güney-Kuzey çevre yolu ile ilçelerin yarım kalan yol sorunlarını aktardım' diyor.

Aktarılmasına aktarılıyor da sorunlar çözüme kavuşmuyor.

* * *

AK Partilerce sık sık, 'Eskişehir'in şehir içi trafiği Arap saçına döndü. Büyükşehir Belediyesi çözüm konusunda bir adım atmıyor' diye eleştiriyor.

Peki Arap saçına dönen çevre yolu ile ilçe yolları için AK Parti ne yapıyor?

Siz çevre yolu çalışmasına başlayın, ilçe yollarının genişletilmesi çalışmalarını da tamamlayın.

Ondan sonra; 'Biz çevre yolunu yaptık veya çalışmalarına başladık, ilçelerin yollarını genişlettik. Sen şehir içi trafiğini rahatlatacak bir çalışma bile başlatmadın' demeye yüzünüz olsun. * * *