Giderek dikkatimi çekmeye başladı. Eskiden yapılmış aydınlatması çok iyi olmayan parklar insanları korkutuyor.
Mahalle aralarında bulunan oldukça büyük sayılabilecek parklar, akşamları bazı insanların mekanları haline geliyor.
Geçmişte bende birkaç kez tanık olmuştum.
Aydınlatması zayıf parklarda geceleri görevli de olmadığı için, eline içki şişesini alanlar soluğu buralarda alıyor.
Alkol şişede durduğu gibi durmuyor.
Çakır keyif olduklarında attıkları naralar parkların civarında oturan insanları bırakın rahatsız etmeyi korkutuyor.
Aydınlatmaları zayıf parklarda alkol alan kişilere mahalle sakinleri başlarına bir sıkıntı gelmemesi için müdahale etmekten çekiniyor.
Ben Yenikent Mahallesinde oturduğum için buradan örnek veriyorum.
Yenikent Mahallesinde iki büyük park var. Birisi Odunpazarı Belediyesine ait Öğretmenler Parkı.
Odunpazarı Belediyesi, mahalle sakinlerinden gelen talepler doğrultusunda Öğretmenler Parkını bakıma aldı.
Sayısı az olan oturma gruplarını çoğalttı.
Kandil gibi yanan lambaların yerine sayılarını artırarak 'Led Ampullü' aydınlatmalar koydu.
Artık o parkın civarında oturanlar Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'a dua ediyorlar.
Büyükşehir Belediyesi modern ve estetik olarak da çok güzel parklar yapıyor.
Bu parklara başka illerden gelip gezenler hayran kalıyor, övgüler yağdırıyorlar.
Sazova ve Kent Park bunların en önemlileri.
Yazın şehrin her mahallesinden yüzlerce insan o parklarda hem eğleniyor hem de çocuklarıyla birlikte keyifli saatler geçiriyorlar.
* * *
Yaşam ve Kahve Fincanı
Bir grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Tüm eski öğrenciler, kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde, hocaları onlara şunu söylemiş:
- Farkına vardınız mı bilmem. Zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek, daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse; iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.
*
Kısadan hisse; özetle yaşama sarılalım, yaşamın değerini bilelim ama yaşamı değerli ve anlamlı kılan her şeyinde farkında olalım…
* * *
İlginç bilgiler:
-Bir karınca kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilir.
-Arılar yarım kilo bal yapabilmek için iki milyondan fazla çiçekten bal özü toplamak zorundadır.
-Bir mayıs sineğinin ömrü sadece birkaç saattir.
-Kangurular geri geri yürüyemezler.
-Penguenler, enerji tasarrufu yapmak için sarkaç hareketiyle yürürler.
-Dünya da insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.