Haftalardır hesap kitap yaptık Süper Lig'e giden yolda önce direndik, sonrada diriliş dedik kenetlendik. Denizli maçı ile hüsrana uğradık. Sarsıldık ama yıkılmadık.
Gücümüze giden o kadar yoldan nasıl geldikten ziyade ligin bitimine 2 hafta kala alınan bu yara, şampiyonluk yolunda derin düşünceler içerisine sokmaya başladı. Acaba ilk ikide çıkabilir miyiz, yoksa Play-Off da ne yapabiliriz.
Geçen sezon mayıs ayında şu an misafir olduğumuzu düşündüğüm lige düşmeden önce haftalarca yaptığımız matematiği şimdi ise ne acı tesadüftür ki gene Mayıs ayında Süper Lig'e çıkmak için yapıyoruz. Asıl beni düşündüren ise TFF'nin sezon bitimine 2 maç kala liderliğe oynayan 3 takımın maçlarının aynı gün ve saate alması. Şunu söylemeden edemeyeceğim. Acaba Denizlispor maçında kazanan taraf olsaydık gene bu değişikliği yapacak mıydı?
Burada doğru olan lig bitimine 4 hafta kala düşecek ve çıkacak olan takımların maçlarının aynı gün ve aynı saate alınmış olması gerekirdi.
3 hafta arka arkaya önce Eskişehirspor'un maçlarını oynatarak bizi resmen aslanların önüne attılar. Büyük taraftarın yapmış olduğu Denizli çıkartması ve yapılan organizasyon takım üzerinde stres yaptı. Nedense kendi göbeğimizi kendimiz kesemiyoruz.
Sezon başından bu yana şampiyonluk için çıktığımız bu yolda yapılan basit hatalarla kaybedilen puanlar camiada üzüntü yaratmıştır.
Denizli maçı sonrası taraftarın dik duruşu sanırım kan kussak da kızılcık şurubu içtik diyecek kadar yüce bir duygudur.
Henüz bitmiş bir şey yok. Belki ilk ikide Süper Lig'e çıkmayabiliriz ama Play-Off'lar bize atadan kalma miras, biz alışığız Play-Off'dan çıkmaya. Daha önceleri de Play-Off oynayarak bunun örneğini yaşadık. Eskişehirspor olarak biz ne deplasmanlar ne yollar kat ettik.
Bu sezon bizim için önemli olan Süper Lig'e çıkmak bu da nasıl olursa olsun.
Çünkü bu bir kulübün geleceği, ateşin bizi ne kadar yaktığı değil bizim o ateşi nasıl yaktığımızdır.
O yüzden Süper Lig vizesini alana kadar mücadeleye devam.