Sevgili okurlar;
Dünya yüzünde insanların mutlu olması için her çevrenin ve şahsın idealleri değişiktir. Mesela Erzurumlu biri ile Trabzonlu bir kişinin hobisini kıyaslamak mümkün değildir. Özellikle Trabzonlu birisinin önceliği Trabzonspor'dur.
İstanbul'dan Türkiye'nin en meşhur hafızları ile ve uçakla Trabzon'a mevlid okumaya gittik. Mevlid öğle namazına müteakip okunacaktı. İçimizde en iyi okuyuculardan birisi, şimdi rahmetli oldu, Nihat Ulu, mevlit saati ile Trabzonsporun maç saati çakıştı bir hayli iyi para alacak olmasına rağmen mevlit okumaktan vazgeçip maça gittiğine şahit oldum ve dönüşte uçakta bir hayli para kaybına rağmen o yaşadığı mutluluğu tarif edemem.
Eskişehirspor'a gelince son Karacabey maçından sonra galibiyeti kutlayan taraftarın coşkusu bizi ta geçmiş zamana götürdü. Eskişehir halkı mutlu olmayı o kadar özlemiş ki sanki bir kupa kazanmışçasına içten kutladılar.
Esas konuya gelince tüm Eskişehir halkı; esnafı, işçisi, memuru, din görevlisi, herkes yukarıdakilerden fayda yoksa karınca kararınca yardımcı olmaya çalışmak şehirde yaşayan ve bu şehrin suyunu içen herkesin görevi olmalıdır. Çok genç arkadaşlarımız bu gerçekten ateşten gömleği giymişler, işini gücünü bırakıp takımı ligde tutabilmek için hiçbir menfaat gözetmeksizin gayret ediyorlar.
Peki bu yardımlar sadaka yerine geçer mi? Bilindiği gibi sadaka fakirin hakkıdır ama sahada ter döken genç yavrularımıza emeğinin hakkını vermek de hem dini hem de insani bir görevdir. Maçtan sonra yönetim kurulu üyesi Av. Cihan Gürsoy'un sosyal medyada paylaştığı görüntüyü Diyanet İşleri eski Başkanı Sayın M. Nuri Yılmaz hoca ile paylaştım. O bile ta uzakta çok mutlu olduğunu ve Eskişehirli taraftarlar ile bunu paylaştığını mesaj ile sağ olsun bana iletti. Türkiye'nin en güzel statlarından birine sahibiz biraz gayretle bunu kaybetmeyelim.