Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
1857'de Amerika'da çalışma koşullarının iyileştirilmesi için grev yapan kadınlar polis tarafından fabrika kapılarının üzerlerine kilitlemesi sonucu yanarak can verdi...
8 Mart ilk kez 1920'de Moskova'da, 16 Aralık 1977 tarihinde ise, BM tarafından Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan edildi. Ülkemizde ise 1921'de…
En kısa tarihçesi bu şekilde. Önce bunu yazmak istedim çünkü pek kimsenin olayın ciddiyetini bildiğini sanmıyorum. 8 Mart'ın anlamını bilmeyen, duymayan, Sevgililer Günü gibi kutlayan pek çok insan var!
Yani cicili bicili laflarla başlayıp '8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun' diye biten hiçbir mesajı ciddiye almayın! Bu günü kutlamıyoruz çünkü! Sömürüye ve cinsiyetçiliğe karşı direnenleri anıyoruz…
163 yıl önce yanarak can veren kadınların sorunlarının evrenselliğine bir tepki sokaklarımızdaki bu haykırışlar! Bugün aşmaya çalıştığımız tüm sorunlar; 163 yılın mirası aslında…
***
Peki, o günden bu güne ne değişti toplumsal yaşamda kadınlara yönelik?
2015 yılında 303
2016 yılında 328
2017 yılında 409
2018 yılında 440
2019 yılında 474 kadın cinayeti gerçekleşti ülkemizde. Bilanço gittikçe artıyor!
Bırakın çalışma koşullarının iyileştirilmesini, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasını, sömürü ve sınıfsal ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını; kadınlar yaşayamıyor bile! Son nefesimizde 'Ölmek istemiyorum' çığlığı atıyoruz Emine Bulut gibi…
***
Bugün sokakta hala kadınların ölüm ve hak gasplarına karşı mücadelesi devam ediyor. 2020 yılında hala çığlığımız bir nebze olsun duyulsun diye uğraşıyoruz…
Emeğimizin karşılığı verilsin diye yan yana çalıştığımız, aynı dünyada yaşadığımız karşı cinse, kulakları sağır, gözleri kör ve akılları tutulmuş insanlara her platformdan kendimizi göstermeye çalışıyoruz.
Mücadelemizin tek amacı emeğin cinsiyetsiz olduğunu göstermek! Kafaların içindeki geleneksel duvarları yıkmak!
Umarım bu mücadele uzun sürmez! Umarım bir an önce sadece 'İNSAN' oluruz…