Mandalina uzun zamandan beri sağlık verici gıdalardan biri olarak bilinmektedir. Hafif ekşisinden tatlısına kadar çeşitli lezzetlerde olabilen mandalina, sonbahar sonundan kış ortalarına kadar, en çok tüketilen meyvelerden biridir. Mandalina genellikle sadece zengin C vitamini içeriği dolayısıyla sağlığa faydalı olarak bilinmektedir fakat mandalina bundan daha fazlasına sahiptir. İçerdiği A ve B9 (folik asit) vitaminleri; potasyum ve magnezyum mineralleri; karotenoidler ve flavonoidler ve lif (pektin) ile sağlığa birçok olumlu etki yapabilen fonksiyonel bir gıda maddesidir ve mevsiminde tüketilmesi çok faydalı bir meyvedir.
Mandalina meyvesinin içeriğindeki antioksidan maddeler, iltihaplanma (inflamasyon), diyabet ve kolon kanserine karşı korunma ve tedaviye katkı bakımından yarar sağlayabilmekte; kötü beslenme, stres gibi koşullar sonucu ortaya çıkan rahatsızlıkların azaltılması ve bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olmakta; eklem ağrısı ve iltihabının yarı yarıya azalmasına katkı yapabilmektedir. İçerdiği C vitamini sayesinde karaciğer kanserini azaltmada faydalı olduğu da bildirilmektedir. Mandalina, içerdiği karotenoid ve A vitamini ile gözün retina tabakasında oluşabilen sarı nokta hastalığından korunmaya, katarakt oluşumunu azaltmaya, göz basıncını hafifleterek glokomdan korunmaya katkı yapabilen bir gıda maddesidir. Mandalinanın sahip olduğu bazı maddelerin kötü kolestrol seviyesini yükselten serbest radikallerin ortadan kaldırılmasına ve damar tıkanıklığı riskinin azalmasına katkı sağladığı belirtilmektedir. B9 (folik asit) ile akciğer, meme, kolon, yemek borusu ve mide kanseri gibi kanser türlerinin gelişiminin önlenmesine katkı sağlar. B9 vitamini, yaşlılar, bebekler ve hamileler için çok önemlidir. Mandalina içerisinde bol miktarda bulunan C vitamini ve hesperedin ile kolajen sentezine önemli bir katkı sağlamakta, böylece yaraların iyileşmesine, tendonların güçlenmesine ve bunlar ile kemiklerin ve kan damarlarının bir arada tutulmasına yardımcı olmaktadır.
Yine C vitamininin yardımıyla demir mineralinin vücuttaki emilimi artmaktadır. Serbest radikal hasarını önleyen ve güçlü bir antioksidan olan C vitamini, A vitamini ve flavonoidlerle birlikte bağışıklığı güçlendirerek hastalıklara yakalanma riskini azaltmakta (C vitamininin soğuk algınlığını önlemediği fakat hastalık şiddeti ve süresini azalttığı belirlenmiştir), saç ve cilt sağlığına katkıda bulunmakta, kalp hastalığının engellenmesine yardımcı olmaktadır. Mandalinanın zengin bir kaynak olduğu potasyum minerali, vücudun tüm organlarını, dokularını ve hücrelerini etkilemektedir. Bu mineral; böbrek, kas, sinir, kalp ve sindirim sisteminin düzgün çalışması için gereklidir. Potasyum ve A vitamini sayesinde sağlıklı bir kemik gelişiminin sağlanmasında ve kemik erimesinin önlenmesinde faydalı bir besin olan mandalina, bu içerikleri ile yüksek tansiyonu önleyip, kalp ve inme riskini azaltmaktadır.
Meyvenin üzerini saran beyaz liflerin ise mide ve bağırsak sağlığına olumlu katkıları bulunmaktadır. Mandalinanın kabuğu da birçok fayda sağlayan özelliğe sahiptir. Mandalina suyu içilecekse, içine bir parça kabuk rendesi koymak faydasını artırmaktadır. Mandalina kabuğu rendelenerek kek ve pastaya katılabilmekte, çikolata ile tatlandırılarak çocuklara yedirilebilmektedir. Bu rende sütlü tatlılarda da kullanabilecek, sağlık için önemli bir besindir. İçeriğinde öğrenme ve hafıza arasındaki iletişime katkı yapan; karaciğerde yağlanma ve damar sertleşmesini, kanseri, enfeksiyon yayılmasını önleyen; alzeheimer ve parkinsona karşı sinirsel koruma gösteren; beyin tümörünü küçülten, tansiyonu, şekeri engelleyen; metabolizmayı hızlandırarak yağ yakmayı ve kilo vermeyi kolaylaştıran maddeler bulunmaktadır. Suda çözünen ve diyet lifi olarak adlandırılan pektin, mide içerisinde viskos ve jel yapı oluşturarak dışkıda hacim artışı sağlamakta ve boşaltımı kolaylaştırmakta, midenin boşaltılmasını geciktirerek de tokluk hissini artırmaktadır. Bu lif bağırsakta yüksek oranda fermente olmakta, bunun sonucu bağırsak mikroflorası artmakta ve bağırsaktaki probiyotik mikroorganizmaların devamlılığı sağlanmaktadır. Ayrıca kandaki kolestrol seviyesini azaltmakta ve glikozun emilimini yavaşlatıp, kandaki glikoz seviyesini dengelemektedir.
Mandalina kabuğu gözenekli olduğu için çabuk su kaybetmektedir, o nedenle bekletilmeden kısa bir süre içinde tüketilmelidir. Mandalinanın kabuğu kıştan kurutulmalı, yoksa çayı tüketilmelidir. Bu çayın boğaz enfeksiyonunu önlediği bildirilmekle birlikte aşırı tüketilirse zararlı olacağı unutulmamalıdır. İçeriğindeki karetonoidler yağda çözünmektedir, bunlardan daha iyi yararlanmak için kuruyemişle birlikte tüketilmesi uygun olacaktır. Narenciyeler, alerjiye neden olabilmektedir. O nedenle belirli bir yaştan sonra çocuğa suyu yerine meyvesi tükettirilmeli, çekirdeği varsa mutlaka çıkarılmalıdır. Mandalinadan günde bir porsiyon (2 mandalina) tüketmek yeterlidir. Fazla tüketildiğinde ciltte kızarma ve döküntüye neden olabilmektedir. 2 taneden fazla yemek, früktozun fazla alınmasına, o da karın çevresi ve karaciğer yağlanmasına yol açabilmektedir. Ayrıca C vitamininin fazlası suda eriyip vücuttan atılmaktadır.