Pazartesi günü yayımlanan yazımda Sağlık-Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal'ın, AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı'nın partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 'Eskişehir'deki hastanelerden vatandaşların memnuniyeti yüzde 98. Bu da hepimiz adına sevindirici bir husus.' açıklamasına yaptığı göndermeyi kaleme almıştım.
* * *
Yazımı okuyan 5 sağlık çalışanı telefon ederek, 'Nabi Bey Eskişehir için bir nimet. Yaptıklarının reklamını yapmayı sevmiyor. Eskişehir'deki Şehir Hastanesi kendisinin bizzat önerisiyle yapıldı. Yunus Emre Devlet Hastanesinin yapımı için de çok büyük destek verdi. Eğer pandemi döneminde bu hastaneler olmasa idi Eskişehir de çok ciddi sıkıntı yaşanırdı'dediler ve Nabi Avcı'yı övdüler.
* * *
Nabi Avcı basın toplantısında ne demişti? Kısa bir hatırlatma yapayım:
'Zaman zaman Sağlık İl Müdürlüğü, hastane başhekimliklerinden talepler konusunda bilgi notları alıyorum, bunların nasıl gerçekleştiği konusunda da geri bildirimler istiyoruz. Şimdi önümde Eskişehir Şehir Hastanesi'nde yapılan çalışmalarla ilgili uzun notlar var. Hangi bölümde, ne yapıldı liste halinde elimizde var. Ancak ne manaya geldiğini özetle şöyle söyleyeyim. Eskişehir'deki sağlık kurumlarımızda vatandaşlarımızın memnuniyet oranı yüzde 98. Bu da hepimiz adına sevindirici bir husus. Tüm hastane başhekimlerimize, Sağlık Müdürümüze ve ekiplerine ve tüm sağlık çalışanlarına tekrar bir kere daha teşekkür ediyoruz'.
* * * *
Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal ise, Avcı'nın bu açıklamasına verdiği yanıt ise şöyle idi:
'Değerli siyasilerimize anladık çalışan ve sendikacıları sevmiyorsunuz ama şu gerçekleri de görün. Hastanelerde Muayene sırası bulunmuyor. Görüntüleme randevuları çok ileri tarihe veriliyor. Hastanede sıra sorunu olunca Sağlık Ocakları kuyruk oluyor.Hastanelerde sıra bulunmuyor, sağlık çalışanları bezmiş durumda. Hastanede sıra sorunu olunca Sağlık Ocakları kuyruk oluyor. İnşallah sizler doğru bizler yalan söylüyor olalım'.
* * *
NABİ AVCI YATAN HASTA MEMNUNİYETİNİ SÖYLEMİŞ
Telefon eden sağlık çalışanları, Eskişehir Şehir Hastanesi'ne sadece Eskişehir'den değil, Kütahya, Afyon, Uşak, Bilecik, Konya, Zonguldak hatta Bartın'dan hastalar geldiğini hatırlatarak şöyle devam ettiler:
'254 poliklinik ve 38 ameliyathaneye sahip Eskişehir Şehir Hastanesi, 3 yılda 5,3 milyon muayene sayısına ulaştı. Hastanede 3 yıllık süreçte 8 bin 100 anjiografi, 420 açık kalp operasyonu, yaklaşık 15 bin doğum ve 130 bin civarında ameliyat gerçekleştirildi.Eskişehir Şehir Hastanesi bölgenin sağlık kampüsü haline geldi. Yatak kapasitesi bin 235. Keza Yunus Emre Devlet Hastanesine de çevre illerden hastalar geliyor. 825 yataklı hastane. Yunus Emre Devlet Hastanesi ikinci kalp merkezi oldu. Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye genelindeki 'tüm hastanelerde yaptığı Verimlilik Yerinde Değerlendirme Denetiminde 1000 puan üzerinden 985 puan aldı. Her iki hastanemiz de şu anda Eskişehir'in hatta bölgenin en prestijli kamuhastaneleri. Her iki hastanemizde özellikle yatan hastalara 5 yıldızlı hastane niteliğinde hizmet veriyor.'
GÖRÜNTÜLEME RANDEVUSU AYNI GÜN VEYA ERTESİ GÜN
'Şehir Hastanesinde ultrason, röntgen, MR gibi görüntüleme işlemleri ya aynı gün ya da ertesi gün yapılıyor. Bazı ilaçlı tetkikler için verilen randevu uzayabiliyor. Her iki hastaneden de hizmet alan hastalar memnun. Eleştiri anlamında söylemiyoruz. ESOGÜ Hastanesinde görüntüleme merkezleri bir veya 2 ay sonrasına gün veriyorlar. Milletvekilimiz Sayın Nabi Avcı'ya Eskişehir'e kazandırdığı hastaneler için teşekkür etmeliyiz.'
* * *
Telefon edenlerin isimlerini özellikle yazmadım.
Yarın birileri çıkıp, 'Nabi Avcı'ya yağ çekmişler' diye eleştiri yağmuruna tutabilirler.
Her iki hastaneden de ayakta sağlık hizmeti aldım.
Gerçekten de verilen hizmet, bundan 4-5 yıl öncesinden çok çok farklı.
Hem Şehir Hastanesi'nin hem de Yunus Emre Devlet Hastanesinin başta başhekimleri Yaşar Bildirici ve Mustafa Karagülle'ye, hastanelerin diğer yöneticilerine, doktorlarına, canla başla çalışan tüm personellerine verdikleri önemli hizmetten dolayı şahsım adına teşekkür ederim.
* * *
Sağlık her şeyin başında gelmekte…
O nedenle sağlığımız bozulduğunda gidip şifa aradığımız hastanelerimizin kıymetini bilmeliyiz.
Maalesef balık hafızalıyız.
Geçmişte yaşanan sıkıntıları çok çabuk unutuyoruz.
Bundan 3-4 yıl öncesi ile bugünü mukayese edersek nereden nereye geldiğimizi çok net olarak görebiliriz.
* * *

TARIM BAKANLIĞI DEĞİL BÜYÜKŞEHİR VERDİ
Son yıllarda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kırsaldaki çiftçilere, üreticilere yaptığı desteklerle gündeme geliyor.
Ekonomik olarak zor günlerden geçen üreticilere Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Projeleri ile Türkiye'de birçok yerel yönetime İpekböcekçiliği Geliştirme Projesi, çiftçiye destek için domates, marul, lavanta fidesi, manda, arpa, buğday tohumu gibi hibelerden sonra, küçükbaş hayvancılıkta üretim ve ıslah çalışmalarına destek amacıylabaşlattığı damızlık koyun ve koç hibesinde ilk teslimler gerçekleşmiş…
Alpu ve Seyitgazi ilçe belediyeleriyle protokol imzalayarak başlattığı Küçükbaş Yetiştiriciliği Destekleme ve Yayma Projesi'nde, bir yılda hayvan sayısının iki katına çıkmasıyla birlikte damızlık koyun ve koç dağıtımı yapılmış. Küçükbaş hayvancılık yapmak isteyen köylüler arasından hibe almaya hak kazananlar, geçtiğimiz günlerde noter huzurunda yapılan kura çekilişi ile belirlenmişti.
İlk hibe hayvan dağıtımı Seyitgazi'de gerçekleştirilmiş. Bardakçı, Ayvalı, Arslanbeyli, Kırka ve Cevizli Mahallelerinde 50 kuzulu koyun ve 5 damızlık koç, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından hak sahiplerine teslim edilmiş. Destek alan köylülere veterinerlik hizmeti desteği de sağlanacakmış.
* * *
Bu hibe destekleri ürettiklerini satarak kazandıkları paralarla ancak maliyetlerini karşılayabilen köylüler, artık yavaş yavaş şehre yerleşmeye başlamışlardı.
İşte Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kırsaldan kente göçü önlemek, köylülerin yaşadıkları yerleşim yerlerinde kalmalarını sağlamak için hibe destekleri yapmaya başlamıştı.
Bu desteklerle besici ve üreticiler yıllardır yaşadıkları kırsal alanlarda kalmaları sağlandı.
Önümüzdeki yıllarda hibe desteği alanların sayıları artırılacak. Bu da kırsaldan kente olan göçü durduracak.
'Atatürk'ün 'Köylü milletin efendisidir' sözü unutuldu'
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 'Artan maliyetler nedeniyle tüm üreticilerin zor günler yaşadığını biliyoruz. Daha önce Bozan'da manda yetiştiricilerimize destek olmuş ve orada küçükbaş hayvancılık için de destek olacağımızın sözünü vermiştik. Hibe desteği yaptığımız kişiler 8 yaşına kadar hiçbir hayvanı satmayacak veya kesmeyecek. Hibe olarak verdiğimiz 500 damızlık koyun ve koç ile başlayan hayvan sayısı 880 koyun, 254 koça çıkarıldı. Biliyor ve görüyoruz ki ekonomimizin düzelmesinin tek yolu üretimden geçiyor. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Köylü milletin efendisidir' sözü ne yazık ki günümüzde unutuldu. Ülkemizi kalkındırmak, sağlıklı ve uygun fiyatlı yiyecekler satın alabilmek için yerli üretime çok ihtiyacımız var. Bunun için ilk olarak köylümüze milyonlarca domates ve marul fidesi dağıttık. Daha sonra ilimizde eskiden çok önemli bir geçim kaynağı olan ipekböcekçiliği ve ipek üretimini canlandırmak için yüz binlerce dut fidanı dağıttık. Ayrıca onlarca çeşit yerel tohumu çoğaltarak yıllardır vatandaşlarımıza ücretsiz olarak milyonlarca yerel tohum dağıtıyoruz. Arıcılıkla uğraşan kadınlara ekipman ve kovan desteğinde bulunduk. Bu yıl da küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlayan üreticilere damızlık koyunlar ve koçlar veriyoruz. Bu hibelerle birlikte üretimin artması, üretimin teşvik edilmesini, üreticinin de desteklenmesini hedefliyoruz' demiş.
* * *
Geçmişte bu tür desteklemeleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yapıyordu. Şimdi ise Büyükşehir Belediyesi yapıyor.
Manda, koyun, koç hibe desteğindeki amaç Eskişehir'de hayvan varlığını bir yılda iki katına çıkarmak ve dar gelirli besicilere destek olmak.
* * *
Yılmaz Hoca'nın yapmış olduğu hibe manda, koyun, koç desteği, bizeUlu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Köylü milletin efendisidir' sözünün ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha hatırlattı.
* * *

aradaki fark 3.6 puan
ORC Araştırma Şirketi, Nisan 2022 ayı anket sonuçlarını paylaştı. 41 ilde 3 bin 540 kişiyle yüz yüze yapılan ankette katılımcılara, 'Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?' diye soruldu. Anket sonucunda; Cumhur İttifakı'nın oy oranı 36.6, Millet İttifakı'nın oy oranı ise yüzde 40.2 çıktı. İki ittifak arasındaki oy farkı ise 3.6 puan oldu.
2018 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını en yakın tahmin eden anket şirketi olarak bilinen ORC Araştırma'nın son anketine, ittifaklar arasındaki oy oranı damga vurdu. Ankette Millet İttifakı'nın Cumhur İttifakı'nın 3.6 puan önünde olduğu görüldü.
41 İLDE 3 BİN 540 KİŞİ İLE GÖRÜŞÜLDÜ
Son anket 31 Mart – 3 Nisan 2022 tarihleri arasında yapıldı. 41 İl'de 3.540 kişi ile yüz yüze yapılan anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakı'nın oy oranı yüzde 36.6'ya inerken, Millet İttifakı'nın oy oranı ise yüzde 40.2'ye yükseldi.
AK PARTİ BİRİNCİ SIRADA
Ankette partilerin oy oranlarına da yer verildi. AK Parti yüzde 28.4 ile birinci parti olurken, AK Parti'yi yüzde 23.2 ile CHP takip etti. İYİ Parti yüzde 17 oranında oy alırken, İYİ Parti'yi yüzde 9.1 ile HDP,yüzde 8.2 ile de MHP izledi.
GELECEK PARTİSİ'NİN OY ORANI DİKKAT ÇEKTİ
ORC'nin araştırmasında dikkat çeken bir diğer parti ise eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu liderliğinde kurulan Gelecek Partisi oldu. Partinin yüzde 3.2 oy aldığı görüldü.
Nisan ayı anketinde partilerin oy oranları şöyle:
AK Parti : %28.4
CHP : %23.2
İYİ Parti :%17.0
HDP : %9.1
MHP :%8.2
Gelecek Partisi : %3.2
Deva Partisi : %2.7
Saadet Partisi :%1.5
TDP :%1.4
YRP :%1.2
MP :%1.0
HÜDAPAR :%0.9
DP :%0.8
BTP :%0.6
Diğer :%0.8
* * *
HİKÂYE:

DEĞERİNİ BİLMEK
Mısır'da İslamiyet'in ilk dönemlerine ünlü sufi bilge DhuNun yaşarmış. DhuNun ve diğer bilge sufiler hakkında genç cahil bir adam bilip bilmeden ileri geri konuşuyormuş. DhuNun adama küçük bir ders vermek için genç adamı yanına çağırmış. Parmağındaki yüzüğü çıkarıp adama vermiş ve demiş ki;
– Al bu yüzüğü pazara git ve 1 dirheme (gümüş sikke) sat!
Genç adam sufinin dediğini yapmış. Pazara gitmiş yüzüğü 1 akçeye satmaya çalışmış gel gör ki kimse yüzüğe 1 dirhem dahi vermemiş. Genç adam üzgün bir şeklide DhuNun'un yanına geri dönmüş ve pazarda olanları anlatmış.
Bunun üzerine DhuNun ona şöyle demiş:
– Şimdi bir de kuyumcuya git ve yüzüğün değerinin aslında ne kadar olduğunu sor!
Genç adam kuyumcuya gitmiş. Kuyumcu böyle değerli bir yüzüğü nerden buldun diye sormuş ve yüzüğe tam 10 dinar (altın sikke) değer biçmiş. Genç adam şaşkınlık içinde DhuNun'un yanına geri dönmüş ve kuyumcuda olanları anlatmış.
DhuNun genç adama son olarak şu sözleri söylemiş:
– Senin sufiler hakkındaki bilgin pazardaki insanların bu yüzük hakkındaki bilgisi kadardır.
* * *
Siz ne kadar yetenekli, değerli de olsanız bilgisizliğin ve önyargıların hakim olduğu bir toplulukta size hak ettiğiniz kıymet verilmeyebilir.
* * *