Şu hayatta bir dünümüz, bir bugünümüz ve bir de yarınımız var. Umutsuzluğa kapıldığımızda yarınımızı kaybederiz. Çünkü her şey umutlarımız ve var olan yaşam enerjimiz doğrultusunda gerçekleşir. Bugünü iyi yaşıyorsak dün var olan umudumuz sayesindedir.
Yaşam sadece bu dünyadan ibaret değil. İnananlar için ahiret hayatı da var ve bu dünyadaki söz, fiil ve tavırlarımız ölümden sonraki yeni yaşamımızı da belirleyecek.
Bu dünyada hata yapan insanlar ahiret hayatı konusunda bazen umutsuzluğa kapılır. Geleceğe dair tüm umudunu yitirir ve artık bu dünya hayatı da çekilmez bir hal alır. Umudunu kaybedenlerin belli bir yaşam gayesi ve hayattan beklentisi de kalmamıştır.
Umudunu kaybeden insanın ruh hali bozulur başka bir anlatımla enerjisi hızla düşer. Enerji alanında yaşanan olumsuzluk biyolojisini de etkiler. Ruh haliniz sizin sağlığınızı direkt olarak etkiler. Hayat bitmeyen bir mücadeledir. Yaşadığınız sürece her şeyin güzel olacağını söyleyen insanların vaatlerine kapılanların hayal kırıklığı yaşaması da kaçınılmazdır. Güzel günler de olacak kötü günler de… Önemli olan sizin başınıza ne gelirse gelsin yarınlara olan umudunuzu kaybetmemeniz. Ruh dünyanız yani inanç sisteminiz güçlü olduğu sürece olaylar karşısında çok daha güçlü olursunuz. Enerjiniz sizin inançlarınızla doğrudan ilgilidir. Neye inanırsanız inanın sizi ayakta tutan şey inancınızdır. İnancınız geleceğe dair umutlarınızı besler. Yeter ki bu inancınızda samimi olun ve bunu içselleştirin.
Mücadele etmekten vazgeçtiğinizde yenilirsiniz. Yedi kere düşen sekiz kere kalkar. Başaranlar önce inandılar. İnancın gücünü hayatınızda pek çok olayda görebilirsiniz. Yeter ki umudunuzu yitirmeyin, vazgeçmeyin ve sabırlı olun. Ruh dünyanız çok önemli. Derler ki, eğer ruhun şarkı söylerse hayat seni mutlaka dansa kaldırır.
Geçmişin yükünden kurtulun ve bagajınızı boşaltın. Geçmişin yükü ile geleceğe yürümeniz ya imkansızdır ya da çok zordur. Geçmişte size yapılan yanlışları unutmayın ama affedin. Unutursanız aynı hatayı tekrarlayabilirsiniz. Affetmek ise sizin iyiliğiniz içindir. Nefret sizin enerjinizi tüketir ve sağlığınıza zarar verir.
İnananlar için hayat sadece bu dünyadan ibaret değil. Biz burada yaşamıyoruz aslında, sadece geçiyoruz bu dünyadan. Ölüm sonrası yaşama inanların da umutsuzluğa kapılma lüksü yok. Zümer suresi 53. Ayet çok açık ve net. 'Ey nefislerine uyup da sınırlarımı aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin, Allah bütün günahlarınızı bağışlar, şüphe yok ki O, çok bağışlayan ve çok acıyandır.'
Etrafınızda cehennem zebanisi gibi sizin kusur ve günahlarınızı takip eden ve sizi yargılayan, sizi cehenneme layık görenler olduğunda lütfen bu ayeti hatırlayın ve hatırlatın. Dinin sahibi Allah'tır ve bu dinin sahibi size bir söz veriyor; 'Ne yaparsanız yapın umudunuzu kaybetmeyin, çünkü ben sizin tün günahlarınızı affederim' diyor! Sakın işlediğiniz günahlar yüzünden de umutsuzluğa kapılmayın! Din tacirlerine değil, sizi yargılamaya cüret eden hadsizlere değil sizi yaratana inanın, ona sığının ve ondan af dileyin. Çünkü o bağışlayandır, acıyandır. Acımasız olan insanlardır maalesef!
Hata, kusur ve ayıpsız insan yoktur. Sizi hatalarınızla yargılayanlardan uzaklaşın. Sizi seven insanlar sizin zayıflığınızı hiçbir zaman size karşı kullanmaz. İnsan ilişkilerinde mesafeyi koruyabilmek çok önemli bu yüzden. Hiç kimseye kusurlarını görecek kadar yaklaşmamak, güzellikleri göremeyecek kadar da uzak durmamak! Bütün mesele bu ….