Geçtiğimiz perşembe günü akşamı itibariyle başlayan 17 günlük tam kapanma sürecinde Covid-19 salgınının yayılmasını önlemek amacıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi'nin aldığı karar ile evlere kapandık!

Bu süre içerisinde zincir marketler, yerel marketler, fırınlar, bakkallar, bayiler, kasaplar, tatlı satanlar ve mandıraların açık olması kararlaştırıldı.

Vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için ilk açıklandığında doğru bir karar diye yorumlamıştık.

Evlerine en yakın mesafedeki markete, bakkala, fırına, mandıraya, tatlıcılara ve bayilere gidebileceklerdi.

PEKİ ÖYLE Mİ OLDU?

Hayır hiçte öyle olmadı.

Eline poşet alan kendisini sokağa attı.

Evinin yakınında market, kasap, bakkal, manav, fırın gibi işletmeler varken en uzaktakilerine gittiler.

Hem de yanlarında iki-üç arkadaşı ile birlikte.

İhtiyaç gidermek bahanesiyle rutin turlarını attılar.

10 dakika da giderebileceği ihtiyaçlar için 1-2 saat elindeki market torbaları ile dolaştılar.

Sözde sokak kısıtlamasının adı 'tam kapanma' idi.

Kapanacağız derken çok ilginç hem açıldık hem saçıldık.

MARKET KASALARINDA UZUN KUYRUKLAR

'Tam kapanma' öncesi ekmek dışında 17 günlük zorunlu ihtiyaçlarımı gidermiştim.

Sadece ekmek almak için fırına gidip gelirim dedim.

Geçtiğmiz pazar günü mandırıya süt almak için çıktım.

Sokağa çıkmışken mandıranın yanındaki marketten de komşu çocuklarını sevindirmek için şeker, çikolata, gofret alayım dedim.

Markete girdim içerisi adeta karınca yuvası gibi kaynıyor.

Kasaların önünde ise uzun kuyruk oluşmuş.

Beklesem herhalde yarım saat sonra sıra gelecek.

Aldıklarımı bırakarak marketten çıkmak zorunda kaldım.

Ne sosyal mesafe var ne de kurallara uyan.

Acaba belediye zabıtaları veya kolluk kuvvetleri bu marketleri hiç denetlemiyor mu?

Kapıda bir görevli yok.

Olsa insanları belki sırayla alacak.

Sanki insanlarda kıtlıktan çıkmışlar.

Adamın biri elinde tuvalet kağıdı ile kasa önünde kuyrukta bekliyor.

Be mübarek o tuvalet kağıdını 'tam kapanma' kısıtlaması başlamadan önce alsan olmuyor mu?

NEFESLER ENSELERDE

Market içerisinde reyondan bir ürün alırken yanına bir veya iki kişi daha sokuluyor, b

benimle birlikte almaya çalışıyor.

Bu sırada hapşırsa ağzından burnundan çıkacak damlacıklar doğru benim suratıma.

Her ne kadar maskeleri de olsa da, kimilerinin burnunun, kimilerinin ise çenelerinde.

İnsanların nefesleri de adeta ensemde.

Marketin içerisinde hastalık taşıyan bir kişi olsa, o kişi marketteki tüm insanlara bulaştırma ihtimali oldukça yüksek.

Çünkü HES Kodu kontrolü de yapılmıyor.

Bu nedenle marketler yoğun şekilde mutlaka denetlenmeli.

Bu şekilde market içinde kalabalıklar devam ederse hastalığın önüne geçmek zor olacak.

* * *

KASA FİŞLERİNİ MUTLAKA KONTROL EDİN

Yazıya marketlerden başladım madem devam edeyim.

Tam kapanma uygulaması başlamadan bir gün önce bir zincir marketten alışverişimi yaptım.

Bende alışkanlık oldu.

Bir ürünü alırken etiketindeki fiyatı okurum.

Kolay kolayda unutmam.

İhtiyaçlarımı aldım.

Kasaya geldim, aldıklarımın barkotlarını okuttuktan sonra parasını ödeyip çıktım.

Elimdeki poşetleri marketin önüne park ettiğim arabama koydum. Kasa fişini kontrol ettim.

İki ürünün etiket ile kasa fişindeki rakamların farklı olduklarını fark ettim.

Marketin sorumlusunu bularak durumu anlattım.

Yanıma bir görevli verdi.

Aldığım ürünlerin etiketi ile kasa fişini birlikte kontrol ettik.

Rakamların farklı olduğunu görünce etiketleri söküp market sorumlusuna götürdü.

O da kontrol ettikten sonra fazla aldıkları parayı iade etmek zorunda kaldı.

* * *

Aradaki fark 6 TL idi.

Bir tek ben olsam belki önemli değil.

Sabahtan akşama kadar o marketten kaç kişi alış-veriş yapıyor.

Ben bilinçli tüketiciyim.

Etiket ile kasa fişindeki rakamın farklı olduğunu gördüm.

Ya rakamlara dikkat etmeyenler?

* * *

AİLELER DAHA ÖNCE ONLARI SAKLIYORDU

O çocuklara önce Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç sahip çıktı.

Aileleri tarafından zihinsel yetersizliği oldukları için evlerinde saklanan, sokağa dahi çıkarılmayan o çocuklar, Haziran 2014 tarihinde Tepebaşı Belediyesi'nin Aşağısöğütönü Sosyal Yaşam Merkezi Yaşam Köy de hayata geçirdiği İbrahim Ethem Kesikbaş Engelliler Montaj Atölyesin de eğitim almaya başladılar.

Bu merkezde zihinsel yetersizlikli bireyler, aynı zamanda özbakım, günlük yaşam becerileri, akademik dersler, spor, seramik, cam ve ahşap, maket uçak yapımı gibi kurslarına da katılarak el becerileri de kazandılar.

Ayrıca Türkiye'de ilk kez Arçelik ve Tepebaşı Belediyesi'nin işbirliği ile zihinsel yetersizliği olan bireylere istihdam sağlamak amacıyla fabrika dışında bir atölyede, Arçelik'in yan sanayi malzemelerinin (örneğin; kamçı kablo, lastik conta ve paketleme) montaj işlemleri gerçekleştirildi.

Bu kurslar sayesinde geçmişte aileleri tarafından evlerinde saklanan çok sayıda birey hem topluma kazandırıldı hem de iş sahibi yapılarak alilerine ekonomik katkıda bulunmaya başladılar.

21 HAFTA EĞİTİM ALDILAR

Daha sonra Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın yaptıkları görüşmeler sonunda, Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı bünyesinde de 'Engelliler Montaj Atölyesi' açıldı.

Bu merkezde Tepebaşı Belediyesi, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile Anadolu Üniversitesi (eğitim ortağı) iş birliğinde özel bireylerin çalışma hayatına katılmalarını sağlamak amacıyla 'Ön İmalat Elemanı' Ara İnsan Gücü Yetiştirme Programı açıldı.

Eylül 2020'de imzalanan protokol ile başlayan programa katılan 18 yaş üzeri 13 özel birey, 'Ön İmalat Elemanı' Ara İnsan Gücü Yetiştirme Mesleki Eğitim Programı'nı başarı ile tamamladı.

72 saat teori, 448 saat de uygulama olmak üzere 520 saat süren ve 21 haftada tamamlanan eğitimlerin ardından özel bireyler, Anadolu Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirilen yazılı ve uygulama sınavından da başarıyla geçti.

Engelliler Montaj Atölyesi'nde gerçekleştirilen kurs bitiminde katılımcı bireyler, ülke genelinde geçerli olan bir sertifika almaya da hak kazandı.

13 gençten 9'u iş gücüne katıldı

Program ile zihinsel yetersizliği olan bireylerin istihdam edilebilmeleri için gerekli olan beceriler, sorumluluk, teknolojik uyum, kendini yönetme, ekip çalışması, akademik beceriler, iletişim becerileri gibi kazanımlar elde ettiler.

Eğitimlerini tamamlayarak başarı ile sınavları da geçen 13 özel bireyin 9'u, OSB'de yer alan çeşitli fabrikalarda sosyal güvence ve maaşlı şekilde işbaşı yaptı.

* * *

Eğer Tepebaşı Belediyesi tarafından İbrahim Ethem Kesikbaş Engelliler Montaj Atölyesi açılmamış olsaydı, zihin yetersizi bireyler özgüvenlerinden yoksun tüketici olarak halen evlerinde kapalı kalarak sosyal yaşamdan da uzak bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye devam edeceklerdi.

Bu projeyi hayata geçirerek zihin yetersizli bireylere sahip çıkan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile daha sonra projeye ciddi anlamda destek veren Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli'ye ailelerinin gösterdikleri teveccühü biliyorum.

* * *

Şimdi bu projenin örnek olarak tüm Türkiye'de yaygınlaşması hedefleniyor. İnşallah yaygınlaşır. Türkiye'deki diğer belediyeler ve STK'lar bu projeye sahip çıkarda, çok sayıda zihinsel yetersizliği olan bireyler de hem topluma kazandırılır hem de ekonomik olarak ailelerine yük olmaktan kurtarılır.

* * *

ÖĞRETMEN, İMAM, TOPLU TAŞIMA ARAÇ SÜRÜCÜLERİ AŞILANMALI

Pazartesi günü CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ES TV'de 'Ekstra Gündem' programında konuğum oldu.

Kendisi de gazeteci olunca programın nasıl geçtiğini ikimizde anlamadık.

Cumartesi günü Eskişehir'ın 'sebze ambarı' olan Sakarı Vadisindeki üreticileri ziyaret etmiş.

Sorunlarını dinleyerek isteklerini not almış.

Sarıcakaya ve Mihalgazi'deki yeşillik üreten üreticilerin, 17 günlük tam kapanma uygulaması nedeniyle yaşadıkları mağduriyetleri anlattı.

Seralarda üretilen ürünlerin İstanbul Hali'ne göndermedikleri için ellerinde kaldığını, çürüdükleri için çöpe attıklarını, sorunun çözümü için Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ile görüştüğünü söyledi.

Üreticilerin binlerce lira zarara uğradıklarını, bu zararın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından telafi edilmesini talep etti.

* * *

Aşı konusunda birçok kişinin henüz aşılarını olamadıklarını, bazı Avrupa ülkelerinin hemen hemen tüm vatandaşlarını aşıladıklarını ve yavaş yavaş normalleşmeye döndüklerini de kaydetti.

Çakırözer, Türkiye de aşı uygulamasının çok yavaş yapıldığını da belirterek, özellikle zorunlu olarak çalışan, günün 8-10 saatini çalışarak geçiren öğretmen, toplu taşıma sürücülerinin, cami imamlarının, sokak temizleyicilerinin, üretimde çalışanların acilen aşılanmalarına da vurgu yaptı.

BİRÇOK ESNAFIN MALI ELİNDE KALDI

Ramazan Bayramı öncesi bir çok esnafın sokak kısıtlamasının 'sadece bayramda' uygulanacağı düşüncesiyle toptancılardan aldıkları ürünlerin 'tam kapanma' nedeniyle ellerinde kaldığını, çek ve senetlerini ödeyemeyerek icralık duruma düştüklerine de dikkat çekti.

Dükkan kiralarını, elektrik, su, yakıt paralarını ödeyemediklerini, verilen desteklerin ise yetersiz kaldığını da dikkat çekti.

* * *

Utku Çakırözerin'de vurguladığı gibi 'tam kapanma' nedeniyle ciddi anlamda mağdur olan küçük esnafın zararı bir şekilde telafi edilmeli.

Karşılıksız para verilemiyorsa, devlet bankaları tarafından esnaflara faizsiz ve bir yılı ödemesiz en az iki-üç yıl vadeli kredi verilerek küçük esnafın normal yaşama dönüldüğünde ayakta kalmaları için destek olunmalı.

Yoksa birçok esnaf iflas edecek ya da işyerinin kapısına kilit vurmak zorunda kalacak.

* * *