İki yıl önce Türkiye serviste unutulan 3 yaşındaki Alperen'in ölümüyle sarsılmıştı. İzmir'in Çiğli İlçesi'nde, kreşe giden 3 yaşındaki Alperen Şahin, uyuduğu okul servisinde unutulunca havasızlıktan yaşamını yitirmişti. Yeni yönetmelik Alperen'in ölümü sonrasında hazırlanmıştı.

ESKİŞEHİR'DE DE YAŞANDI
Alperen olayının aynısı Kasım 2018'de ilimizde de yaşanmıştı. Allah'a çok şükür ki serviste unutulan öğrenci yaşamını yitirmedi. Skandal olayı Muttalip'te 'tam gün eğitim verildiği' için velilerin rağbet gösterdiği Milli İrade İlkokulu'nda yaşanmıştı. Servisle evinden okula gelen 1. Sınıf öğrencisi uyuduğu için araçta unutuldu. Servis şoförü ve görevli rehber personel uyuyan öğrenciyi fark edemedi. Diğer çocukları okula bırakan servis aracı uyuyan öğrenciyle birlikte geri döndü. Öğrencinin dönüş yolunda uyanmasıyla durumu fark eden servis şoförü onu ailesine teslim etti. Aile çocuklarını tekrar okula götürürken, dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bu skandal olay ile ilgili soruşturma başlattığını açıklamıştı. Bu soruşturmanın akibeti ne oldu? Birilerini ceza verildi mi? Yoksa çocuk ölmediği için sümen altı mı edildi? Umarım; 'Bir musibet bin nasihattan iyidir' sözünde olduğu gibi ilimizde öğrencileri taşıyan servis şoförleri ve görevli rehber personeller bu olaydan gerekli dersleri çıkarmışlardır.

İKİNCİ KEZ ERTELENDİ
25 Ekim 2017 tarihinde yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği içeriği bakımından velileri ve öğretmenleri sevindirmişti. Servislerle yolculuk etmek zorunda kalan çocukların can güvenliği için çok önemli olan bu yönetmelik 2018-2019 eğitim yılından itibaren yürürlüğe girecekti. Ancak servisçilerin baskılarıyla bu yönetmelik bir yıl ertelendi. Bu eğitim yılındı uygulanacağı açıklandı. Ne yazık ki bu yönetmeliğin bazı maddelerinin uygulanması yine ertelendi. Ertelenen bazı maddeler şöyle sıralanıyor;
-Okul servis araçlarında her çocuk için üç nokta emniyet kemeri ve gerekli koruyucu tertibat bulundurulması.
-Her koltukta oturmaya duyarlı sensörlü sistemlerin konulması
-Okul servis araçlarında tüm koltukları görecek şekilde, iç ve dış kamera ile kayıt cihazı bulundurulması.
-Okul servis araçlarında iç mekanı gösteren beyaz cam dışında cam kullanılmaması.
Yukarıdaki önemli yönetmelik maddelerinin uygulanması koşulu 3 Eylül 2020'ye kadar uzatıldı. Eğitimde 'çocukların can güvenliği' ile ilgili hiç bir şey ertelenemez.' Bakanlık servislerde çocuklarımızın can güvenliği için hazırlanan yönetmeliği nasıl ard arda iki yıl erteler? Servisler yeni Alperenler mezar olursa, bunun hesabını kim verecek? Çocuklarımızın can güvenliği servisçilerin rantına kurbal edilmemeli...
--------------------------------------------------
'DÜŞMANA YARDIM EDEN HOCALAR VARDI'

Atatürk'ün son süvarisi olan Eskişehirli İstiklal Savaşı Gazisi merhum Yakup Çavuş (Satar) Kurtuluş Savaşı anılarını anlatırken; 'Düşman sadece Yunan gavuru değildi ki yavrum, İngilizi vardı, Fransızı vardı, İtalyası vardı, Rusyası vardı, Ermenisi vardı... Bir de bunlara yardım eden bizim hocalar vardı, şeyhler vardı, ağalar vardı, hainler vardı... Vardı da vardı... Çok şükür bizim bir Allah'ımız vardı bir de Mustafa Kemal Paşamız... ' demişti. Diyanet İşleri Başkanlığı, 30 Ağustos'taki 'Cuma hutbesinde' Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anmadı. Cuma hutbesinde zaferden bahsedilirken, 30 Ağustos Zaferi'nin Kahramanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün adının bile anılmaması büyük tepkilere neden oldu. 'Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunan kazansaydı'. '10 Kasım'da 9'u 5 geçe kenefe gidin' diyen, İstiklal Marşı Yazarımız merhum Mehmet Akif Ersoy'a 'ağza alınmayacak hakaretler yağdıran Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı' Kadir Mısıroğlu'nu hastanede ziyaret eden bir başkanının olduğu Diyanet İşleri'nden zaten bu beklenirdi. Asıl ona değil, 'Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı tescilli birisini' hala Diyanet İşleri Başkanlığı makamında 'tutanlara kızmak' lazım. Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Atatürk'ü ağzına almayan Diyanet, Mısır'ın 'devrik Cumhurbaşkanı Mursi için 81 ilde gıyabi namaz' kıldırmıştı. Yoksa Ali Erbaş kendisini; 'Türkiye Cumhuriyetinin değil de Müslüman Kardeşlerin mi' diyanet işleri başkanı? olarak mı görüyor? Sayın Erbaş, 'Kurtuluş Savaşını kazandığı, Türk halkını İngiliz'e, Yunan'a tutsak etmediği için' Atatürk'e karşı kinin olabilir. Onu sevmeyebilirsin. Ancak, maaşını Atatürk'ü sevenTürk milletininin vergilerinden alan bir şahıs olarak, Büyük Önder'i her dini günde anmak zorundasın. Atatürk'ü 'yok saymaya devam etmek istiyorsan onun kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığını koltuğunu' derhal bırak. Böylece Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarıyla daha sık muhabbetler edersin...

-----------------------------------------

HAYATLA İLGİLİ SORULARA YANITLAR


Mahatma Gandhi'nin hayatla ilgili sorulara verdiği yanıtlar.
1) En güzel gün? Bugün
2) En kolay şey? Yanılmak
3) En büyük engel? Korku
4) En büyük yanlış? Vazgeçmek
5) Bütün kötülüklerin temeli?
Bencillik
6) En güzel oyalanma şekli?
Çalışmak
7) En büyük çöküş? Ümitsizlik
8) En iyi eğitmenler? Çocuklar
9)Temel olan şey? İletişim
10)Seni en çok mutlu eden şey? Başkalarına faydalı olmak
11) En büyük gizem? Ölüm
12) En büyük kusur? Huysuzluk
13) En tehlikeli kişi? Yalancı
14) En zararlı duygu? Kıskançlık
15) En güzel hediye? Bağışlama
16) En kısa yol? Düz (doğru) yol
17) En güçlü duygu? İç huzur
18) En iyi koruyucu? İyimserlik
19) En büyük güç? İman
20) En gerekli kişiler? Ebeveyn
21) Hayattaki en güzel şey? Sevmek
22) En büyük en güzel sığınak? Yaradan…
-------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan:
Başhekim Bey, yönettiğiz hastane şu günlerde türlü türlü olumsuzluklarla hep basında. Sanki hastane başhekimsiz yönetiliyor.
Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Mustafa Karagülle: Emrimdeki müdür müteahhit yatında sefa sürüyor. Onun yiyeceği fırçaları ben yiyiyorum ya!
İl Sağlık Müdürü Uğur Bilge: Harun Bey fırça atmak için bana dönmeden şuradan nasıl sessiz bir şekilde uzasam?
-------------------------------------------------
FIKRA
AKBABA…
Kayınvalide damada 'Ayıp damat' demiş sinir içinde, 'Bana sanki bir akbabaymışım gibi davranıyorsun..! ' Damat 'Olur mu hiç efendim' demiş saygıyla, 'Haksızlık ediyorsunuz.. Akbabalar insanı didikleyip yemek için en azından ölmelerini beklerler..!'