Hiç bir beklentimizin olmadığı ligi 15.sırada dahi bitirmenin başarı sayılacağı bir sezonu daha tamamladık. İlk küme düşme burukluğunu 1981-82 sezonunu son maça kadar taşımış ama başarılı olamamıştık. Sonra gene defalarca düştük ama hiçbir zaman bitime haftalar kala mücadeleden kopmamıştık. İlk defa bu kadar aciz ve çaresiz bir şekilde küme düşüyoruz.
Aslında bakarsak transferimiz açılmayınca küme düşeceğimizi baştan kabul etmiş oluyorduk. Çünkü daha yarım sezon önce dağıtılan takımın ne kadar aciz kaldığını gördük. Görünen köy kılavuz istemiyordu. Geçen sezonun ikinci yarısından sonra hem Cemali ve Mete Kaan gibi futbolcuları kaybetmiş, üstelik galibiyet hasreti çektiren teknik direktörle de yeni sezona devam ediyorduk. Bunun için futbolu da bilmeye gerek yoktu. Sezon hiç iyi başlamıyordu. İlerleyen haftalarda tecrübeli futbolcularımızla olan anlaşmazlık çözülemeyince, devre arası transfer açamazsak istifa edeceğiz denildikten sonra tekrar devam edilmesi, sportif başarı olmadan sürekli proje üretilip bunlardan gereken finans sağlamaması beklenen sonu da hızlandırmış oldu. Kısacası Eskişehirspor yönetim hatalarından kaynaklanan sorunlardan dolayı küme düşmüş oldu.
Sezon bittiğine göre herkes bu başarısızlığa dair bir açıklama isteyecektir. Çünkü teamüller onu gerektirir. Koskoca bir camiayı arkanıza almışsanız bu sorumluluk yönetimindir. Size görev veren kongre üyelerinin de bu cevabı istemeleri kadar doğal bir hakkı yoktur.
Aslında geçen yıl yapmaları gereken 'Kongre kararını' çeşitli bahanelerle geçiştirdiler. Transferi açmak üzereyiz 3 imza kaldı 5 imza kaldı bahaneleri ile camia oyalandı. Oysa tanıdığımız en az 15 futbolcuya daha telefon edilmediğini bizler az çok biliyorduk. Çünkü o saatten sonra alınacak kongre kararının hiç kimseye bir faydası olmayacağını veya transferin o saatten sonra açılmasının mümkün olmadığını bildiğimiz için yıpranmasınlar diye sustuk.
Sonuçta iki sezonda, iki kere küme düşüren bir yönetimle devam etmek ne derece doğru olur. İyi niyetli olmak, gayretli olmak, özveri ile bir şeyler yapmaya çalışmak sonuçta bir şeyleri değiştirmiyor. Biz bir spor kulübüyüz. Sportif başarıyı yakalayamazsanız başarısız sayılırsınız.
Şimdi yönetimin kendi aralarında fikir ayrılıkları olduğunu biliyoruz. Kulağımıza da bir kaç yönetim oluşturma, hatta liste çalışmaları olduğu dedikoduları da geliyor. Artık birileri bir şeyler yapmak istiyor. Camianın önünü tıkamaya gerek yok diyorum.
Yazıma ünlü fizikçi Albert Einstein bir sözü ile devam etmek istiyorum ki bu da yazının özeti olsun. Albert Einstein; 'problemi onu yaratanlarla çözemezsiniz' diyor.
Bu başarısızlıklardan sonra yapılması gereken tek şey hiç vakit kaybetmeden Mali Genel Kurulun seçimli genel kurula dönüştürülmesi gerekiyor. Hem başarısızlık, hem de teamüller bunu gerektir. Herhalde bu şehirde bir kere daha bayrak ve arma yere düşmesin diyecek birileri mutlaka bulunur diyelim ve sezona yeni heyecan ve umutlarla girelim. Küme düşen takımlara geçmiş olsun diyerek, direk çıkmayı hak eden Adana Demirspor ve Gzt Giresunspor'a süper lig yolunda başarılar dilerim.