Mezarlıklar,

'Bana bir şey olmaz' diyenlerle dolu...

Kendi kendilerine totem yapıp,

Hayatın ritüeli arasında kendilerince heyecan bulanlar...

Bulduklarıyla yetinmeyip, daha çoğunu isteyen ve arayanlarla dolu mezarlıklar...

Temkinli olmaktan söz ediyorum...

Ama onun da bir sınırı var elbette...

Ot gibi gelip, saman gibi yaşayıp, keçi boynuzu tadında ölüp gitmek değil...

***
Ülkenin batı yakasında,

En yüksek oran Eskişehir'de...

Hem aşılamada, hem vaka sayısında ilk 10'nun içindeyiz...

Tramvaylar eski yoğunluğuna döndü yeniden...

Kafeler, çay bahçeleri, restoranlar, eğlence mekanları...

İnadına, eskisinden daha kalabalık gibiler...

Bayram tatilinin üzerinden bir haftalık mesai bugün itibariyle bitiyor...

Korkarım,

Uzmanların yaptıkları uyarılara uymamanın karşılığını önümüzdeki hafta daha net göreceğiz...

***
Eskişehir,

Vaka sayısında ilk 10'da,

Aşılamada ise ilk 7'de ise,

Ortada garip bir korelasyon yok mu sizce de?

Aşılama oranı arttıkça, insanlar kendilerini daha rahat hissediyorlar...

Kendilerini daha rahat hissettikçe de, kuralları gevşetiyorlar...

Bu da vaka sayısının artışını getiriyor...

***
Esnaf yeniden yavaş yavaş endişeleniyor...

Yerel gazetelerde sıkıntılı yüz ifadeleriyle mesajlar veriliyor, açıklamalar yapılıyor...

Vakalar,

Hasta sayısı,

Ölüm sayısı...

Bu istatistikler belli bir seviyeye gelirse,

Yeniden önlemez ve korkutucu boyutlara yükselirse,

Devletin yapacağı tek şey kalıyor geriye...

Kısıtlamaları yeniden gündeme getirmek...

O nedenle sivil inisiyatif yeniden gündeme gelmeli...

Yani toplumun otokontrolünü kendisinin yapması...

Maske takmayanı,
Hatta kurallara uygun takmayanları uyarmalıyız...

İlk dönemdeki gibi olmasa da,

Güvenlik güçleri şehrin belli noktalarında kontrolleri ve denetimlerini sıkılaştırılmalı...

Ancak hepsinden önce,

Toplum kendi kendini kontrol altına alma yolunu yeniden hayata geçirmeli...

***
Bunun öz Türkçesi ve kestirmeden söylenmesi de bence şöyle;

Şiiihtt maskeni tak!!!