Doğma büyüme bir Eskişehirli olarak,
Onlarca seçim yaşadım…
Kiminin uzağında, kiminin tam içinde…
Ama bugüne kadar,
Odunpazarı'nda yaşanan gibi bir seçim görmedim…
Ne öncesinde,
Ne sırasında,
Ne de sonrasında…
Elbette aslolan seçimi kazanmaktır…
Ama kazanmayı bilmek kadar kaybetmeyi bilmek de önemlidir…
Kaybetmeyi bilmeyenlerle oynamak, yarışmak, muhatap olmak ne kadar kötüymüş, bir kez daha anladık…
Kullanılan ifadelere bakar mısınız?
Hırsızlar,
Kumpasçılar
Vatan düşmanları
Şer odakları
Sinsice yapılan planlar,
Çalınan oylar,
Hain ve iğrenç taktikler…

***

Üzerinden çok geçmedi...
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri…
Odunpazarı sonuçlarına bakalım…
Recep Tayyip Erdoğan'ın Odunpazarı'nda aldığı oy;
Yüzde 44, 114 bin 679…
Peki 31 Mart 2019 yerel seçimi,
Volkan Doğan'ın aldığı oy;
Yüzde 45,55 113 bin 207…
Ne güzel değil mi?
Hatta bravo Volkan Doğan'a…
Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP ittifakıyla birlikte Odunpazarı'nda aldığı oy oranına ve sayısına ulaşmış…
Büyük bir başarı değil mi,
Recep Tayyip Erdoğan kadar oy almış olmak?
Hatta yüzde olarak önde bile…
Yüzdelik dilime rağmen oy sayısındaki azlık, seçmen sayısı ve seçime katılıma göre değişiyor…
Kazım Kurt,
Yüzde 48,44 120 bin 394 oy…
24 Haziran'da Muharrem İnce;
Yüzde 44,2 115 bin 093 oy…
Muharrem İnce,
Hem Volkan Doğan'dan hem de Erdoğan'dan fazla oy almış…

***

Yani?
Yanisi şu;
24 Haziran 2018 seçim sonuçlarıyla
31 Mart 2019 seçim sonuçları arasında,
Herkesi şaşırtacak,
Herkesin ağzını bir karış açık bırakacak,
Hayretler içinde bırakacak bir fark, değişiklik var mı?
Hırsız, kumpas, vatan haini, şer odakları, çalınan oylar, kurulan kumpaslar…
Eğer 31 Mart seçimlerinde Odunpazarı'nda bunlar yapıldıysa,
24 Haziran 2018 seçimlerinde de yapılmış demektir…
Ama,
Kazanınca (ülke genelinde)
'Son derece normal' olan şeyler,
Kaybedince,
'Hırsızlık ve vatan hainliği' oluyor…

***

Kazanmayı bilmeyenlerin hiç olmazsa kaybetmeyi bilmeleri gerekmiyor mu?