Kendi evinde Ispartaspor'u 2-1 yendikten sonraki oynadığı son üç maçı da kaybeden Eskişehirspor ateş hattından uzaklaşamadı.

Cem Karaca'nın gönderilmesiyle yerine gelen Suat Kaya ile geçmişte yapılan hatalar zinciri biraz tamir edilmiş olsa da lig başından oynadıkları 14 maçta Siyah-Kırmızılı futbolcular maç tecrübesi kazandıkça tecrübe kazanacakları yerde adeta yerinde sayıyorlar.

Genç dedik ama diğer takımlardaki genç futbolculara baktığımızda Eskişehirsporlu gençlerden daha başarılı gösteriyorlar.

Geçmişte kulüpte para, yemek, yakıt sıkıntısı yaşanıyordu.

Hatta futbolcular antrenmanlardan sonra soğuk su ile duş alıyordu.

Ne maaş ne de kazandıkları maçların primlerini ya alamıyor ya da gecikmeli alabiliyordu.

Bunları bahane etmeyerek sahaya çıkıp futbol oynuyorlardı.

Bugünkü yönetim sayesinde geçmişte yaşanan bu sorunların birisi dahi yaşanmıyor.

* * *

Cumartesi günü oynanan Uşakspor maçına gelecek olursak rakip kağıt üzerinde daha başarılı gibi görünüyordu.

Ancak oynadıkları futbola baktığımızda Siyah-Kırmızılı futbolculardan çok daha üstün değildi.

Biraz Eskişehirsporlu futbolcular futbol oynayabilselerdi galibiyet olmazdı ama en azından bir beraberlik alınabilirdi.

Özellikle de normal sürenin son 5 ve uzatma dakikalarında oynadıkları futbolu oynayabilselerdi Eskişehir'e bir puanla dönebilirlerdi.

* * *

Kaleci Cengiz Alp'i çok eleştirdik.

Ancak son haftalardaki kurtarışlarıyla dikkat çekmeye başladı.

Uşakspor karşısında da farkı önleyen isimdi.

Her geçen hafta üzerine koymaya başladı.

Demek ki isteyince oluyormuş.

Diğer futbolcular Cengiz Alp'i kendilerine örnek alsınlar.

* * *

Artık ne taraftarların ne de şehrin sabrı kalmadı.

İlk yarının bitimine 3 maç kaldı.

Bu üç maçtan en az 6 veya 7 puan alınmadığı takdirde ligde kalma umudu mucizelere kalır.

17. Sıradaki Karacabeyspor ile 7, 18. Sıradaki Zonguldak Kömürspor ile 9 puan fark var.

Bu farkların kapanması son üç maça bağlı…

En azından evinde oynayacağı Kırşehir Belediyespor ve Ankara Demirspor maçlarını mutlak ama mutlak kazanmak zorunda.

Bu maçlar da puansız kapanacak olursa ligin ikinci yarısında transfer tahtası açılsa ve takıma takviye yapılsa bile ligde kalmak çok ama çok zor.

O nedenle futbolcular biran evvel toparlanıp Suat Kaya ile ekibinin kendilerine verdikleri taktikleri sahada uygulayabilirlerse evinde oynayacağı ilk yarının son iki maçını kazanma başarısını gösterecek olurlar ise ligde kalma umutlarını ligin ikinci yarısına taşırlar.

Yoksa gelecek sezon üçüncü ligde oynayacakları için son üç sezonda üç kez küme düşen takımın futbolcularına kimse bakmaz.

Kendi geleceğiniz kendinizin ayaklarında.

Bu bilinçle oynarsanız kazanırsınız.

Kendinizi düşünmüyorsanız önce geçmişi başarılarla dolu Eskişehirspor Kulübünü sonra da bugün bir dediğinizi iki etmeyen Başkan Mehmet Şimşek ile yönetim kurulu üyelerini düşünün.

* * *

TEŞEKKÜRLER ERKAN ZENGİN

Erkan Zengin 2016 yılında Trabzonspor Kulübü'nden Eskişehirspor'a transfer olmuştu.

Eskişehirspor'un 18 yaşındaki oyuncusu Buğra Temel Trabzonspor'a 3 yıllık imza atarak transfer olurken Bordo-Mavili Kulüpte Erkan Zengin'i 400.000 EURO sözleşme fesih bedeli ödenmesi karşılığında Siyah-Kırmızılı Kulübe gitmesinin önünü açmıştı.

Zengin, Eskişehirspor'a gelirken Bordo-Mavili Kulüpten 2015/16 sezonu için 150.000 EURO ile 2016/17 sezonu için 500.000 EURO olmak üzere alacağı olan toplam 650.000 EURO alacağından vazgeçmişti.

2016 yılında Erkan Zengin transferinden kalan 3 milyon 264 bin 985 TL'lik alacağı yıllardır Eskişehirspor'dan tahsil edemeyen Trabzonspor Kulübü, Siyah-Kırmızılı Kulübün üç sezondan beri transfer tahtasının açılabilmesi için alacaklarının baki kalmak üzere talep edilen imzayı vermiyor.

Bu nedenle Eskişehirspor transfer tahtasını açamıyor.

Siyah-Kırmızılı Kulübün Başkanı ve yönetim kurulu 5 yıldır ödenemeyen bugünkü döviz kuru ile 6,5 milyonu aşan Bordo-Mavili Kulübe olan borcu kapatmak için 'Dosya Kapat' kampanyası başlattı.

'Dosyakapat.com' adı altında açılan internet sitesine girerek kaç lira bağış yapacaksa yazıp banka hesabından ödeme yapabiliyorlar.

Hedef 6 Milyon TL toplamak.

Bu rakamı toplamak zor…

Ancak Eskişehirspor Kulübün ayakta kalması ve transfer tahtasının açabilmesi için Trabzonspor Kulübüne olan borcun kapanması şart.

Önemli olan da zoru başarmak...

Bakın bir öğrenci bile okul harçlığını açılan kampanyaya bağışlamış.

Duyarlı taraftarlar 10-20-30-50 demeden bağış yapıyor.

Eskişehir de bu rakam toplanamazsa Eskişehirlilerin ayıbı sayılır.

Eskişehirspor'un kurtuluşu için yönetim kurulu göreve geldiklerinin üzerinden geçen 4 ayda 33 bin 800 TL değerinde dosya kapattı.

Etleri butları ne?

Ne büyük sanayici ne de büyük tüccarlar.

Organize Sanayi Bölgesi'nde vergi rekortmenleri arasına giren çok sayıda işletme var.

Onlar biraz duyarlılık gösterirlerse borç kapanabilir.

Yapacakları bağış miktarları da direk ceplerinden çıkmayacak.

Eskişehirspor Kulübü bağış yapan işletmeye 'bağış makbuzu' kesecek.

Onlarda bağışladıkları rakamın tamamını vergiden düşebilecekler.

Bu işin AKP'si, CHP'si, MHP'si yok şehir olarak bir olup kapatması lazım.

ERKAN ZENGİN'DEN BÜYÜK BAĞIŞ

Eskişehirspor'un eski futbolcusu olan ve Siyah-Kırmızılı Kulüple yollarını ayrılmasının üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Siyah-Kırmızılı Kulübü unutamıyor.

Her seferinde Eskişehirspor Kulübünü çok sevdiğini, gönlünün hala Siyah-Kırmızılı Kulüpte olduğunu söyleyen Erkan Zengin açılan 'Doya Kapat' kampanyasına 26 bin TL bağış yaparak yine gönülleri fethetti.

Teşekkürler Erkan Zengin göstermiş olduğun duyarlıktan ve kadirşinaslığından ötürü.

* * *

Tepebaşı'na bir ödül daha

Tepebaşı Belediyesi, örnek proje ve çalışmaları ile ödüle layık görülmeye devam ediyor. Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenen 2021 sürdürülebilir İş Ödülleri'nde, 'Çeşitlilik ve Kapsayıcılık' dalında Tepebaşı Belediyesi'nin Engelliler Montaj Atölyesi projesi ile ödüle layık görüldü.

Online platformda düzenlenen törende Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 'Bu ödüle layık görüldüğümüz için başta değerli jüri üyeleri ve Sürdürülebilirlik Akademisine teşekkür ediyoruz. Tepebaşı Belediyesi olarak engelli bireylerimizin toplum hayatına katılmasını önemsiyor ve hobi değil, istihdam projeleri yapıyoruz. İlk atölyemizi 2014 yılında Yaşam Köyü'nde açtık. Daha sonra 2019'da Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) iş birliğinde örnek bir iş birliğine imza atarak ikinci atölyemizi açtık. Engelli bireyler iki atölyemizde bugüne kadar 12 milyona yakın parçanın montajı yaptı. 30 engelli gencimiz atölyelerde hem çalışıyor hem de eğitim alıyor. İş ortaklarımız arasında İŞKUR, Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Fakültesi, Nadir Küpeli Yönetimindeki Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi ve atölyelerimize demonte parça gönderen firmalar var. Bu akşam bu anlamlı ödülü atölyemizdeki engelli bireylerimiz adına alıyor ve sözlerimi, 'Üretene Engel Yok' diyerek projemizin sloganı ile bitiriyorum' diye konuştu.

* * *

Tepebaşı Belediyesi halk arasında 'Engelli Dostu Belediye' olarak anılıyor.

Yıllar önce idi.

Tepebaşı Belediyesi Eskişehirli engellileri ilk kez deniz ile buluşturdu.

Eskişehir Sakatlar Derneği üyelerini ve diğer engellileri düzenlediği çeşitli etkinliklerde bir araya getirdi.

Daha sonra da 2014 yılında 'Engelliler Montaj Atölyesi' kurarak engellileri meslek sahibi yaptı.

Aileleri tarafından evlerinde hapse mahkûm edilen engellileri topluma kazandırdı.

'Engelliler Montaj Atölyesi' sayesinde meslek öğrenen engellilerin bazılarını işe sokarak onların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağladı.

Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli ile örnek iş birliğine imza atarak 2019 yılında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) iş birliğinde örnek bir iş birliğine imza atarak ikinci atölyeyi açtılar.

Engelliler Montaj Atölyesi projesi kurulduğu 2014 yılından bu yana aldığı çok sayıda ödüle layık görüldü.

Engellilere sahip çıktığımız için teşekkürler Ahmet Başkan.

İşte bu nedenle size 'Engelli dostu başkan' diyorlar.

* * *

BÜYÜKŞEHİR'DEN TÜKETİCİLERE DESTEK

Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu tarafından Ekim ayında yüzde 18 olan politika faizini yüzde 16'ya düşürmüştü.

Son olarak da 18 Kasım toplantısında ise faizi yüzde 16'dan yüzde 15'e düşürdü. Karar sonrası Dolar/TL kuru yeniden rekor üstüne rekor kırmaya başladı.

Dövizin yeni rekoru ve ardından akaryakıta peş peşe yapılan zamlardan sonra iğneden ipliğe kadar her şeyin fiyatı nerede ise ikiye katladı.

Dün aldığınız ürünü bugün farklı fiyatla almak zorunda kalıyoruz.

Gıda ürünlerine yüksek zam geleceği endişesiyle insanlar marketlere hücum ettiler.

Bulabildikleri un, şeker, yağ, makarna, bakliyat gibi ürünleri alarak evlerinde stokladılar.

Bu nedenle marketlerde un, yağ, şeker, makarna bulabilmek nerede ise imkansız hale geldi.

Cumartesi günü iki kilo şeker almak için üç market dolaştım maalesef üçünden de boş çıktım.

Önümüzdeki günlerde iğneden ipliğe kadar yeni zamların geleceği kulaktan kulağa fısıldanıyor.

Dövizin ve akaryakıt ürünlerinin tavan yapması nedeniyle üreticilerin, tedarikçilerin, taksi ve dolmuşların giderleri de arttı.

Taksiciler, minibüsçüler, fırın işverenleri zam için müracaatlarını yaptılar.

Muhtemelen aralık ayı içerisinde zamlar peş peşe yağacak.

Bu durum karşısında da 'İçme ve kullanma sularına da yüzde 20 zam gelecek' söylentileri yayılmaya başladı.

Hatta ESKİ Genel Müdürlüğünün sumatiklerin önünde insanlar kartlarına 'zamsız su yüklemek' için kuyruk oluşturdular.

Neyse ki bu söylenti asılsız çıktı.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, 'Döviz kurlarındaki yükseliş başta olmak üzere birçok girdideki artışlara rağmen ekonomik krizin hemşerilerimizi derinden etkilemesi nedeniyle 2021 yılı içerisinde toplu taşıma ve içme-kullanma suyunda herhangi bir zam uygulamayacağız' dedi.

Yılmaz Hoca'nın sosyal medyadan '2021 yılı sonuna kadar suya ve toplu taşımaya zam yapmayacağız' açıklaması tüketicileri rahatlattı.

'Su, otobüs ve tramvay zamlarından bari şimdilik kurtulduk' diye yorum yaptılar.

* * *

Büyükşehir Belediyesi yılsonuna akaryakıt ürünlerine yapılan yüksek zamlara rağmen suya ve toplu ulaşıma zam yapmayarak hem fedakarlık yapmış olacak hem de en azından bir veya iki ay tüketicilerin ceplerinden daha fazla para çıkmamış olacak.

Bir başka ifadeyle Büyükşehir Belediyesi birkaç ayda olsa tüketicilere destek yapacak.

* * *

BİR YAHUDİ HİKÂYESİ...

Gençliğimde Şişhane'de, 'Sarı Madam' adında bir kahve vardı. İnsanlar oraya gelir, oyun oynardı. Aileler de gelir çay içer, simit yer, sohbet ederdi. Çok güzel bir Haliç manzarası vardı. Şişhane'den Hasköy'e dönen köşedeydi. Eskiden kahvenin anlamı, sadece oyun oynanan yer olmaktan çok uzaktı, tam anlamıyla sosyal bir ortamdı. Kaçamak sigara içmek için de çoğu zaman oraya giderdik.

Bir gün oranın müdavimlerinden Şapat diye bir bey geldi. Biz de yandaki masada arkadaşlarla oturmuş, çay içiyorduk. Adamın orta halli bir görüntüsü vardı ama sıkıntılı olduğu her halinden belliydi. Arkadaşları da bu durumu fark etmiş olacak ki, içlerinden biri, 'Hayrola Şapat, bir derdin mi var?' dedi.

'Sormayın...'

İlk bulduğu boş sandalyeye çökercesine oturdu.

'Anlat be Şapat.'

Adam anlatmaya başladı. Yanımızdaki masada oturduğu için anlattıklarını bir bir duyuyorduk.

'Benim dört tane dairem vardı. Bankada param vardı. Karımdan kalan ufak tefek birkaç mücevher de vardı. İki kızımı ve damatlarımı çağırdım ve 'Bunları size taksim edeyim, sonra birinizin evinde kalırım, yalnız yaşamak istemiyorum' dedim. Yaptım da. Her şeyimi onlara verdim. İki kızımda birer yıl kalacaktım, böyle konuşmuştuk. Baştan her şey yolunda gitti. Sonra bu anlaşma aylara, haftalara, şimdi de günlere indi. İkisi de kendi düzenleri bozulduğu için beni evinde istemiyor. Anlayacağınız, beni kapının önüne koyacaklar.'

İshak Efendi diye bir adam, 'Bu mudur senin bütün derdin?' dedi. 'Sen merak etme, yarın sabah burada buluşalım, senin derdini çözeceğim.'

Biz olanları sonradan kahvenin sahibine sorarak öğrendik. Zavallı amcanın sonunu çok merak etmiştik. Bu iki amca, ertesi gün buluşmuş, İshak Efendi cebinden bir anahtar çıkarmış ve Şapat'a vermiş. Bu bir banka kasası anahtarıymış ve üstünde 'OB' harfleriyle bir de numara varmış. 'OB', Osmanlı Bankası'nın kısaltmasıydı. Bankanın itibarı da çok büyüktü.

'Bak, bu anahtarı hangi kızının evinde daha çok kalmak istiyorsan o evde kaybetmiş gibi yapacaksın. Dikkat et de nereye attığını unutma. Sonra 'anahtarım kayboldu' diye ortalığı ayağa kaldıracak, sonra da bulacaksın. Kızın sana 'Bu ne anahtarı?' diye sorduğunda, 'Ne anahtarı olacak, kasa anahtarı. Sen bütün varlığımı size verdiğimi mi zannediyorsun? Paralarım, tahvillerim, banka kasasında duruyor. Kimin evinde ölürsem, anahtar ve kalan servetim onun olacak. Kafamdaki plan bu' diyeceksin.'

Şapat Bey, İshak Efendi'nin bütün dediklerini yapmış ve sonradan takip ettiğimize göre de küçük kızının evinde krallar gibi yaşayıp ölmüş. Öldükten sonra kızı ve damadı anahtarı alıp bankaya gitmiş. Banka da onlara, 'Ne böyle bir kasa numaramız var, ne de böyle bir anahtarımız' demiş.

Şapat Bey bir de yazı bırakmış ardından:

'Sizi ancak böyle adam edebilirdim!'

SON SÖZ: İbranice bir söz : 'Yeş mamod, yeş kavod'.

Yani : 'PARAN VARSA, İTİBARIN DA VARDIR'

* * *