Ekimi sonbaharda yapılan kışlık tahıllardan buğday ve arpada, taban gübresi olarak yani ekimle birlikte kullanılan kimyasal gübrelerin fiyatları aşırı yüksek olduğundan, özellikle kuru tarım yapan bir kısım üretici hiç gübre kullanmadan, bir kısmı eskiye göre az, bir kısmı ise çok az miktarda kullanarak ekim yaptıklarını belirtmişlerdir. Bazı üreticiler ise taban gübresinin tamamını ahır gübresinden, bazıları tavuk gübresinden veya bunların karışımından kullanırken, kimi üretici bunlardan biri ile bir miktar kimyasal gübreyi birlikte kullanmıştır.

Yağışların zaman ve miktar olarak uygun bir şekilde gelmesi, çimlenme ve çıkışların büyük oranda düzenli olmasını sağlamıştır. Ancak önümüzde, ürünün verim seviyesine ve kalite özelliklerine esas etkiyi yapan, üst gübre, çim gübresi gibi isimlerle de bilinen ve ilkbaharda genellikle bitkilerin kardeşlenme döneminde verilen azotlu gübrelerin yeterince kullanılıp, kullanılamayacağı gibi çok ciddiye alınması gereken bir mesele bulunmaktadır çünkü bu durum alınacak rekolteyi önemli oranda etkileyecektir. Bu etki sadece bitkilerin topraktan alacakları besin maddelerinin azlığına bağlı olarak değil, aynı zamanda zayıf kaldıkları için, hastalıklara karşı dirençlerinin düşük olmasından, yabancı otlarla yarışta geri kalabilecekleri nedeniyle de olabilecektir. Zayıf gelişen bitkilerin iklim değişikliğinin etkilerinden olan sıcaklık değişimleri ile geç yağışlar sonucu ortaya çıkan ve salgın yapabilen bazı hastalıklardan daha çok verim ve kalite kaybetmesi de olasıdır.

Yine iklim değişikliğine bağlı olarak gelebilecek bir kuraklıkta da verim ve tane kalitesi ciddi oranda düşebilecektir. Bilindiği gibi son yıllarda sulanabilir arazisi olanlardan çok sayıda üretici, mısır ekilişlerini çok artırmışlardır. Bu artış nedeniyle alan kaybeden ürünler arasında buğday ve arpa da bulunmaktadır. Mısır, içinde buğday veya arpa bulunan uygun bir münavebe sistemi içinde üretilmek yerine, aynı tarlaya birkaç yıl arka arkaya ekilmektedir. Sulu tarım yapabilen üreticilerin dikkate değer miktarda bir kısmı, buğday ve ondan biraz daha az oranda olarak arpa ekimini sanki bir kenara koymuş ve bunu kuru tarım yapan üreticilere bırakmış gibi gözükmektedir. Daha önceki bazı yazılarımda buğdayın bu durumuna, mısırın uygun bir ekim nöbeti (münavebe) içinde üretilmesinin sağlayacağı büyük faydalara dikkat çekmiştim. Sürdürülebilir olmayan bu durum, halkımızın temel gıdası ekmeğin esas hammaddesi olan buğdayın üretim miktarında ciddi azalmalara yol açabilecektir. Her ülke, özellikle Covid-19 salgını ile birlikte halkının temel gıdası olan ürünlere yeterince sahip olma konusunda önceki yıllara göre daha dikkatli, hatta hassas davranmaktadır.

Hem bu salgının hem de iklim değişikliklerinin olası etkilerini ciddiye alan bazı büyük ihracatçılar, ihraç miktarlarına sınırlama getirme, ihracatı kısmen veya tamamen kısıtlama yoluna giderken, bunlar ve/veya imkanı olan diğer bazı ülkeler de uygun ürünlerinde stok yapmaya başlamış, hatta başka ülkelerden de büyük miktarlarda satın alarak stoklarına ekleme yoluna gitmişlerdir. Bu, tedbirlere hala da devam etmektedirler. Stok yapılan ürünlerin önde gelenleri arasında buğday da bulunmaktadır. Topraklarımızın çoğunun verim gücü ne yazık ki oldukça düşüktür ve alınabilecek ürün miktarı genellikle kimyasal gübrelere dayanmaktadır.

Bu durum en bariz olarak kuru tarım yapılan alanlardan alınan verim seviyelerinde görülmektedir. İklim koşullarına bağlı olarak genellikle Mart-Nisan aylarında verilecek üst gübre konusunda kafalar karışıktır. Büyük ekonomik zorluklar içinde olan ve üst gübre atabileceğinden emin olamayan üreticilerin bu durumundan yararlanmaya çalışan fırsatçılar da çıkabilecektir. Geçmiş yıllarda kimi kişilerin, bilinen ve genellikle kullanılan gübrelerle aynı etkiye sahip fakat daha ucuza verebileceklerini söyledikleri bazı maddeleri satmaya çalıştıkları görülmüştür.

Üreticilerimiz taban gübresini iyi bilirler ama bazı yeni ürünlerin hem taban gübresi hem üst gübre olarak kullanılabileceğini söyleyip satmaya çalışanlar olduğu da geçmiş yıllardan beri duyulmaktadır. Bunlara kesinlikle itibar edilmemelidir. Üst gübresini eskiden almış olanlar veya şimdilerde alabilecek güçte olanlar zaten bildikleri gibi ya da tavsiye edilen miktarlarda kullanacaklardır, ancak her gübrenin atılmasının doğru bir zamanı ve yeterli bir miktarı vardır, bundan fazlası kayıptır hatta çevreye de zarardır.

Bir miktar üst gübre kullanabilirim ve bunu da tek saferde atmak istiyorum diyen buğday, arpa üreticilerine, ilkbaharda tarlaya girebilecekleri andan itibaren bir-iki hafta içinde atabilmeye uygun, biraz yavaş eriyen, bol sap, yaprak yerine tane oluşmasına daha faydalı olabilen bir gübreyi tercih etmeleri tedbirli bir seçenek olacaktır. Gübresini benim de önerdiğim gibi iki seferde atabilecek olanlar, ilk gübreyi (toplam atılacak olanın 3/5 i kadarını) tarlaya girebildiği ilk hafta da atmalı, diğer kısmını sapa kalkmadan hemen önce ve daha çabuk eriyen bir gübreden vermelidir. Bu yıl her zamankinden çok daha fazla dikkat gerektiren bir yıldır. Bir gram gübrenin bile boşa harcanacağı yıl değildir. Danışarak, emin olarak, davranmak gerektiren bir yıldır.