'Tarımda Takvim Yoktur, Zamanlama Vardır' yıllardır sık sık tekrarladığım, akıllara yerleştirmeye , uygulama alışkanlığı kazandırmaya çalıştığım bir konu. İklim özellikleri eskisi gibi uzun süreler boyunca aynı ya da en azından benzer şeklide gitmemekte, artık kısa süreler içinde değişiklikler yaşanmaktadır. Tarım iklim özelliklerinden çok etkilendiğinden, üretim için yapılması gereken işlemleri buna göre uyarlamak, toprak işlemelerini, gübre, ilaç uygulamalarını ona göre yapmak kısacası değişen şartlara hemen ayak uydurmak gerekmektedir. Uygulamalardan iyi sonuçlar elde edebilmek için, zamanlama, büyük önem kazanmaktadır.

Havanın bu mevsimde olağanın çok daha üzerinde sıcak ve buna karşılık oldukça kurak ve yağışsız geçmesi toprakların çoğunda mevcut rutubeti düşürmüştür. Hava koşullarının bir kaç gün, belki biraz daha fazla süreyle devam etmesi beklenmektedir. Hafif yapılı, süzek toprakların çoğu işleme tavına gelmek üzere, bir kısmı ise gelmiş durumdadır. Bu durum nadasa bırakılmış olan tarlalarda, nadas bozmanın başlaması için önemli bir fırsat oluşturmuş durumdadır. Bu fırsat kaçırılmadığı takdirde bundan sonra alınacak kar veya yağmur sularının toprak içine sızması daha kolay olacak ve nadasın en önemli birinci safhası verimli bir şekilde gerçekleşmiş olacaktır. Nadas bozma yani ilk sürüm işleminin soklu (kulaklı) pullukla 18-20 santim derinlikten yapılması iyi sonuç vermektedir. Pulluğun açtığı çiziler içine gelen yağış suları hem aşağı doğru hem de yanlara doğru sızacak, yüzey akışı halinde ve/veya buharlaşmayla kaçmayacaktır. Topraklarına çinko sülfat ve hayvan gübresi verecek olanlar hemen atmalı ve nadası öyle bozmalıdır.

Geçen aydan başlayarak , açık havalarda tahıl ekilişlerine üst gübre atanlar olmuştur. Bitkiler henüz kış uykusunda olduklarından su veya besin maddesi alımı yapmamaktadır. Atılan gübreyi eritip, toprağın içine indirecek kadar bir yağış alınmışsa gübreden gaz halinde kaybı olmamıştır, ancak 3-5 gün den fazla toprak üstünde kalıp, güneş ışığı görmüşse kayıp önce buradan başlamıştır. Yağışla toprağın içine girmiş olan gübredeki azot uykuda olan bitkiler tarafından hemen tüketilmeye başlamadığından yıkanma yoluyla da kayıp devam edecektir. Bunun anlamı ise biraz boşa para harcamak, gerçekte alınabilecek verim ve/veya kalite seviyesine ulaşamamak, toprağı ve yer altı sularını kirletmek vb. bir dizi zarar demektir.

Bu günlerde üst gübre verilir mi ? Çok riskli. Atıldıktan hemen sonra iyi bir yağış alınmazsa kayıp olacak, bitkiler çok yakında uyanmazsa kayıp olacak, kayıplardan başka bir de önemli bir zarara neden olma olasılığı da çıkabilecektir. Bitkiler uyanırsa, bu gübreden yararlanarak hızla büyümeye başlayacaklardır. Şubat sonu ve Mart ayı hala kar yağma, dona çekme, uzun süreli soğuk havaların yaşanma olasılığı yüksek zamanlar olduğundan, böyle koşullar oluşursa sapa kalkmaya giden bitkilerde çeşitli oranlarda yanmalar oluşabilecek, bu da doğrudan verim kaybı oluşturacaktır. Biraz daha beklemek riskli durumlardan kurtaracaktır. Gübre atma işlemini iki defada yapmak, büyümeyi sağlaması için atılacak bu ilk kısmını yavaş eriyen bir gübreden , tane için atılacak ikinci kısmı ise çabuk eriyen bir gübreden seçmek çok faydalı olacaktır.