'Biz sizin o bakış açınızı öyle bir açacağız ki.
Gece uyku bile uyuyamayacaksınız.
Sizi koyun sürüleri sizi...'
Yukarıdaki sözler,
AKP Tepebaşı İlçe Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Semra Zedan'a ait...
İstikbal Gazetesi köşe yazarı Sedat Aydoğan'ın,
Kendi twitter hesabında yaptığı bir paylaşım için yazılmış...
(Sedat Aydoğan'la İstikbal Gazetesi'nde 10 yıla yakın bir zaman birlikte çalışmış bir meslektaşı olarak ismiyle hitap edeceğim...)
Sedat bu paylaşımı da,
Kar yağışı nedeniyle AKP il yöneticilerinin belediyeleri eleştiren yorumlarına karşı yapmış...
Demiş ki,
'Bu tür politika tarzının ne kadar yanlış olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti...
Tabiatın yaşattığı sıkıntıların ne Ak Parti'si olur, ne de CHP'si çünkü...'
İşte Sedat'ın bu yorumuna,
Semra Zedan böyle bir dil ile karşılık veriyor...
'Sizin' derken, Semra Zedan'ın yerelde partisini eleştiren tüm gazetecileri kast ettiği çok açık...
Yani,
Bakış açımızı öyle bir açacaklarmış ki,
Gece uyku bile uyuyamayacakmışız...
Bir insan geceleri bile neden uyuyamaz?
Korkudan, endişeden, ailesinin ve kendi başına kötü bir şey gelecek diye endişe etmekten...
Semra Zedan mesajını,
'Sizi koyun sürüleri sizi...' diye noktalamış...
Bir kaç saat sonra da silmiş...
Ancak tabi ki iş işten çoktan geçmiş...
Yine Sedat'ın paylaşımından öğreniyoruz ki,
AKP Tepebaşı İlçe Başkanı Hakan Çizmelioğlu arayarak üzüntülerini dile getirmiş...
***
Şurasını da atlamamak gerekiyor;
AKP içinde, her ne kadar siyasetlerini beğenelim beğenmeyelim;
En azından işin nezaketini bilen, siyasetin nasıl yapılması gerektiğini bilen, eleştirinin seviyesini nerede tutması gerektiğini bilen azımsanmayacak kadar siyasetçi var...
Siyaset,
Kişinin öfkesine, hırsına engel olamayarak ağzına geleni söylemesi yazması değildir...
Siyaset,
Edeceğiniz her sözün, paylaşacağınız her yazı ve düşüncenin, sizden önce bağlı bulunduğunuz - tarafı olduğunuz partiyi bağlayacağını biliyor olmanızı gerektirir...
Siyaset,
yaşanan olumsuzluklardan çıkar sağlamak için değil, halkın yararına olacak çözümler üretmek anlamında uyarıcı olmayı gerektirir...
Siyaset,
40 kere düşünüp bir kere konuşmayı, bir kere yazmayı gerektirir...
Yoksa,
Aklına geleni söylemek, yazmak siyaset falan değildir...
***
Eminim ki,
Semra Zedan, yaptığı bu paylaşım nedeniyle Eskişehirlilerden ve gazetecilerden daha çok parti yöneticilerinden eleştiri ve uyarı almıştır...
Hakan Çizmelioğlu'nun Sedat'ı arayıp üzüntüsünü ifade etmesi de bunu gösteriyor...
Ancak,
Diğer taraftan yaşanan bu olay gösteriyor ki,
AKP'de şu ya da bu kademede yönetici olan, siyaset yapmaya çalışan insanların önemli bir kısmında bu zihniyet hakim...
Çoğu ifade etmese de, akıllarının bir kenarında duruyor...
2022'ye girdiğimiz, bir yıl sonra Cumhuriyet'in 100'ncü yılını kutlayacağımız bir çağda, olayları Orta Çağ zihniyetiyle çözümlemeyi düşünen kafalar hepimiz için önemli bir tehdit...
Çünkü etki tepkiyi doğurur...
Bunun hayata geçmesi kaos demektir...
O nedenle bu tür keyfilikleri önlememenin, önlemek için etkin yaptırımlar uygulamamanın, taraflara faydadan çok zarar getireceği açıktır...
***
Şunu da belirtip yazıyı bitirelim...
Ben de, aynı Sedat gibi düşünüyorum...
AKP'nin Eskişehir'de, özellikle de yerelde, başarılı olamamasının en temel nedeni işte bu yaklaşımdır...
Yağan kardan, yağan yağmurdan medet ummaktır...
Bu tavrın siyaseten karşılığı yetersizlik, hatta ve hatta çaresizliktir...
Bu gerçeklik,
2004'den bu tarafa defalarca test edilmiş ve onaylanmıştır...
Bu kadar çok test edilen ve her seferinde aynı sonuçların ortaya çıkıyor olması;
Bu gerçekliğin toplumsal bir şey olmasından çok;
Abartılı olduğunu biliyorum ama,
Neredeyse 'bilimsel bir gerçeklik' haline getirmiştir...
Bilim ise,
Asla tartışılmaz...
Hele ki,
Asla tehdit edilemez...