2020-2021 sezonu Boluspor ile yapılacak karşılaşmadan sonra kapanacak.
Eskişehirspor da resmen üst üste ikinci kez 1. Lig'den 2'nci lige düşmüş olacak.
Tabi yukarılardan bir yerden, 'Bu yılda küme düşmeyi kaldırdım' buyruğu gelmez ise.
Yeni sezonda ikinci lig de yarışacağız.
Yarışacağız ama ortada yarışacak bir takım kaldıysa.
Çünkü takımın genel durumunu en son Bursa maçında gördük.
Bursaspor'un 17-18-19 yaş aralarındaki genç futbolcuları, 'Bizim çocuklarımız Ligin en genç ekibiyiz' denilen Eskişehirspor'a 5 gol attı.
Kaçırdıklarıyla birlikte biraz daha becerikli olabilselerdi belki de 9-10 gole ulaşarak rekor kırabilirlerdi.
Böyle bir felaketle karşılaşmadığımız için 5 gollü skora şükredelim!
* * *
Aslında başarısızlığın faturasını o genç futbolcu kardeşlerime kesmek doğru değil.
Onlar kendilerine öğretilenleri sahada uygulamaya çalışıyorlar.
O genç kardeşlerimi kimler yetiştirdi, kimler ders verdi?
Çoşkun Demirbakan gibi Türkiye liglerinde birçok takım çalıştırmış tecrübeli teknik direktörü kovarak yerine hiçbir başarısı olmayan sadece Kulüp Başkanı Mustafa Akgören'in arkadaşı olduğu için takımın başına getirilen Mustafa Özer ile birlikte siyah-kırmızılı takımın da çöküşüne start verildi.
Oysaki Çoşkun Hoca elindeki futbolcu kadrosu ile ligde tutunmak için elinden geleni yaparken, sözde, 'maliyeti yüksek' diye bir mazeret uydurularak görevine son verildi.
'Yüksek maliyet' tabiki mazeret olamazdı.
Amaç Mustafa Özer'in önünü açmaktı.
* * *
Bay Akgören, 'arkadaşım' diyerek Özer'i getirebilmek için önce takımı ligde tutabilecek hocanın görevine son verdi. Daha sonra, 'alacaklarını ödememiz mümkün değil' diye kulüpten tek tek ayrılmalarına izin verdiğiniz futbolcuların gitmesiyle o günkü değeri ile yaklaşık 100 Milyon TL'ye sahip olan Eskişehirspor'un değeri de yaklaşık 10 Milyon TL civarına düşürüldü.
Eğer Mustafa Özer'in geldiğinde o takımın kadrosundaki futbolcular kulüpte tutulabilseydi ve başarılı bir teknik direktörle yola devam edebilseydi Eskişehirspor kesinlikle ikinci lige düşmezdi.
* * *
Bursaspor'lu taraftarın maç kolik'te yaptığı yorum gibi Eskişehirspor'un bugünkü yönetimi göreve geldikleri 1,5 yıllık süre içerisinde kulübü iki kez ligden düşürerek Guinness Rekorlar Kitabına girebilecek bir başarıya imza attıkları için bu yönetimi kutluyor, şayet göreve davam etme ferasetini ve cesaretini gösterebilirlerse kendilerinden yeni yeni başarıları da bekliyorum.
* * *
Bursa'da görev yapan iki spor muhabiri arkadaş ile İstanbul'da yaygın basında köşe yazan herkesin yakın tanıdığı iki ünlü köşe yazarı ile telefonda sohbet ettim ve 'Eskişehirspor'un 2. Ligde bu kadro ile ne yapabilir?' diye sordum.
Eskişehir'de herkesin yüksek sesle dillendirdiklerini söylediler.
'Takviye yapılmaz yani transfer tahtası açılmaz ise bu kadro 2. Lig'de de tutunamaz' dediler.
* * *
Transfer tahtası açılmasa da Eskişehirspor 2. Ligde yine tutunabilir.
Bunun da tek çaresi yol yakınken yönetimin olağanüstü kongre kararı alması.
İllaki koltuğa yapışıp kalmayın.
Önce bir öz eleştiride bulunun.
Kendinizi sorgulayın.
Biz niye bu kadar başarısız olduk deyin.
'Biz gidersek kulüp sahipsiz kalır' diye düşünmeyin.
Her durumda bu kulübün, 'bahtı kara maderini' kurtaracak birileri bulunur.
Hadi olumsuz düşünelim.
Sahip çıkan olmadı.
En azından, 'Bakın biz kongre kararı aldık. Sahip çıkan olmadı' deme yüzünüz olur.
* * *
Pazartesi günü akşam saatlerinde Eskişehirspor'un eski futbolcusu ve eski Teknik Direktörü Çoşkun Demirbakan telefon etti.
Aramasının esbab-ı mucibesi pazartesi gündüz Eskişehir siyasetinin önemli isimlerinden ve eski futbolcu İsmet Süder ile yapmış olduğum programın tekrarının ne zaman yayınlanacağını sormaktı.
Kendisiyle yaklaşık 20 dakikaya yakın sohbet ettik.
Çoşkun Hoca, Eskişehirspor için 'neler söyledi'.
Onu da yarın yazacağım.


* * *

'KANUN KOYMAK YETKİSİ TBMM'YE AİTTİR'
'Emniyet Genel Müdürlüğü'nün polisleri görev yaparken kaydeden kişilerin engellenmesi ve adli işlem yapılmasını içeren 27.04.2021 tarih ve 2021/19 sayılı genelgesine' Türkiye genelinde büyük tepki geldi.
Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz de, genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Eskişehir Barosu tarafından Danıştay'da dava açtıklarını duyurdu.
Eskişehir Barosu'ndan sonra Mersin, Denizli ve Antalya Baro'ları da yürütmenin durdurulması için dava açtılar.
'Yürütmenin İptali' için Danıştay'a verdikleri dava dilekçelerinde, 'Basın Özgürlüğü İhlaline sebebiyet verecektir', 'Genelge İnsan Haklarına aykırıdır', 'Suç işlenmesi başka kanıtla ispatlanamaz' ve 'Kanunsuz Emir' niteliğinde olduğu belirtilerek polis tarafından uygulanmasının yasal mevzuata aykırı olduğu kaydedildi.
* * *
Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz, Danıştay'a açtıkları 'yürütmenin durdurulması' gerekçesiyle dava dilekçesindeki şu satırlar dikkat çekici:
'Kaynağını anayasadan ve kanundan almayan hiçbir düzenleme ve uygulama hukuken geçerli kabul edilemez. Kanun koymak yetkisi TBMM'ne aittir. Genelgede, Ceza Adalet Sistemini ilgilendiren delillerin yok olmasına yahut toplanamamasına sebep olacak oranda telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı da görüldüğünden bu sebeplerle davalı idarenin cevap dilekçesini beklemeden ve ivedi olarak yürütmenin durdurulmasına kararı verilmesi talep edilmiştir.'
Yani Anayasa'da böyle bir hüküm yokken, İç İşleri Bakanlığı'nın tek başına böyle bir karar veremeyeceğini, 'Anayasa'nın 36. Maddesi uyarınca, herkes meşru vasıtalarla hak arama hürriyetine sahiptir. Yine Anayasamızın 38. Maddesine göre Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur hükmü, mevcut genelgeyle açıkça ihlal edilmişti' ifade edildiği gerekçe gösteriliyor.
'KANUNSUZ EMİR'
Dava dilekçesinde genelgenin 'Kanunsuz Emir' niteliğinde olduğu belirtilerek polis tarafından uygulanmasının yasal mevzuata aykırı olduğu kaydedildi.
Suç teşkil eden emrin hiçbir şekilde yerine getirilemeyeceği hatırlatılarak, 'konusu genelgenin uygulanması yetki aşımı yoluyla yasal mevzuata aykırı olarak alınmış bir kararın uygulanması niteliğindedir ve kanunsuz emir niteliği taşımaktadır. Ayrıca genelge ile kolluk mensuplarından istenen davranış biçimi bir suça vücut verdiği için bu emrin yazılı olarak iletilmiş olmasına dayanarak eylemde bulunanlar cezai sorumluluktan kurtulamayacaktır' ifadelerine yer verildi.
'YÜRÜTME DURDURULSUN'
Dava dilekçesinde ayrıca yürütmeyi durdurma kararının ivedilikle tesis edilmesi gerektiği belirtilerek; 'Tüm bu nedenlerle davalı idarenin keyfi, açıkça hukuka aykırı, vatandaşların mağduriyetine ve hukukun temel ilkeleri ile insan haklarının ihlaline sebebiyet verecek nitelikteki idari işleminin iptalini, idarenin uygulayacağı işlemler sebebiyle doğabilecek zararların önlenmesi açısından cevap süresinin kısaltılmasını ve yürütmenin durdurulmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur' denildi.
'ÜLKEMİZ HUKUK DEVLETİ ÇİZGİSİNDEN UZAKLAŞTI'
Baro Başkanı Elagöz'ün altını çizdiği şu satılarda da önemli:
'Ülkemizin hukuk devleti çizgisinden hızla uzaklaştığını ve artık genelgelerle yönetilen bir devlet haline getirildiğini üzülerek takip etmekteyiz. Bu sebeple her türlü hukuksuz uygulamaya karşı yasal zeminde mücadele edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunarız.'
* * *
Eskişehir Barosu ile birlikte 4 Baro, Danıştay'a yürütmenin durdurulması talebine önümüzdeki günlerde başka illerin Baro'ları da katılır mı? Bilemem.
Ama sessiz kalmalarına da bir anlam veremem.
4 Baro'nun, 'Hukuka aykırı genelge' diyorsa ve bunun iptal edilmesini talep ediyorsa, diğer Barolar'ın sessiz kalmaması düşüncesindeyim.


* * *

BÜYÜKERŞEN, İMAMOĞLU, SAZAK, AÜ VE ETO'DAN DESTEK
Eskişehirspor Kulubünün '1 Milyon Fidan 10 Milyon Destek' adıyla başlatmış olduğu 'Fidan Kampanyasına' beklenen ilgi yok gibi.
Hedef 1 Milyon.
Dün itibarıyla kampanyadan elde edilen gelir miktarı 360 bin 800 TL.
Bağışlanan fidan sayısı 18 bin 40 adet.
Bağışcı sayısı ise 3 bin 268.
Sayı olarak en çok bağışı 1 Milyon adet ile Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal yaptı.
Kampanyaya Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, '19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ile Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkeyi kurtarmak için bir anlamda Samsun'a çıkışının 102. yıl dönümü mesajını içeren 102 fidan' bağışında bulunarak katıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'da, 26 fidan ile destekte bulundu.
MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak'da, kampanyaya 222 fidan bağışı yaparak destek verdi.
Bursaspor'un eski yöneticilerinden Hakan Dinçtürk dostluk mesajlarını pekiştiren 250 fidanla kampanyaya katıldı…
Ticaret Odası Başkanı Metin Güler de, şahsı adına 222 fidan bağışı yaptı.
En anlamlı bağış ise Eskişehir Şehit ve Gaziler'den geldi.
Onlar 260 adet bağış yaptılar.
AÜ Rektörü Erdal'dan sonra en çok sayıda bağışı ise 582 adet ile ÜNİESES Taraftar gurubu gerçekleştirdi.
Eskişehirspor da kısa dönem Teknik Direktör olarak görev yapan İlhan Var'ın ise 100 fidanla destek vermesi güzel bir jest olarak dikkat çekti.
* * *
Düne kadar bağış yapılan fidan sayısı yaklaşık 18 bin civarında.
Hedef ise, '1 Milyon'.
Sonuç olarak Eskişehirspor Kulubü yönetminin koyduğu, '1 Milyon Fidan Bağışı 10 Milyon gelir' hedefinin tutmayacağı görülüyor.
Bu demek oluyor ki, Siyah-Kırmızılı yönetim kampanyadan beklediği maddi destekden gelecek parayla transfer tahtasını açabilme umudu da bir ütopya olarak kalacak.


* * *

Affın Erdemi
Bir gün trenle seyahat eden birisi tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın yanına oturmuş. Bir sure sonra, genç adam, uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkum olduğunu açıklamış. Mahkumiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki, ne ziyaretine gelmişler, ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini, cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş.
Ailesinin işini kolaylaştırmak için, kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse, raylara yakın bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa, hiç bir şey yapmayacaklar, o da trende kalıp Batıya gidecek, belki de bir serseri olacakmış.
Tren, kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki, pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş.
Bir dakika sonra elini genç mahkumun koluna koymuş.
'Şuraya bak?' demiş. Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş. Her şey yolunda, bütün ağaç bembeyaz kurdelalarla bezenmiş.
O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar adeta birden dağılmış kaybolmuş.
'Affetmezseniz sevemezsiniz.
Sevgisiz hayat ise anlamsızdır'
(alıntı)