Seyitgazi'nin Ayvalı Mahallesinde küçük bir bahçe aldık. Haftada iki-üç gün bahçeye gidiyoruz. Kendimize yetecek kadar sebze fidesi diktik. 20-25 kadarda meyve ağacı.
Ayvalı'ya gidip gelirken eskiden beri tanıdıklarımla karşılaştık.
Onların vasıtasıyla hayvancılık ve çiftçilik yapan dostlar edindik. Sağ olsunlar bizi bahçe de gördüler mi yanımıza gelerek,'Bir ihtiyacınız, eksiğiniz var mı? Yapabileceğimiz bir şey olursa telefon etmem yeterli' diyorlar.
* * *
Zaman zaman gerek hayvancılık yapanlar gerekse çiftçilikle uğraşanlarla sohbet ediyorum.
Hayvancılık, hububat ve meyve-sebzecilik yapanlar yaşadıkları sıkıntıları anlatıyorlar.
Daha sonra da, 'bu anlattıklarımız ikimizin arasında kalmasın. Gazeteye de yazda bizim sesimizi duymayanlar hiç olmazsa belki okurlarda sıkıntılarımıza çare olurlar' diyorlar.
* * *
Ramazan Bayramından iki gün önce de eşimle birlikte Ayvalı'ya gittik. Ufak tefek eksikler vardı.
Küçük kızım Melisa'nın arkadaşının babası Ahmet Kaptan ile de dost olduk. Kendisi Seyitgazi'nin Sarayören Mahallesinde ikamet ediyor.
Traktörü, kepçesi, kamyonu var.
Bahçenin büyük işlerini Ahmet Kaptan yaptı.
Sondaj yaptırdık. 20 metreden su çıktı. Henüz elektrik bağlanmadığından dalgıcı kuyuya indirdik ama kullanamıyoruz.
Ahmet Kaptan hızır gibi imdadımıza yetişti.
Evindeki jeneratörü ve bir tonluk su tankını getirerek kuyudan suyu çekerek tanka doldurdu.
'Bu tank bir ton su alır. Su bitince haber verirsin. Jeneratörü getirir yeniden doldururuz. Elektrik alıncaya kadar böyle idare et' dedi.
Elimiz ayağımız oldu.
Ne zaman başımız sıkışsa hemen gelip bahçede yaşadığımız sorunu anında çözüyor.
* * *
Neyse gelelim esas konuya.
Bahçe de otururken tanışmak için gelen mahalle sakinleriyle koyu sohbetlerimiz oluyor.
Ayvalı Mahallesinde ikamet eden ancak Sarıcakaya İlçesin de de kiraladığı bahçede sebze ve meyve üretimi yapan bir üretici ile tanıştık.
Aylarca emek vererek ürettiği ürünlerinden aracılar kadar kar edemediğinden yakındı.
'Benim mevsiminde 1-2 liraya toptancıya sattığım ürünler pazarda ikiye, marketlerde ise 4-5'e katlanarak satılıyor. Biz üreticiler değil toptancılar para kazanıyor' dedi.
'Sadi Bey soğanın kilosunu 1 TL'ye zor sattım. Bugün pazaryerlerinde kilosu 5, marketlerde 7-8 TL'ye satılıyor. Ben kilo başı 25 kuruş kar ettim. Toptancıların karını siz düşünün. Bu düzene son vermek gerekir' dedi.
'HALDEKİ SATICILAR MALİYETLERİ HEP BANA YÜKLÜYOR'
Haldeki satıcıların karı yüksek tutmak için kanuna aykırı şirketler kurduklarını ileri süren üretici, 'Ürünleri tarladan kaldıralım burada kalmasın dedik. İşçi maliyetleri de yüksek, işçi sıkıntısı da oldu. Maliyetlerimiz de baya yükseldi. Tarlada satışa sunduk alan olmadı. Bu ürünün maliyeti aşağı yukarı kilo başına 70 kuruş ile 1 lira 20 kuruş arasında. 1 lira 20 kuruşa mal ettiğimiz ürüne bir lira verdiler. Burada bizim elimizden 75 kuruş ile 1 liraya alıyorlar. Burada ezilen üreticiyle tüketici oluyor. Haldeki satıcılar ürünün kaldırılmasını, haldeki maliyetleri hep bana yüklüyor. Kendileri de devletten kaçmak için arada şirket kurmuş, hepsinde de kendi adamları var. Ürün el değiştikçe karı yükseltiyorlar. Üreticinin eline bir şey geçmiyor. Tüketici de 10 katı fazlasını ödüyor'diye yakındı.
ARTIK İNSANLAR ÇİFTÇİLİK YAPMAK İSTEMİYORLAR
Maliyetin altında fiyat teklif eden alıcıların yüzünden durumun bu noktaya geldiğini de belirterek şöyle devam etti:
'Ürünün tarladan hasat edilmeye başladığı zamanlarda maliyetlerden ve tüccarların malı ucuza almasından dolayı ürün para etmediği için çiftçi ürününü satamıyor. Çitçinin borcu yoksa ürünün depolara getirip bekletmek zorunda. Çünkü malı alan tüccar maliyetin altında fiyat veriyor. Devletimiz bu konuyla ilgili hasat zamanından ürünün markete girene kadar bu durumu takip etmek zorundadır. Çiftçiler maliyetlerden dolayı zor durumdalar. İstediği fiyata satamadığından dolayı zarar etmektedir. Artık insanlar çiftçilik yapmak istemiyor. Maliyetlerden dolayı tarlar boş durumda. Devlet bu konuda çiftçiye çok büyük destek vermek zorunda.'
* * *
Hal Yasası TBMM'nin gündeminde…
En kısa zamanda TBMM'de görüşülüp yasalaşırsa çiftçi ve üreticilerde ürünlerini gerçek değerde satar ve para kazanmaya başlar.
Aslında belediyeler haftanın iki veya üç günü şehrin muhtelif semtlerinde üretici pazarı kursa, üreticiler direk kendileri pazarda ürettiklerini satsalar bakın Hal'deki fiyatlar nasıl düşüyor.
Aracılar değil üreticiler kazanır.
* * *

Kürt seçmen Mansur Yavaş'a oy verir mi?
MetroPOLL'ün nisan ayında yaptığı son ankette, Kürt seçmenin MHP kökenli ABB Başkanı Mansur Yavaş'a oy verip vermeyeceği sorusuna da yanıt arandı. Buna göre; üçlü senaryo hesaba katıldığında ilk turda Yavaş yüzde 44, Erdoğan yüzde 34.3, Demirtaş yüzde 13.3 oranında oy alacak. İkinci turda Erdoğan ile Yavaş yarışırsa, Yavaş yüzde 53.9 alırken Erdoğan yüzde 36.5'te kalıyor. Ankete göre, ikinci turda Yavaş, HDP'lilerin yüzde 73.2'sinin, MHP'lilerin yüzde 23.1'inin oyunu alma potansiyeli var.
MetroPOLL Araştırma, 14-20 Nisan tarihleri arasında yaptığı anket sonuçlarını paylaştı. Seçmenlere çeşitli soruların yöneltildiği ankette, 26 ilde toplam 2 bin 164 vatandaşla görüşüldü.
HDP'Lİ SEÇMENİN YÜZDE 70'İ 'DESTEKLERİM' DİYOR
Euronews'ten Dilek Gül'ün sorularını yanıtlayan MetroPOLL Araştırma'nın kurucusu Özer Sencar, Mansur Yavaş'ın Belediye Başkanı olarak Kürtlerin sempatisini toplayacak davranışları olduğunu düşündüğünü belirterek, 'HDP'li seçmenin yüzde 70'i cumhurbaşkanı adayı olması durumunda Mansur Yavaş'ı destekleyeceğini söylüyor' ifadelerini kullandı.
İLK TURDA YAVAŞ'A YÜZDE 44 OY
MetroPOLL Araştırma şirketinin üçlü senaryo hesaba katarak yaptığı nisan ayı anketine göre, ilk turda Yavaş yüzde 44, Erdoğan yüzde 34.3, Selahattin Demirtaş yüzde 13.3 oranında oy alacak.
Yavaş'ın yerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olursa bu kez Erdoğan yüzde 37.5, İmamoğlu yüzde 36.2, Demirtaş yüzde 13.8 oy alabilecek.
AKŞENER VE KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN'IN GERİSİNDE
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in adaylığı halinde Erdoğan yüzde 38.6, Akşener yüzde 34.2, Demirtaş'ın yüzde 16.3 oranında oy alması bekleniyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı halindeyse Erdoğan yüzde 40.1, Kılıçdaroğlu yüzde 30.2, Demirtaş ise yüzde 15.2 oy oranıyla yarışı tamamlayacak.
İKİNCİ TUR OY ORANLARI
İkinci turda Erdoğan ile Yavaş yarışırsa, Yavaş yüzde 53.9 alırken, Erdoğan yüzde 36.5'te kalıyor. Bu durumda kararsızlar ve protestocuların oranı yüzde 9'a çıkıyor. İkinci turda Yavaş, HDP'lilerin yüzde 73.2'sinin, MHP'lilerin yüzde 23.1'inin oyunu alma potansiyeline sahip.
İMAMOĞLU HDP'LİLERİN YÜZDE 82'SİNİN OYUNU ALIYOR
Erdoğan ile İmamoğlu yarışırsa, İmamoğlu yüzde 49.7, Erdoğan yüzde 40 alırken, kararsızlar ve protestocular yüzde 9.8'de kalıyor. Bu senaryoya göre, İmamoğlu HDP'lilerin yüzde 82.6'sının, MHP'lilerin yüzde 8.3'ünün oyunu alabiliyor.
Erdoğan ile Akşener yarışırsa, Akşener yüzde 43.8, Erdoğan yüzde 41.9 alıyor ve kararsızlar ve protestocuların oranı yüzde 13.7'e çıkıyor. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu yarışırsa, Kılıçdaroğlu yüzde 43.3, Erdoğan yüzde 42.5 alırken, kararsızlar ve protestocular ise yüzde 13.5 olarak ortaya çıkıyor.
* * *

FOTO ŞAKA:
Yılmaz Büyükerşen: 'Kazım ben artık koltuğuma vedaya hazırlanıyorum. Her ne kadar aday olmasam da seçim döneminde sizin yanınızda olacağım. Senin yaşın daha genç. 2024'de benden sonraki koltuğa oturması için Ahmet'i düşünüyorum. Sen ne dersin?'.
Kazım Kurt: 'Hocam siz bir dönem daha aday olun. Eskişehirliler sizi seviyor, sayıyor. Seçimi de kazanırsınız. Aday olmayı düşünmüyorsanız tercihinizi benden yana kullanın. Genel Başkan sizi dinler.'
Ahmet Ataç: 'Hocam Kazım Başkanla beni baş başa bırakma. Aramıza nifak sokanlar olabilir. Aday olmayı düşünüyorsanız önünüzden geçmem. Eğer bırakmayı düşünüyorsanız sizin tarafsızlığınıza sonuna kadar güveniyorum. Müdahil olmayacağınıza da inanıyorum. Genel Merkez beni sizden boşalacak makama büyük ihtimalle beni aday gösterir. 4 dönem Tepebaşı Belediye Başkanlığı yaptım. Bir dönem de Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmak istiyorum. Sizin başlattığınız projelerde devam eder.'
* * *

NEDEN? NEDEN? NEDEN?
Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar?
Mısır yağı mısırdan, Ayçiçek yağı ayçiçeğinden elde ediliyorsa; bebek yağı nereden elde edilmektedir?
Süper yapıştırıcı her şeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç cidarlarını yapıştırmamaktadır?
Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz?
Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir? Geleceğimizi bilemez mi?
Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır?
Niçin 'tek heceli' kelimesi diyebilmek için dört hece kullanmaktayız?
Neden insanlar 'gökyüzünde 400 milyon yıldız var' denildiğinde inandıkları halde, 'yeni boyalı'yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?
Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır?
Evli insanlar gerçekten daha mı uzun yaşamaktadırlar yoksa öyle mi hissetmektedirler?
Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir? Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?
Bir şizofren intihar etmekle tehdit ediyorsa, rehin alma suçundan yargılanabilir mi?
Niçin fare kokulu kedi maması yok?
Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon denen nevale tavaya nasıl yapışmıştır?
Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır?
Eğer uçağın kara kutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır?
* * *
FIKRA:
Yüzük
Sultan 3. Ahmet Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü, bir gün divan toplantısında vezirlere göstererek:
- 'Acaba bundan daha kıymetlisi var mıdır?' diye sordu.
Hazirun:
- 'Hayır Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz' cevabını verdikleri halde yalnız Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti:
- 'Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım' dedi. Padişah beklemediği cevap karşısında sordu:
- 'Nedir?'
- 'O yüzüğün takıldığı parmak Efendim' diye cevap verdi.
* * * *