Geleceği karanlık görme durumunda bırakılan toplumuz bir bakıma. Ekonomi, Avrupa Birliği, karışık Ortadoğu ve kutuplaşmalara gittiği şeklinin çok olduğu bir iç siyaset derken güven ve duru zihinlere aç bir toplum yapısı ve bu hafta, yanan Madımak'ın yanık kokularının ve yüreklerde sancılarının halen taze oluşu. Çok yoğun gündemde kraldan çok kralcılar, vicdan sorgusunun yapılması gerektiği uygulamaların rahatsız ediciliği ve yaşamlara müdahaleyi de makul gösterip yine puanlar alan bir anlayışa karşı Karaoğlan Ecevit'in devirdiği İnönü CHP'sinin muhalefetinin İnönü'nün bir avuç milletvekiliyle yaptığını yapamaması eleştirileri, sol kavramının Türk ve Kürt solu diyerek ( anlaşılacak bir kavram değil, enternasyonal - evrensel skalada böyle bir alın teri, emek, halkların eşitliği ve özgürlüğü anlayışı yok ) zedelendiği bir ortam ve sosyal demokrasi sancılarındaki halkın önemli ve samimi ve kararlı bir kalem ve mebus (Arapça, tıpkı vekil sözcüğü gibi) arzulaması, beklemesi.

Yıllar önce Mustafa Balbay içeri koyulmadan önce askeri bir kokteyldeyken beni aramıştı, Cumhuriyet Gazetesi'nin hayran olduğumuz gazetecisi beni arıyordu. Sevinçle, telaşla anlatmıştım neler yaptığımı, Eskişehir ile ilgili konuşacağımız konuyu ve detayları. Türkiye süreci yaşadı, Ergenekon, seçimler, Gezi Parkı sancıları ve ekonomik çöküntülere rağmen büyüyen iktidar ve ses kayıtları ve Reza'nın bitmeyen kaynağının bizim bilmediğimiz ve Amerikanların sorguladığını zaman zaman küçük haberler halinde duyduğumuz durum. Kısmen özet bu.

Bahsettiğim isimlerden Bülent Ecevit ve Mustafa Balbay çizgisinden yola çıkarak Utku Çakırözer'i bu sonuca göre betimlemeye çalışacağım. Ecevit samimiyeti, nezaketi ve Mustafa Balbay gibi derin gazetecilik, soruşturmacı ve entelektüel kimlik ve karşımıza çıkan tarif Utku Çakırözer. Bahsettiğim isimleri bu örneklemde birleştirsem sanırım kimsenin itirazı olmaz. Hatta umutlar besleyip sonra hayal kırıklığı yaşadığımız İsmail Cem ve Karayalçın sentezinin farklı bir sentezleyicisi Utku Çakırözer olabilir. Bu kavram kargaşasında ülkenin siyasette nezaketli ve derin bir felsefeyle halkı savunan, soruşturmacı, entelektüel ve dinamik birine, birilerine ihtiyacı var. Eskişehir öneminde bir şehrin bu kimliğe sahip olması yerel siyaseti ve şehir dinamiklerini de çok olumlu etkileyeceğini de düşünüyorum.
Utku Çakırözer büyük işler yapabilir. Yapabilir diyorum, zaten yapıyor ancak ben olaya bir kahvehaneden bakarak halkın her tabakasının genel düşünme yapısıyla bakıyorum. Evet, yapabilir ve bu gerçekten büyük bir adım olabilir. Yıllar önce Tayfun İçli'yle röportajımda bir şey söylemişti: sorular soruyoruz bakmıyorlar bile, Mecliste. İşte bence sorular sorulup baktırılacak zemin gelmiş olmalıdır diye düşünüyorum, zaman da zemin de İnönü'nün bir avuç vekille neler yaptığı muhalefeti ülke siyasetinin hak ettiği bir ortam. Büyük adımlar, büyük oluşumlar, her şeyi bekleme ve isteme hakkı var köşedeki o kahvehanedeki halkın siluetinin.