Covid 19 salgının her geçen gün ağırlaşarak seyretmesi ve hayatımızın her alanını, her anını ciddi şekilde etkilemesi nedeni ile sürekli olarak gündemde olması ve diğer konuların arka planda kalması gayet normal bir durum. Aslına bakılırsa şu dönemde başka bir durumun ön plana çıkmasına da gerek yok. Fabrikalarda, okullarda, sağlık kurumlarında, mahallelerde, evlerimizde COVİD 19 ile hastalananları çok daha sık duymaya ve görmeye başladık. Ülkemiz mart ayından bu yana pandeminin etkisi altında. Sağlık çalışanlarının inanılmaz gayreti olmasına rağmen salgınının etkisi giderek artarken, ülkemizde salgının önlenmesine ve yaşamın sürdürülebilmesine yönelik önlemler yetersiz kalmakla beraber vaka sayıları da hasta sayıları da ciddi artış göstermektedir! Salgın bir yandan sağlık çalışanlarının, işçilerin, yoksulların yaşam ve sağlık hakkını tehdit ederken, diğer yandan kuralsız çalışma, özlük haklarının kaybı, yoksulluk, işsizlik, işten çıkarma, düşük ücretle çalıştırmanın gerekçesi olmaktadır. Peki ne yapılmalıdır? Çözüm nedir? Her şeyden önce Devleti Yönetenlerin virüsle mücadelede hiç çekinmeden, gocunmadan, sorun haline getirmeden, ama demeden, ancak demeden topluma katkı sunacak her kurumla, her siyasi partiyle, her meslek örgütü, her sivil toplum kuruluşu ile sendikalarla ilişkiye geçmeli ve yardım almalıdır.
  • COVİD 19 damlacık yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bulaşması için havalanmayan kapalı ortam, yakın fiziksel mesafe ve 15 dakikadan uzun korunmasız temas gerekiyor. O zaman virüsün bu özelliğini dikkate alarak kamu özel ayrımı yapmadan düzenlemeler yapılmalıdır. Ulaşım servisleri, yemekhaneler, giyinme soyunma odaları, çalışma ortamları yani işlikler, sınıflar, ofisler, poliklinikler etkin havalandırılabilen ve uygun sayıda çalışanın olacağı şekilde düzenlenmelidir.
  • Günlük yaşamın tüm alanlarında ulaşım, alışveriş ortamları bu bilgiye göre düzenlenmeli, hayatı felce uğratmadan yaşanabilecek bir ortam yaratılmalıdır. Göstermelik olarak çıkartılan, sigara içme yasağı, 22.00'dan sonra mekanların kapatılması ya da 65 yaş üzerinin 18 saat eve hapsedilmesiyle bu hastalıkla savaşılamaz.
  • Ülkemizde ve ilimizde acilen kısa-orta-uzun vadede yapılacak işler planlanmalı ve halka duyurulmalıdır.
  • Salgınla mücadeleyi etkin olarak yapmak için sağlık organizasyonu hemen bölge tabanlı birinci basamak hizmetine dönmelidir. Bölge tabanlı birinci basamak sağlık hizmeti yaşam ve çalışma alanlarını düzenlemeli ve denetlemelidir. Hastanelerde kronik, acil ve akut durumlar için planlama eş zamanlı yapılmalıdır. COVİD 19 için ayrı hastaneler düzenlenmeli, COVİD dışı hastaların tedavileri aksamamalıdır.
  • İçinde bulunduğumuz dönem mevsimsel grip dönemidir. Şu ana dek aşı konusunda önemli sorunlar yaşanmış binlerce yurttaşımız ve sağlık çalışanları hala aşılanmamıştır. Biran önce yeterince grip aşısı temin edilip, ücretsiz olarak halka ulaştırılmalıdır.
  • Bilim bize hastalanarak ya da aşılanarak halkın % 60-70'i bağışık hale gelmeden salgının bitmeyeceğini söylüyor. COVİD aşısı için zamana ihtiyaç var. Bu süreçte bilimsel aşamaları tamamlanan COVİD aşılarının yeterince temini ve dağıtımı için şimdiden planlamalar yapılmalıdır.
  • Salgının şehrimizde geldiği bu aşamada kısa sürede sağlık sistemimizin biraz nefes alabilmesi için zorunlu olmayan üretim durdurulmalı.
  • Elektrik, su, doğalgaz ve temel gıda gibi tüketim maddelerinden ve asgari ücret üzerindeki vergiler kaldırılmalıdır.
  • Kısa çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma, ücretsiz izin gibi uygulamalar sonlandırılmalıdır.
  • Çalışması zorunlu olmayan fabrika ve işyerlerinde ücretli izin uygulanmalıdır.
  • Kronik hastalığı olan çalışanlar tam ücretiyle idari izinli sayılmalıdır.
  • Zorunlu işlerde çalışanların çalışma saatleri azaltılmalı, çalışma ortamları düzenlenmeli, sağlıklı beslenme ve sağlıklı ücretsiz ulaşım talepleri yerine getirilmelidir.
  • COVİD 19 tüm sağlık çalışanları için Meslek Hastalığı olarak kabul edilmelidir.
Bu talepler Eskişehir'de gidişattan endişe duyarak hemen hemen toplumun her kesimini temsil eden ve 'yaşamak istiyoruz' diyerek seslerini duyurmaya çalışmak için bir araya gelen insanların basın metnindeki 'Bilimsel verileri temel alarak belirlediğimiz taleplerimizin ivedilikle yerine getirilmesini istiyoruz.' Başlığı ile dile getirdikleri talepleri. Taleplerin hepsi de karşılık bulabilecek ve yol gösterici olabilecek nitelikte. Nitekim talepler arasında yer alan Covid 19 un meslek hastalığı kabul edilmesi TBMM de kabul de edildi. Demek ki aklın ve bilimin gösterdiği yol ortak doğru olabiliyormuş! Korkmaya endişe duymaya da gerek yokmuş!
Gerçekten de görülen odur ki; Pandemi mücadelesindeki olumsuz tablo ile sadece sağlık meslek ve emek örgütlerinin mücadele etmesi yeterli ve gerçekçi değildir. Salgının olumsuz etkilerini azaltmak, çalışma, sağlık ve diğer yaşam alanlarımızı iyileştirmek için birlikte olmaya gereksinimimiz vardır. Bu nedenle başta sorumlular ve yetkililer olmak üzere herkes gereğini toplumun ve halkın çıkarları ön planda olacak şekilde yapmalıdır. Gerekli tedbirler alınmalıdır.