'Hangi iş olursa olsun, o işi en güzel şekilde ve bütün gücünle yap sözü, görev bilincimizin bir ilkesi olmalıdır. Üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getiren kimse, hangi konumda olursa olsun ilerliyor demektir.'
75 yaşındaki babam, muayene için sağlık ocağına gider.
Sağlık Ocağında, sıra beklerken, ekranda ismini görünce, muayene için içeri girmek ister.
O sırada başka bir adam içeri girer. Babamsa ekranda benim ismim yazıyor deyince.
Doktor sıra onun diye, babamı aşağılayarak azarlar.
Babam muayene bile olmadan sadece ilaç yazdırıp eve döner.
Eve geldiğinde suratı külrengi, tansiyonu çıkmış, eli ayağı titriyordu.
Hayırdır babam ne oldu dedim.
Zar zor Doktor bağırdı diyebildi.
Şaşırdım, oysaki Doktorunu Annem de Babamda çok seviyordu. Çok saygılı, çok sempatik diye övüyorlardı.
Doktorun ismini öğrenmek için sağlık ocağına gittim.
Babamın her zamanki doktoru izindeymiş.
Onun yerine başka bir doktor bakıyormuş.
Görevliye ismini sorduğumda, içerden doktor duymuş olmalı ki.
Dışarı çıktı. 'İçeri gelin' dedi.
Bense girmedim. Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bağırmaya başladı.
Doktor hanım sadece isminizi sordum dedim.
Bana bile bağırıyorsunuz, yaşlı insanı azarlayıp, aşağılamanız doğru değil dedim.
Ben bile ne olduğumu şaşırdım. 75 yaşındaki Babamın tansiyonunun çıkması normal.
Hiç sessiz aşağıya indim arkamdan hakaret ediyordu.
82 yaşında hayat arkadaşına ilaç almaya giden doktor tarafından azarlanan, üstüne üstlük birde polis tarafından biber gazı sıkılarak, vefat eden dede aklıma geldi.
Daha kaç yaşlımız şifa bulmaya gittiği hastanede, ağlayarak eli ayağı titreyerek eve dönecek.
Hangi iş sektöründe olursa olsun, saygı önemlidir.
Kızılay Kadın Kolları Başkanlığı yaptım. İçeriye ihtiyaç sahibi girdiğinde, ceketimi düğmeleyerek kalkar karşılardım. Yani bu davranışı gönüllüyken yaptım. Ücretsiz hizmet ederken yaptım.
Tüm meslek guruplarında herkes işini saygı çerçevesinde yaparsa, her şey daha güzel olur.
'Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez.'