Bu konu, ilimizde yetiştirilen tahılların üretiminden tüketimine kadar geçen her safhada ister doğrudan ister dolaylı olarak, farklı şekil ve boyutta ilgisi olan herkesi ilgilendiren, ilgilendirmesi gereken bir konudur. Şimdiden yaşantımızda çeşitli değişikliklere hatta kısıtlamalara neden olan ve 'yeni normal' diye adlandırılan bir tarza geçmemizi zorunlu kılan pandemi, uzunluğu belli olmayan bir süre boyunca tarımımızı, üreteceğimiz ürün tür ve çeşitlerin tercihini ve bunların üretim yöntemlerini de etkileyecek, belki yeni bazı uyarlamalara bile zorlayacaktır.
Eskişehir, çok sayıda ve farklı özelliklere sahip ürünün yetiştirildiği bir ildir ve hem kuru hem sulu tarım yapmayı bilen üreticilere sahiptir. Bu potansiyel, olabilecek veya olması gereken değişikliklere uyum sağlamada önemli bir avantajdır, ancak bunu doğru değerlendirmek gerekir. Görünüş odur ki bu süreç bugünden yarına bitmeyecektir, bitmesini umarak, ancak uzun vadeli olabileceğini göz önünde bulundurarak, buna göre bir planlama yapmak akılcı ve iyi bir adım olacaktır. Pandeminin Dünya genelinde meydana getirdiği ekonomik zorluklar, üretim maliyetlerindeki artışlar, kur farklılıkları vb. nedenlerle ithal yoluyla karşıladığımız tarım girdilerinde ciddi artışlar görülebilecektir. Akaryakıt, gübre, kimyasal ilaçlar, sulamada kullanılan elektrik enerjisinin elde edildiği doğal gaz, ithal tohumluklar gibi ağırlıklı girdilerin sağlanmasında zorluklar görülmesi de olasıdır. Bunlara ek olarak üretimi etkileyen her türlü makine, alet, araç-gereç, malzeme cinsinden saymakla bitmeyecek zorunlu ihtiyaçların temini ve maliyetlerini karşılayabilmede sıkıntılar olabileceğini de var sayarsak; yeni normalde gireceğimiz ve ekimden hasada üretimin her safhasını ilk defa tecrübe edeceğimiz bu üretim yılında, riski en aza indirecek tercihler yapmak, aşırıdan kaçınarak, tasarrufa özen göstererek tedbirli olmak ziyadesiyle önemlidir.
Pandemi başladığında, bütün ülkelerin ilk düşündükleri arasında halkın gıda ve su ihtiyacı da vardı. Fazlası olan bile bir süre bekletti, ihtiyacı olmadığına emin olunca sattı. Bunun önümüzdeki yılda da benzer şekilde olacağını tahmin etmek zor değildir, fakat satılacak yeterince fazla ürün, özellikle temel gıda olarak kullanılan buğday, mısır, pirinç, patates gibi ürünler olmazsa, bunları önemli miktarda ithalatla karşılayan ülkeler çok büyük zorluklar çekecektir. Bizim temel gıdamız çok büyük ölçüde buğdaydan gelmektedir. Kendi ihtiyacımızı karşılayacak üretim yapma potansiyelimiz de vardır, ancak ülkemiz genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de geçtiğimiz yıllarda birim fiyat düşüklüğü nedeniyle buğday üretiminden, daha yüksek getirisi olan ürünlerin üretimine oldukça fazla geçiş oldu.
Bu yıl uygulanan fiyatların, üreticilerin çoğu tarafından tatminkar bulunması ile birlikte, buğday üretim alanlarının artacağını ümit edebiliriz. Buğday birçok ülkenin de temel gıdalarındandır ve uluslararası ticaretin de gözde ürünüdür. Biz de, un ve makarna ihracatında en önemli, en başta gelen ülkelerden biriyiz. Hem kuru hem sulanır koşullarda yetişebilen, üretici için garantisi yüksek ürünlerden biri olan buğday, başta tavuk olmak üzere hayvan beslemede de kullanılan bir üründür. Pandemi bize, halkın temel gıda ürünlerinin en az kendi ihtiyacı kadar bir miktarda üretebilmenin önemini gösterdi. Eskişehir'de (birçok ilde görüldüğü gibi) buğday fiyatlarının düşük olması nedeniyle, sulama olanakları olan üreticilerin yetiştirmeyi tercih ettiği ürünlerden birisi de, 'yazlık bir tahıl' olan mısırdır. İthal girdisi çok, üretim maliyeti yüksek, yetiştirmesi meşakkatli olmasına karşın elde edilen yüksek verim nedeniyle kazançlı olan mısır hızla geniş bir üretim alanı bulmuştur.
Yılın gidişine göre genellikle 8 defa sulama yapılmakta, bazen 10-12 ye çıkanlar da bulunmaktadır. Sulamaların çoğunun salma şeklinde yapılması ve suyun bitkilere gideninden daha çoğunun, bitki sıraları arasındaki boş toprağa gitmesi, hem su hem enerji israfıdır, ayrıca bu yüzden boş toprakta fazlasıyla çıkan yabancı otları yok etmek için ilave masraf gerekmektedir. Aynı tarlaya arka arkaya ekilmesi teknik olarak önerilmemekle birlikte, iki defaya kadar ekenler devlet teşviklerinden yararlandırılmaktadır. Ancak bazı üreticiler 3-4 kere ekmektedir (daha fazla olan da var), ve teşvik almasalar da karlı olduklarını belirtmektedirler. Bu üretim yılında bu konuda daha hassas olmaları, çok kıymetli olan ve giderek azalma eğilimi gösteren suyu ve maliyeti hem ülkeye hem de üreticiye ağır gelen enerjiyi israf etmekten dikkatle kaçınmaları hepimizin yararınadır. İsraf Haramdır.