Dünya ikliminin gidişi konusunda çalışmalar yapmakta olan araştırıcıların bir kısmı geçen yılın sonuna doğru yaptıkları açıklamada 2016 yılının yüzyılın en sıcak yılı olma ihtimali olduğunu bildirmişlerdi. Küresel ısınmaya bağlı olarak özellikle son yıllarda etkili olan iklim değişiklikleri bazı bölgelerde aşırı sıcaklıklara ve kuraklığa, bazı bölgelerde ise şiddetli kışlara, aşırı yağışlara neden olabilmektedir. Bu ekstrem iklim olayları arasında ılık ve kar örtüsüz geçen kışlar, bir kısmı serin geçen yazlar da görülebilmektedir. Bütün bu olaylardan tarım üretimi çok etkilenmekte, bir çok üründe ciddi oranlarda kayıplar, verimde ve kalitede düşüşler olmaktadır. Eskişehir'de sonbahar 'da alınan yağışlar ve yaşanan sıcaklıkların kışlık tahıl ekimlerinin tavlı toprağa yapılabilmesi, ekilen tohumların normal şekilde çimlenebilmesi ve sürgünlerin toprak yüzüne çıkabilmesi için yeterli oldu. Bütün uyarılara karşılık ekime çok erken başlamış olan bazı üreticilerimizin bitkileri, kış öncesi kardeşlenme dönemini geçip sapa (kamışa) kalkma dönemine girdi. Yeterince kar örtüsü alamadığımız kış ayları eğer soğuk geçseydi bu dönemde olan bitkilerde ağır kış zararı oluşabilirdi. Ilık geçen kışta ocak ayından itibaren alınan yüksek miktarlı yağmurlar bahar aylarında da devam etmiş olup, ocak-mayıs arası alınan yağış miktarı daha önceleri pek rastlanmamış seviyede yüksek ve geçtiğimiz çok yağışlı yılın aynı aylarında alınan yağıştan da 60,1 mm daha fazla olmuştur. İlkbahar yağışlarının yüksek olması Eskişehir gibi bütün Orta Anadolu tahıl ekilişleri için de çok faydalıdır. Ancak sürekli kapalı giden, güneşlenmenin çok yetersiz olduğu, en düşük ve en yüksek sıcaklıklar (gece-gündüz) arasındaki farkın büyük olduğu hava koşullarında, bir çok üretim alanındaki bitkilerde uç yanmaları, soğuk rüzgar zararları ve genel bir sararma görülmüştür. Sararmaların çoğu, 2015 yılında alınan çok yüksek yağış nedeniyle başta azot olmak üzere çeşitli bitki besinlerinin topraktan yıkanma nedeniyle kaybına, 2016 kış ve baharında alınan yüksek yağışın yaptığı yıkanmanın da ilave olması sonucu ortaya çıkmıştır. Bir kısım sararmalar ise ; kapalı, uygun sıcaklıkta, yağışlı geçen ve yüksek rutubetin oluştuğu hava şartlarında ortaya çıkabilen çeşitli yaprak hastalıkları ve kök-sap çürüklükleri nedeniyle meydana gelmiştir. Bazı alanlarda mayıs ortasında bazı alanlarda ise mayıs sonuna doğru gelen sarı pas bir çok buğday çeşidinde etkili olmuştur. Bütün bu hastalıkların şiddet derecelerine ve tarladaki yaygınlıklarına göre verimde ve özellikle kalitede dikkate değer düşüşler olabilecektir. İlkbahar boyunca güneşlenmenin yetersiz kalması, ışık ihtiyacı olan bitkilerin boylarını uzatmalarına neden olmuş, yağışın yüksekliğinden kaynaklanan boylanmanın da ilavesiyle bitkiler oldukça yüksek boylara ulaşmışlardır. Böylece sap oranı arttığından tane /sap oranı düşecektir. Bazı tarlalarda yatmalar da başlamıştır.

Yumuşak geçen kış nedeniyle toprağın derinliğine donmaması süne zararlısının kışlaklardaki ölüm oranını düşürse de, hem geçen yılın hem de bu yılın iklim koşulları nedeniyle sayısı iyice azalan süne için belki ufak boyutlu bir kaç alan dışında genel bir ilaçlamaya gerek olmayacaktır. Buna karşılık yaprak bitlerinde artışlar görülmeye başlamıştır. Bunlar bitkilere doğrudan zarar verdikleri gibi, bazıları hastalık yapan virüsleri taşımakta ve beslendikleri bitkilere bunları bulaştırmaktadır. Bu yıl buğday ve arpada görülen bazı sararmaların nedenleri arasında virüs nedenli hastalık da bulunmaktadır. Son 4-5 yıldır zararları çok artan fareler, serin ve yağışlı havalar ve toprağın sürekli ıslak olması sonucu bir miktar kayba uğrasalar da, bu yıl don olmaması ve geçen yıl çok zayıf bir mücadele yapılması sonucu sayıları çok arttığından yine önemli zararlar verecek potansiyele sahiptir ve itinalı bir mücadeleye gerek vardır. İklimde neredeyse her yıl yaşanan etkili farklar bitki yetiştirme ve koruma için yapılacak uygulamalar için zamanında ve doğru, bazı hallerde ise ani kararlar vermeyi gerektirir hale gelmiştir. Bunun için 'Tarım Danışmanları' sistemi sürdürülmeli, eksik ya da yanlışları varsa giderilmeli ve çiftçilerin danışmanlarıyla sıkı temas halinde olması sağlanmalıdır.