Ben sezon başından beri yazıp söyledim.

ES TV'de başladığımız 'ES SPOR' programında da dile getirdim.

Sevgili Osman Cemoğlu da, 'Mustafa Hocayla bu gemi yürümüyor. Kaptan değişikliği şart' dedi.

Ama ısrarla Siyah-Kırmızılı Kulübün Başkanı Mustafa Akgören ile bazı yönetim kurulu üyeleri, haftalardır alınan başarısızlığa rağmen, 'Hocamızın arkasındayız. Teknik Direktör değişikliği gündemimizde yok' diyerek Mustafa Hoca'ya sahip çıktılar.

Mustafa Özer, kendisine yönelik yaptığım eleştirilerden dolayı, 'Sadi abinin benimle ne alıp veremediği var. Hep beni eleştiriyor' demiş bazı arkadaşlara.

'ES SPOR' programında üzerine basa basa şunu söyledim:

'Benim Mustafa Özer ile bir alıp veremediğim yok. Kendisini Eskişehirspor'a teknik direktör olduktan sonra tanıdım. İsmini Eskişehirspor'da futbol oynadığından biliyorum. Oturup kalkmışlığım yok. Eleştiriyi Özer'in şahsına yapmıyorum. Elindeki mevcut kadroya futbol oynatamadığı, alınan mağlubiyetlerden ders çıkarmayarak her hafta farklı farklı mazeretler ürettiği, bir takımın hocasının en fazla üst üste beş yenilgi alması halinde bırakın yönetimin göndermesini, kendisinin istifa etmesi gerektiği için eleştiriyorum.'

* * *

Ben Eskişehirliyim ve Eskişehirsporluyum.

Ben Eskişehirspor'un başarılı olmasını isterim.

Mazisi birçok başarılarla dolu, müzesinde üç kupa bulunan Eskişehirspor'un küme düşen takımlardan bile 2, 3 gol yemesini içime sindiremem, sindiremedim de.

Benim için kişiler değil, Eskişehirspor Türkiye Liglerindeki tüm takımlardan önde gelir.

Dün de yazdım, Altay karşısında alınan ağır mağlubiyet gücüme gitti.

Siyah-Kırmızılı renklerin aşığı olan, alt yapısında oynadığı Eskişehirspor Kulübünde 'bir gün bende A takım forması giyerim' hayallerini kuran 15 yaşındaki torunum bile alınan başarısız sonuçlardan sonra hüngür hüngür ağlıyorsa, buna ne Mustafa Akgören ne de Mustafa Özer'in hakkı yok.

Ağlayan sadece benim torunum olsa, 'çok fazla duygusal' der geçerim.

Alt yapıda oynayan çocukların baba veya dedeleri de ben anlatınca, 'Benim oğlum veya torunum da aynı duyguları yaşıyor' dediler.

Onlar bu kulübün geleceği.

Onların daha fazla üzülmelerine, daha doğrusu 7'sinden 70'ine Siyah-Kırmızı kulüp sevdalılarına, bu üzüntüyü yaşatmamak bugün Eskişehirspor'u yönetenlerin elinde, doğru hocayı bulup futbolcuların başına koyarsanız, kadroya baktığımızda yaşanan mali sorunlara rağmen zoru başarabilirler.

* * *

Birkaç hafta önce duymuştum.

Doğruluk derecesini öğrenemedim.

Yönetim Kurulunda Mustafa Özer'in gönderilip-gönderilmemesi gündeme gelmiş.

Bazı yönetim kurulu üyeleri, Mustafa Hoca'ya tanınan sürenin dolduğunu, değişikliğin zamanının geldiğini söylemişler.

Başkan Akgören ile 6-7 yönetim kurulu üyesi ise, 'Lig daha yeni başladı. 5-6 hafta sabredelim. Takım daha iyi olacak' diyerek teknik direktör değişikliğine sıcak bakmamışlar.

* * *

Keşke o gün 'değişikliğin zamanı' diyen yönetim kurulu üyelerinin önerisine kulak verilseydi.

Belki Altay maçını yine kaybederdik ama en azından skor 6-0 olmayabilirdi.

Neyse, 'zararın neresinden dönersek kardır' diyoruz.

Önemli olan yapılan hatanın telafisi.

Benzer hatanın tekrarlanmaması.

* * *

Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mustafa Akgören,'Genç isim hakkımızı Mustafa Özer'de kullandık. Ama beklediğimiz sonuçları alamadık. Yeni teknik direktör tercihimiz tecrübeli bir isimden yana olacak' demiş.
Mustafa Başkan, bırakın şu dışarıdan hoca getirme sevdasını.
Eskişehir'de Mustafa Özer'den çok daha başarılı olacak hocalar var.
Ben 'şu isim' dersen yanlış olur.
Ama eminim ki sizler bu isimleri biliyorsunuz.
Şehrimizin bu elit hocalarını çağırın 'En kariyerli olanın liderliğinde oluşturulacak bir ekiple Eskişehirspor'u ayağa kaldırın' deyin.
İnanıyorum ki, 3-4 hafta sonra bambaşka bir Eskişehirspor yaratırlar.

* * *

Eskişehir-Gemlik Liman bağlantısı unutuldu

Eskişehir'e gelen bakanların çoğu artık Eskişehir'in sorunlarını bir Eskişehirliden daha iyi biliyor.

Nedeni ise gelen bütün bakanlara gerek Ticaret Odası, gerekse Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi ve Esnaf Odaları Birliği başkanları, şehrin öncelikli sorunlarının ne olduğuna dair dosyalar verdiler.

Eğer o bakanlar kendilerine verilen dosyaları Eskişehir il sınırlarını geçtikten sonra savurup atmadılar ise, bakanlıkların arşivinde duruyor.

Kendileri ilgilenmese bile artık bakanların yardımcıları da var.

Onlar arşivdeki dosyalara bakıp inceleseler Eskişehirlilerin Ankara'dan neler beklediklerini görecekler.

Onlar görmek istemiyorsa iktidar partisinin milletvekilleri hatırlatacaklar.

Çünkü o dosyaların bir kopyaları kendilerinde de var.

* * *

Kuzey-Güney Çevre yolu kaç kez gündeme getirildi.

Eskişehir Sanayisinin canlanması, ihraç edeceği ürünleri ülkelere karayolu yerine Bursa Gemlik Limanı'ndan direk gönderseler daha ekonomik olacağını anlata anlata ağızları kurudu.

Verilen onlarca söz var, ancak icraat yok.

Eskişehir-Bursa arasında hizmet edecek tren yolunun projesinin tamamlandığı konusunda müjdeler verildi.

Ancak Eskişehir'e gelince verilen sözlerin gerçekleşmesi için atılan adımlar kaplumbağa hızında bile değil.

Eğer Eskişehirli oda başkanlarının haklı talepleri dikkate alınıp, kaplumbağa değil YHT hızına çıkartıla bilinirse geçmişte Bursa ile yarışan Eskişehir, çok değil 10 yıllık süreç içerisinde Bursa'yı yakalayabilir…
Çünkü artık Bursa'da yeni tesislerin yapılacağı alan kalmadı…

* * *