Şubat ayı başında göreve getirilen ve 1,5 yıllık sözleşme imzalanan Teknik Direktör Cengiz Seçsev'in geçtiğimiz hafta içinde görevine son verildi.

'Karşılıklı anlaştık' diyorlar.

Görevden almayı kararlaştırmışlar, bunu da Cengiz Hoca'nın yüzüne karşı söylemişler.

Yaptıkları açıklamada da göreve son vermenin en kibar tanımıyla 'karşılıklı anlaştık' diyorlar.

Eskişehir dışından bir hoca olsaydı, '1,5 yıllık sözleşme imzalamıştık. Ben üç ay görev yaptım. 13 aylık maaşımı verin gideyim' derdi.

Demekte de sonuna kadar Haklı.

Sözleşmede ne yazıyorsa o geçerli.

Cengiz Seçsev'in görevine neden son verdiklerini yönetimden birisi açıklamalı.

Hocanın suçu Eskişehirspor'a yeni futbolcular mı kazandırmak?

Suçu U-19 takımının formasını bile giymemiş genç futbolculara güven kazandırarak A takım forması mı giydirmek?

Yoksa yenilen 5,6 gollerin faturasını Cengiz Seçsev'e mi kesmek?

Cengiz Hoca'dan 'şapkadan tavşan mı?' çıkarmasını mı bekliyordunuz.

Cengiz Hoca bu takımın başına sihirbazlık yapmaya gelmedi.

Futbol oynamasını henüz beceremeyen, topa nerde nasıl müdahale etmesini, nerede durmasını, nereye koşmasını, nasıl savunma, nasıl hücum oynanması gerektiğini, nasıl gol atılacağını bilmeyen genç oyunculara bir altyapı hocası gibi önce futbolu öğretmeye başladı.

Sonra da öz güvenin ne olduğunu öğretti.

Ve 35'nci haftada yine bu çocuklarla galibiyet hasretine son verdi.

Adana Demirspor'un Süper Lig kalitesindeki kadrosunu yine bu çocuklarla durdurdu.

MALATYALILAR YERE GÖĞE SIĞDIRAMIYORLAR

Eskişehirspor yönetim kurulu üyeleri veya yönetim şakşakçıları, 'Sendeki bu Cengiz Seçsev hayranlığı nedir, yoksa aranızda çıkar ilişkisi mi var?' diye düşünüyor olabilirler.

Kendisi ile beş dakika bile karşılıklı oturup sohbet etmişliğim yok.

Ne Eskişehirspor'a teknik direktör olmadan ne de olduktan sonra.

Cengiz Hoca'ya hayranlığım Malatyalı spor muhabirlerinin üç sezon önce Eskişehir'de oynanan Eskişehirspor-Malatyaspor maçına geldikleri gün başladı.

Maçtan bir gün önce Malatya TSYD Temsilcisi arkadaşım Vahap Güner, telefon ederek,'Pazar günü spor muhabiri arkadaşlarla Malatyaspor'u şampiyon yapan Nihat Atacan ve futbol yaşamının en parlak dönemlerini Malatyaspor'da geçiren ve bu kentte hala büyük saygı gören Cengiz Seçsev ile kahvaltı yapacağız. Seni de aramızda görmek isteriz' dedi.

Kahvaltının yapılacağı mekana gittim.

Nihat Atacan ile Cengiz Seçsev'e o kadar büyük ilgi gösterdiler. Şaşırdım doğrusu.

Hem Nihat Atacan'a hem de Cengiz Seçsev'e Eskişehirlilerin esirgediği sevgiyle adeta göklere çıkardılar. Her ikisini de hediyelerle boğdular.

İşte bu sevgiyi bizzat görüp yaşadıktan sonra hem Nihat Atacan'a hem de Cengiz Hoca'ya hayranlığım daha da arttı.

* * *

Aradan yıllar geçmiş.

Ama Malatyaspor'u başarıdan başarıya koşturan, şampiyonluk yaşatanları unutmamışlar.

Bazıları ve Eskişehirspor yönetimi, Malatyalıların göstermiş olduğu ilginin vefanın çeyreğini bile gösteremedik.

Ligden düşmesi kesinleşmiş Eskişehirspor'u herhalde üç ayda şampiyon yapmasını bekliyorlardı!

* * *

Gelelim pazar günü oynanan Eskişehirspor-Balıkesirspor maçına.

Doğrusu Cengiz Hoca'yı gönderdiler ya.

Ben yeni teknik heyetin, Cengiz Hoca'nın beceremediği, 'şapkadan tavşan çıkaracaklar' beklentisine girmiştim!

Bırakın tavşanı serçe bile çıkaramadılar.

Eskişehirspor'u yenerse matematiksel olarak ligde kalmayı garantileyecek Balıkesirspor beklentisine ter dökmeden, sahada yürüyerek ulaştı.

Sahada yürüyen Kırmızı-Beyazlı takımın karşısında forma diyen siyah-kırmızılı futbolcular mağlubiyeti peşin peşin kabullenmiş görüntüsü verdiler.

Sahada yürüyen değil de koşan bir takım olsaydı, Eskişehirspor deplasmanından tarihi bir gol rekoru ile dönebilirdi.

Yürüyen takım 3 gol atmayı başardıysa, koşan takım ise iki-üç mislini yapabilirdi.

5 DEĞİLDE 3 GOL YEDİĞİNİZE Mİ SEVİNİYORSUNUZ?

Maçtan sonra konuşan Eskişehirspor Teknik Sorumlusu Yasin Söğüt, 'İlk yarıda hücumda etkili olamadık. Takım halinde ki savunmamızı iyi yaptık. Bölgeleri iyi kapattık. İlk yarı iki golü kalemizde gördük. İkinci yarı iki değişiklikle başladık. Biraz daha tempolu oynamaya başladık. Pozisyonlara girdik. Bunları değerlendirseydik maç başka yere gidecekti. İkinci yarı hücum oyunundan memnunuz. Kazanmak istiyorduk ancak kazanamadık' demiş.

Bak Yasin Hoca; çok güzel bir söz var 'Lafla peynir gemisi yürümez…'

İkinci yarıda tempolu idik diyor ama golü yiyen yine Eskişehirspor oldu.

İlk yarıyı 2-0 önde kapatan Balıkesir, ikinci yarıda kendini sıkmadı. Balıkesir ilk yarıdaki gibi birazcık futbol oynasaydı ikinci yarıda da 1 değil 2 hatta 3 gol bile atabilirdi.

Nitekim yine birçok pozisyonu cömertçe harcadılar

Şayet Eskişehirspor Balıkesirspor'u yenmiş olsaydı 'Yönetim Cengiz Hoca'yı göndermekle haklıymış' düşüncesi belki bazı taraftarlarda oluşabilirdi. Cengiz hoca Başta Altay, İstanbulspor, Ümraniyespor, Keçiörengücü, Altınordu, Adana Demirspor, Samsunspor ve Giresunspor gbi bu ligin en güçlü takımlarıyla oynadı.

Bundan sonra üvertür takımlar kaldı ama değişen bir şey olmadı.

Ama yine de başarılı sayılabilirsiniz çünkü 5 değilde 3 gol yediniz.

BU YÖNETİM Guinness Rekorlar Kitabı'na girer

Bence Cengiz Seçsev'in özellikle gitmesini isteyen birileri vardı.

Çünkü kendi bildiği doğrulardan taviz vermiyordu.

Buda birilerinin işine gelmiyordu.

Kulağımıza bir şeyler geliyordu.

'Dedikodu' diye aldırış etmiyorduk.

Demek ki; 'dedikodu' değil gerçekmiş.

Düşen takımı ayağa kaldırmak isteyen hocaya bile tahammül edemediler.

Bu zihniyet devam ettiği sürece Eskişehirspor ikinci ligde de misafir olur.

O zamanda bu yönetim göreve geldikleri iki yıl içerisinde takımı üç kez küme düşürdükleri için Guinness Rekorlar Kitabı'na girer.

* * *

TEBRİKLER ESKİŞEHİR İLK 10 GİRMİŞİZ!

Pazar günü Sağlık Bakanlığı illere göre haftalık vaka sayısını açıkladı. 100 bin üzerinden 10-16 Nisan arasındaki vakaların aktarıldığı harita ile Eskişehir'in en çok vaka görülen ilk 10 kent arasına girmeyi başarmış!

'Kırmızı' yani çok yüksek riskli iller arasında yer alan Eskişehir'de haftalık koronavirüs vaka sayısı 100 bin kişide 605,85'e yükselmiş.

Eskişehir ilk 10 kent arasında

Haritada Eskişehir'deki oranın geçtiğimiz haftaya göre yine artışa geçtiği görülüyor. Bir önceki haftanın koronavirüs haritasında her 100 bin kişiden 524,85'inde vakaya rastlandığı rakamlara yansırken, bu haftaki haritada her 100 bin kişiden 605,85'e yükselmiş.

Bu sayı Eskişehir'in toplam nüfusuna göre baz alındığında, kentte haftada ortalama 5 bin 300 vaka görüldüğü anlamına geliyor.

TÜRKİYE ŞAMPİYONU OLMALIYIZ!

Ben 3 Mart 2021 tarihli köşe yazımda yazmıştım.

'Kafeler açıldı içerisi ana baba günü. He HES Kodu soran var ne de ateş ölçümü. Sosyal mesafe de lafta' diye yazdığımda bana kafe çalıştıran bazı arkadaşlar tepki göstermişlerdi.

Sokaklara, caddelere bakıyorsunuz elini kolunu sallaya sallaya geziniyorlar.

Marketler ve AVM'ler çakılı.

Bu durumda virüs salgını ile nasıl baş edeceğiz?

Kimsenin virüs umrunda değil.

Ha biraz daha gayret!

Evde oturanlarda sokağa çıksın.

İşi olmayanlarda.

Evde bunalanlarda.

Vallahi ilk 10'da olmak ağrıma gidiyor.

Biz yani Eskişehir Türkiye rekorunu kırmalı.

Yani Türkiye birincisi olmalıyız (!)

İşte o zaman tam kapanırızda aklımız başımıza belki gelir.

Ve kimsenin sağlık bakanına veya cumhurbaşkanına bir tek söz söylemeye hakkı olmaz.

Çünkü biz bunu hak ettik deriz.

* * *

İYİ Kİ VARSIN SÜMEYYE

Eskişehirspor'un iki sezon üst üste küme düşmesi Eskişehir de yaşayan binlerce spor severi üzdü.

Geçmişte Eskişehir de birçok spor branşlarında Türkiye birincilikleri, ikincilikleri ve üçüncülükler alırdık.

Bu başarılar yüzümüzü güldürürdü.

Ancak sporcularımızın Avrupa, Dünya şampiyonlukları ile Olimpiyatlara katılmalarını buralardan, altın madalya ve kupalarla dönmelerini özlemi çekerdik.

Çok şükür artık bu özlemlerimiz gerçekleşmeye başladı.

* * *

2019 yılında Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası finalinde mücadele eden milli yüzücümüz Sümeyye Boyacı, gümüş madalya kazanmıştı. Milli yüzücü Sümeyye, İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen şampiyonada, kadınlar 50 metre sırtüstü finalinde 44.74'lük derecesiyle dünya ikincisi olmuştu.

Dünya şampiyonluğunu saniye farkıyla kaçıran Sümeyye'nin gelecekte dünya şampiyonu olacağına tüm Eskişehililer olarak inanıyorduk.

İNANDI VE BAŞARDI

Milli sporcumuz Sümeyye Boyacı, İtalya'da gerçekleştirilen, '2021 Paralimpik Yüzme Dünya Serileri' yarışında birinci oldu.

Sümeyye Boyacı, kadınlar 50 metre sırtüstünde daha önce 44.73 olan derecesini 43.83'e düşürerek arzuladığı, hedeflediği birincilik kürsününe çıkarak altın madalya kazandı.

Sümeyye Boyacı, bu sonuçla 2019 Dünya Şampiyonası'ndaki 44.74'lük derecesini 0.91 saniye geliştirdi.

İnandı ve sonunda Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonası'ndaki tüm rakiplerini geçerek altın madalyayı almayı başardı.

BAKAN ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK KUTLADI

Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre Sümeyye Boyacı, kadınlar 50 metre sırtüstünde 43.83'lük derecesiyle birinci olarak altın madalya kazanırken, yine bir Türk sporcumuz Sevilay Öztürk de 45.97'lik derecesiyle ikinciliği elde etti ve kürsünün ikinci basamağında yer aldı.

Türkiye'nin göğsünü kabartan sporcular arasında yer alan Eskişehirli milli sporcumuz Sümeyye Boyacı'nın elde ettiği başarının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'tan da tebrik geldi. Selçuk, sosyal medya hesabı üzerinden Sümeyye Boyacı'yı kutladı.

Yılmaz Büyükerşen'den tebrik

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, sosyal medya hesaplarından Sümeyye Boyacı'yı tebrik ederek; 'İtalya'da gerçekleştirilen 2021 World Para Swimming Series yarışlarında 50 metre sırt üstünde Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonası'ndaki tüm rakiplerini geçerek birinci sırada yer alan sporcumuz Sümeyye Boyacı'yı yürekten kutluyorum. Bu şehir seninle gurur duyuyor güzel kızım' dedi.

* * *

Tebrikler Sümeyye.

Tüm Dünya da olduğu gibi ilimiz de de yaşadığımız Koronavirüs ve hastalığa kapılarak hayatlarını kaybedenlere üzülerek moralimizin ciddi ölçüde bozulduğu bu günlerde kazandığın şampiyonluk bize büyük moral oldu.

Sayende yüzümüz güldü.

Yolun ve şansın hep açık olsun.

Sırada Olimpiyatlar var.

Aynı başarıyı Olimpiyatlarda da göstereceğine sadece Eskişehir değil tüm Türkiye inanıyor.

* * *

Hedefinizi Belirleyin

Basarinin temelleri, amacınızı tespit etmekle atilir.

Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir.
Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir.
Elbette önemlidir ama İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir.
Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır.
Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır.
Çalışmanızın yönünün belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde umutlu edecek yolu belirlemektir.
Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir.
Başari tek başina olmaz. Mutluluk, cevre, motivasyon, paylaşim, bilgi. Ama ilk yapılmasi gereken belirlediginiz hedeftir.
Hedef ve mücadele başarıyı getirir. Birileri tarafindan takdir görmekse özgüveni yükseltir. Bu sayede basarinin zirvesine tırmanma şansınız artar.

(alıntı)* * *