Bir süre Anadolu Üniversitesi Havaalanı,'Enine mi, boyuna mı, doğuya mı, batıya mı uzatılsın?' Tartışması yaşandı.

Pistin uzatılması ve genişletilmesi ile ilgili hazırlanan İmar Planları bir süre de Büyükşehir Belediye Meclisin de AK Partili meclis üyelerinin, 'planları inceleyemedik' gerekçesiyle bekletildi.

Sonunda merhum Maliye Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan son noktayı koydu.

Anadolu Üniversitesi Havaalanı Pisti'nin uzatılmasını engel olan ESGAZ, ESKİ EDAŞ ve DSİ hatlarını deplase ederek pistin uzatma çalışmalarına başlandı.

Mart 1989 tarihinde 'Anadolu Havalimanı' adıyla 1820 metre uzunluk, 30 metre genişlik ile hava trafiğine açıldı.

Daha sonra uluslararası uçuşların yapılabilmesi ve geniş gövdeli uçakların inebilmesi için pistin genişletilmesi gündeme geldi.

'Batıya mı, doğuya mı uzasın?' Tartışmaları sonunda pistin; 'hem batıya hem de doğuya' uzatılması konusunda uzlaşıldı. Anadolu Üniversitesi Havaalanı pisti 3 bin metre uzunluk, 45 metre genişliğe ulaştırılarak hizmete girdi.

Yıllardır beklediğimiz Anadolu Üniversitesi Havaalanın genişleme ve uzatma çalışmaları tamamlanıp uluslararası standartlarda niteliğe sahip olduktan sonra Eskişehir için bilimin, kültürün, sanatın, ticaretin ve sanayinin uluslararası niteliğe dönüşeceği beklentisine girdik.

Eskişehirli sanayici, tüccar ve iş adamlarının yapmış olduğu çağrılardan sonra tarifeli uçak seferleri başlatıldı.

Bir süre sonra, 'beklenen yolcu sayısına ulaşılamıyor' diyerek seferler iptal edildi.

Yolcu vardı ancak, Eskişehir-İstanbul-Eskişehir arasında başlatılan sefer saatleri Eskişehirlilerin beklentisine uymuyordu.

Akşam Eskişehir'den kalkıyor, ertesi gün akşam dönüyordu.

Sabah gidip akşam dönmek isteyen Eskişehirlilerin, sefer saatlerinin bu şekilde ayarlanması talebine karşılık verilmedi.

Daha sonra tarifeli uçak seferleri iptal edildi.

Eskişehirliler de hayal kırıklığına uğradı.

Uçak seferlerinin iptal edilmesinden sonra, Eskişehirlerin Hasan Polatkan Havaalanından iç hat uçuşları başlasın talebine karşılık AK Parti Milletvekili Nabi Avcı'nın, 'Odalar, STK lar, üniversiteler 65 kişilik uçağı dolduracak bilet satışını garanti etsin THY ile görüşeceğim' açıklaması Eskişehir kamuoyundan çok fazla tepki görmüştü.

* * *

Buraya kadar eski adı Anadolu Üniversitesi bugünkü adıyla Hasan Polatkan Havaalanıyla ilgili kısa bir öykü okudunuz.

Aşağıda ise Eskişehir Hasan Polatkan Havalanı'nın uluslararası uçuşlara ve büyük gövdeli uçakların iniş yapabilmesi için uzatma ve genişletilmesine rağmen Kütahya Altıntaş'a, 'yap işlet devret' modeli ile yapılan havaalanın rantabl çalışmaması nedeniyle devletin uğradığı zararı değerlendireceğim.

YILLIK HEDEF 1 MİLYON 2019'DA 82 BİN KİŞİ

Pistin genişletilmesi ve uzatılmasının ardından Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı uluslararası uçuşlara açıldı.

Eskişehir'den özellikle Emirdağlıların yoğun olarak yaşadıkları Belçika'dan Eskişehir'e, Eskişehir'den Belçika'ya uçak seferleri yapılmaya başlandı.

Haç mevsiminde de yine Eskişehir'den Suidi Arabistan'ın Hicaz bölgesine de uçak seferleri yapılıyor.

Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı varken, AK Parti Hükümeti'nin, Kütahya'ya İçtaş firmasına ihale ettiği yap-işlet-devret modeliyle inşa edilip 2012'de hizmete açılan Zafer Havaalanı'na 2021 yılının geçtiğimiz 4 ayda 61 yolcu uğradı.

Oysaki bu havaalanı yapılırken yılda 1 milyon 279 bin 352 yolcu garantisi verilmişti.

2019'da 1 milyon 232 bin yolcu garantisi verilen havalimanının hizmet verdiği yolcu sayısı 82 binde kalırken, garantiye göre gerçekleşme oranı yüzde 6,6'da oldu. Üstelik, 2019'da verilen garantisi, bir önceki yıla göre yaklaşık 48 bin artarken, hizmet verilen yolcu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 17,4 oranında azaldı.

Havalimanının açıldığı 2012 yılından bu yana havalimanından 10 milyon 233 bin 144 yolcunun gideceği öngörülerek şirkete garanti verildi. Ancak havalimanını kullanan yolcu sayısı bu dönemde 318 bin 996'da kaldı. Pandemi ile birlikte de havalimanındaki trafik durma aşamasına geldi.

2020'DE 16 BİN YOLCU KULLANDI

Kütahya-Afyon-Uşak illerinin kullanacağı öngörüsüyle inşa edilen Zafer Havalimanı'nı 2020'de 16 bin 645 yolcu kullandı.

Ancak 1 milyon 279 bin 352 yolcu için garanti verildiğinden şirkete uçmayan yolcular için 6 milyon 738 bin avro garanti ödemesi yapıldı. 2021 garantisi ise bir önceki yıla göre 38 bin 381 yolcu artışla 1 milyon 317 bin 733 olarak belirlendi. Ancak yılın ilk dört ayında uçan yolcu sayısı 61'de kaldı.

HER UÇAKTA 6 BİN 335 YOLCU UÇMALI

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, havalimanının tamamen dolu çalışsa bile plansızlık ve hesapsızlık yüzünden zarar edeceği görüşünde.

'Zafer Havalimanı AK Parti'nin plansızlığının, hesapsızlığının ve öngörüsüzlüğünün bir anıtı niteliğinde. Zafer Havalimanı bütünüyle kamu zararıdır. Yüzde 99 zarar garantili, adeta hayali bir havalimanıdır. 2021 yılı için Hazine'nin garanti ettiği toplam yolcu sayısı 1 milyon 317 bin 733. AK Parti'nin 2021 yılı uçuş planlamasına göre; havalimanında haftada 4 güne birer iç hat seferi koyuluyor. Yani yılda 208 iç hat seferi yapılacak. Uçakların tümü dolu uçsa bile yılda en çok 40 bin yolcu uçabileceği için, Zafer havalimanının 2021 yılı tutturulamayan yolcu sayısının yüzde 99'un üzerinde olacağı anlaşılıyor. AK Partinin uçuş planı o kadar gerçeklikten kopuk ki, Hazine'nin zarar etmemesi için planlanan her uçakta en az 6 bin 335 yolcunun uçması gerekiyor' diyerek zararın boyutuna dikkat çekti.

SÖZLEŞMELER TL'YE ÇEVRİLMİYOR

CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap ise, 'Kamuyu zarara uğratan bu yatırımların sözleşmelerindeki hükümleri Türk Lirası'na çevirmeyen iktidar, yandaşlarını zengin etmeye devam ediyor. 50 milyon Euro'ya mal edilen Zafer Havalimanı, 2044 yılına kadar IC İçtaş adlı şirket tarafından işletilmeye devam edecek. Bu öngörüsüzlük ve hesaplama hataları yüzünden 2044 yılına kadar devlet, milyarlarca Euro zarara uğratılacak' ifadelerini kullandı.

29 YILLIK MALİYET: 205 MİLYON EURO

Uluslararası Şeffaflık Derneği'nin çalışmasına göre, 29 yıl 11 aylık işletme süresinde Hazine, Zafer Havalimanı için IC İÇTAŞ şirketine 205 milyon 281 bin 118 euro garanti bedeli ödeyecek.

Havaalanı, Kütahya il merkezine 45, Afyonkarahisar il merkezine 55, Uşak il merkezine de yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Oysaki Zafer Havaalanı yapılıncaya kadar Kütahya ve Afyonluları Eskişehir'e getirip Hasan Polatkan Havaalanı kullandırmış olsaydı devletin sırtına bu kadar büyük bir yük de sarılmamış olurdu.

Oysaki Kütahya Altıntaş'a 'yolcu garantili' yeni havaalanı inşa edileceğine, o dönemin hükümeti Hasan Polatkan Havaalanının kullandırmış olsaydı hem devletin sırtına bu kadar borç sarılmamış olurdu hem de bugün sadece Belçika'dan gelecek uçaklar ve Hacca gitmek için kullanılan havaalanı olmayacaktı.

TIKIR TIKIR İŞLİYOR!

Anadolu Üniversitesi Havaalanı'nın genişletilmesi inşaatının temel atma törenine katılan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, şöyle konuşmuştu:

'Bu havaalanının pistini uzatacağımız zaman (havaalanının kapanması gerekiyor) dediler. (Ne yaparsanız yapın pist kapanmadan bu işleri yapın) dedik. (Maliyet yüzde 20 yükselir) dediler. Eskişehir'e helali hoş olsun, yüzde 20'de 30'da fazla veririz, yeter ki havaalanı tıkır tıkır çalışmaya devam etsin'.

Havalanın pisti genişledi, uzadı ancak tarifeli uçak seferleri yapılamıyor.

Hani 'tıkır tıkır' işleyecekti?

Eskişehirliler,'Binali Bey Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı; 'tıkır tıkır işliyor maşallah!' diyerek kulaklarını çınlatıyor.

* * *

HAYDİ KIZILAY'A KAN VERMEYE!

Ramazan ayının gelmesi ve ardından yaşanan tam kapanma kısıtlamaları nedeniyle Kızılay Kan Merkezinde kan stoklarında azalmalar yaşandığını öğrendim.

Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 nedeniyle uygulanan, 'tam kapanma' ve sokak kısıtlamaları, araya Ramazan ayınında girmesiyle kan bağışçı sayısı ciddi oranda düşmüş.

Hepimiz can derdine düştük.

Ciddi rahatsızlıklarımız oluşmasına rağmen Aile Hekimleri ile hastanelere gidip muayene olmaya korktuk.

'Virüs ya bana da bulaşırsa' korkusu kamu kurumları ile özel işletmelerde çalışanlar dışında herkesi eve hapsetti.

Evde bile eşler, çocuklar ayrı ayrı odalarda yattık.

Bulaş riski veya vaka sayısı yarı yarıya azalmasına rağmen zorunlu olmadıkça yine de sokağa çıkmaya korkanlarımız var.

Bu da Kızılay Kan Merkezi'nin kan stoklarının azalmasına neden olmuş.

1 ÜNİTE KAN 3 KİŞİYE CAN VERİR

COVID-19 nedeniyle kan ve immün plazma ihtiyacının da arttığını ifade eden Türk Kızılay'ı Kan bağışının oldukça azaldığını açıklayan Türk Kızılay'ı Batı Anadolu Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Erkan Ergen, vatandaşlara kan bağışı çağrısı yapmış.

Hepimizin bildiğini veya bildiğinizi düşünüyorum.

Kan acil değil sürekli bir ihtiyaç ve laboratuvarlarda üretilemeyen hayati bir sıvıdır. Yalnızca insan insana bağışlarsa şifa olabiliyor. 1 ünite kan vermek demek 3 kişiye can olmak demek.

17 günlük tam kapanma bugünden itibaren sona erdi.

Gerçi tam kapanma süresi boyunca Kızılay Kan Merkezleri açıktı.

Kan vermek için randevu alanlar sokak kısıtlamasından muaftı.

Ancak çoğu kişinin bundan hebersiz olduklarını biliyordum.

Bilenler ise tramvayların çalışmaması, otobüslerinde kısıtlı çalışmaları nedeniyle ulaşımda zorluk yaşadıklarından dolayı kan bağışı yapamadılar.

'KAN DOSTU' OLALIM

Gerek Ramazan Ayı'nın etkisi gerekse tam kapanma dönemi yaşadığımız bugünlerdeki sokağa çıkma yasakları kan bağışlarında bir düşüş yaşanmasına sebep oldu.

Ramazan bitti, 'kontrollü normale' döndük.

Toplu ulaşım araçları da hizmet vermeye başladılar.

Kan gibi hayati bir ihtiyacı olanlara destek olabilmek için önümüzde bir engel kalmadı.

Toplumsal dayanışmamızın her zamankinden önemli olduğu bu günlerde, sürekli ihtiyaç duyulan kan stoklarındaki düşüşü hep birlikte engelleyelim ve bağışçılar verdikleri kanlarla birbirlerinin 'Kan Dostu' olabilir.

KAN STOKLARINDA DÜŞÜŞ VAR

Türk Kızılay bugün, ülkemizin kan ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılıyor. Ancak tüm dünyada kriz haline gelen COVID-19 salgınına karşı büyük mücadele verdiğimiz son bir yılda ne yazık ki kan stoklarının ciddi oranda azaldığını biliyorum.

Kanın kaynağı yalnızca insan ve bağış dışında bir temin yöntemi bulunmamakta.

Kendimize, aile bireylerinden birisine veya yakınınızdakilere kan lazım olduğunda kapısını çaldığımız tek kurum Kızılay Kan Merkezi.

Dolayısıyla hastanelerde kana ihtiyaç duyan hastalarımızın bu ihtiyaçlarının giderilmesine çok önemli bir katkıda bulunarak kutsal bir dayanışmanın da kahramanlarından biri olabilirsiniz.

* * *

Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir

Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır.

Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmiş olmak için bunu Haci Bektaş Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. (O zamanlar dergahlar ayni zamanda aşevi islevi görüyordu.)

Durumu Hacı Bektaş Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli, 'Helal değildir' diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır,

Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş oldugunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.

Mevlana şöyle der:

-'Biz bir karga isek Haci Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leŞe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.'

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş'ın dergahına gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar.

Hacı Bektaş da şöyle der:

- 'Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.'

(alıntı)* * * *