RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

En son yer alacakları ittifakın Cumhur İttifakı olduğuna da dikkat çeken Özcan, 'İttifaklar yapılacaksa da bundan sonra hakça, eşitçe bir ittifakla olabilir diye düşünüyorum. Şu an bir ittifakın parçası olmadığımı ben en azından Eskişehir teşkilatı olarak, bir ittifakın parçası olmadığımı söyleyebilirim. Herkes kendi müstakil siyasetini yapıyor zaten. İttifaklar bence uzun süreli olmaz' dedi.

Eskişehir'in milletvekillerinde bıkkınlık olduğunu belirten Özcan, 'Eskişehir'de bütün yedi vekilin de bir araya gelmesi çok önemli bir olay. Fakat aynı siyasi parti içinde bir araya gelemeyen üç milletvekilini gördükten sonra yedi milletvekilinin bir araya gelip, şehrin faydasına bir şeyler yapması çok mümkün değil gibi görünüyor. Eskişehir'in lobisi yok' diye konuştu.

Son dönemde ittifaklarla ilgili tartışmalar var. Demokrat Parti'nin Millet İttifakı'ndan ayrılıp Cumhur İttifakı'na katılacağına yönelik çıkan söylentilerin gerçeklik payı var mı?
Tabi bu ittifaklar biliyorsunuz 16 Nisan referandumunda yapıldı. Ardından 24 Haziran 2018 seçimlerinde devam etti ancak biliyorsunuz, 31 Mart 2019 seçimlerinde çoğu parti kendi müstakil adaylarıyla seçime girdi. Şu anki ittifakları aslında şöyle değerlendirmek lazım: Cumhur İttifakı'nın paydaşları olan MHP ve AK Parti haricinde diğer Millet İttifakı cephesi diyeyim, onlar sanki otomatikman bir ittifakmış gibi görünüyor. Aslında hali hazırda bir ittifak yok şu an için. Ancak bundan sonraki seçimlerde olur olmaz bunu genel merkezlerdeki yetkililer görüşürler karar verirler. Ama ben böyle bir Millet İttifakı'nın şu anda yürüdüğüne inanmıyorum. Bu Millet İttifakı'nda en mağdur olanları biziz. Demokrat Parti olarak biziz. Çünkü 24 Haziran seçimlerinde biz İYİ Parti ile ciddi bir ittifak içindeydik. CHP ile ittifak yaptık ama bu ittifakın içinde biz kaybeden taraf olduk. Dolayısıyla bu ittifaklar yapılacaksa da bundan sonra hakça, eşitçe bir ittifakla olabilir diye düşünüyorum. Şu an bir ittifakın parçası olmadığımı ben en azından Eskişehir teşkilatı olarak bir ittifakın parçası olmadığımı söyleyebilirim. Cumhur İttifakı'na katılma da söz konusu değil.

AİDİYET DUYGUSU YOK

Yani kendinizi Millet İttifakı'nın bir parçası olarak görmüyor musunuz? Aidiyet duygunuz yok mu?
Görmüyoruz. Niye görmüyoruz? Çünkü herkes kendi müstakil siyasetini yapıyor zaten. İttifaklar bence uzun süreli olmaz. Ama bizim en son olacağımız ittifak Cumhur İttifakı'dır. Aidiyet duygusu da yok. Biz 2018 yılında İYİ Parti ile bir ittifak içindeydik. Ne seçimlerden önce ne seçimler esnasında ne de seçimlerden sonra Sayın İYİ Parti Milletvekili'nin bize bir kez selam vermişliği bile yoktur. Tanışıklığımız bile yoktur kendisiyle. Bir ittifak olsaydı bizi bir ziyarete gelirlerdi herhalde biz de bir iadeyi ziyarette bulunurduk Sayın Milletvekili'ne. Böyle bir girişim bile yoktur kendi içimizde.

İYİ PARTİ'YE SICAK BAKMIYORUZ

Demokrat Parti ile İYİ Parti arasında siyasi anlamda ortak bir bakış açısı ya da yakınlık var mı?
Hayır yok. Bir benzerlik hissetmiyoruz. Çünkü onlar milliyetçi olduklarını söylüyorlar. Biz de milliyetçi ve muhafazakar bir parti olduğumuzu söylüyoruz. Onlar kendilerini hali hazırda nereye oturtacaklarının farkında bile değiller. Nereye oturtacaklarını bilmiyorlar. Dolayısıyla biz bundan sonra İYİ Parti ile yol yürürüz, yürümeyiz onu bilmiyorum. O yukarıdakilerin vereceği karardır ama Eskişehir'deki taban için bunu söyleyebilirim: Partililerimizin İYİ Parti'ye sıcak bakmadığını söyleyebilirim.

ÜÇÜNCÜ YOL, ÜÇÜNCÜ İTTİFAK

'Demokrat Parti Millet İttifakı'ndan ayrılmak istiyor ve tek başına seçimlere girmek istiyor' şeklinde çıkan haberler hakkında neler söylersiniz?
Sayın Genel Başkanım bunu yalanlamadı. Ancak sadece ittifak girişimlerinin ya da şu an kurulacak yeni bir cephenin ya da herhangi bir şekilde Millet İttifakı'nda olmanın, Cumhur İttifakı'nda olmanın tüm partiler için bunun erken bir süreç olduğunu ifade etti. Ben de aynı şekilde söylüyorum. Benim bundan beş altı ay önce söylediğim üçüncü yol, üçüncü ittifak diye bir söylemim vardı. Biraz daha zamana ihtiyaç var. Ben erken seçimin olacağına inanmayanlardanım. Dolayısıyla seçimler zamanında olacaktır diye düşünüyorum. 2023'e kadar Türkiye'de çok şeylerin değişeceğini, çok farklı yapıların, çok farklı argümanların ortaya konulacağına inananlardanım. Dolayısıyla yeni bir cephe açılacaksa da bu cephenin baş atının, baş aktörünün Demokrat Parti olacağına inanıyorum.



Demokrat Parti tek başına seçimlere girmeli mi sizce?
Tabi bütün partiler iktidar olma iddiasıyla siyasi arenada bulunurlar. Dolayısıyla her partinin olduğu gibi Demokrat Parti'nin de iktidar olmak gibi bir iddiası vardır. Çünkü Demokrat Parti 75 yıllık köklü bir siyasi geleneğin adıdır. Tabi geçmişte 2007 Anavatan, Doğruyol Partisi birleşmesinde Demokrat Parti üzerine oynan oyunlar, kurulan kumpaslar ki bu kumpasın başında FETÖ kumpası gelmektedir. Merkez sağ seçmenini manipüle etmeye çalışan hareketlerdi. Dolayısıyla maalesef Türkiye'de de merkez sağ seçmeni iktidar seven bir seçmendir. Merkez sağ seçmeninin yani bizim tabanımızın bir yerlere kaydığı doğrudur. Zaten gidebileceği kadar gitti. Bundan sonra da hem Eskişehir teşkilatı olarak hem de Türkiye genelindeki il başkanlarımızla görüştüğümüz zaman Demokrat Parti'ye doğru ciddi bir eğilimin olduğunu, ciddi bir üye kaydının olduğunu söyleyebilirim.

Yeni kurulan partileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Deva, Gelecek ve Mustafa Sarıgül ile Muharrem İnce'nin kuracağı partiler var. İttifakları nasıl etkiler?
Kendilerine hayırlı uğurlu olsun derim. Ancak Gelecek Partisi ile ilgili şunu söylemeden de edemeyeceğim: Önce Sayın Davutoğlu Türkiye'ye bir formül ortaya attı. Barış süreci diye bir formül attı. Bunun da altında kaldı. Daha yeni yaşadık. 13 şehidimizin müsebbiplerinden biri Sayın Davutoğlu'dur. Dolayısıyla kendilerine hayırlı olsun demekle, beraberinde bu geçmişte stratejik derinlik üzerine yaptıkları stratejik hataların bedelini ya da karşılığını millete vermeliler diye düşünüyorum. Sayın Babacan'a gelince Türkiye ekonomisi bir yıldır böyle olmadı. Türkiye ekonomisi zaten kör topal, ağır aksak yürüyen bir ekonomiydi. Bu ekonominin içinde de 16 yıldır Sayın Babacan bir şekilde vardı. Dolayısıyla Sayın Babacan da bunun hesabını mutlaka vermelidir. Sayın İnce'ye gelince, kamuoyunda şu konuşuluyor: Deniyor ki, 'Sayın Muharrem İnce gençlik kollarından geldi, il başkanlığı yaptı, parti meclis üyeliği yaptı, genel başkan yardımcılığı yaptı, işte parti sözcülüğü yaptı, genel başkan adayı oldu, cumhurbaşkanı adayı oldu. CHP daha size ne verebilirdi' diye bir takım serzenişler var. Ama bunu sandık belirleyecek.

BİZDEN KOPYA ÇEKTİLER
Demokrat Parti'nin 1946 yılında kuruluş felsefesine baktığınızda şu an kendini merkez sağ olarak gören, milliyetçi olarak gören, Atatürkçü olarak gören partilerin aslında bizden kopya çektiğini söyleyebilirim size. Neden? 1950'de Demokrat Parti iktidar olduğunda ilk yaptığı şey ezanı Türkçeden aslına çevirmek oldu ama biz din üzerinden siyaset yapmadık. Ama birileri din üzerinden siyaset yapıyor şimdi. 1938'den 1953'e kadar 15 yıl Etnografya Müzesi'nde tabutun içinde bulunan Atatürk'ü, 1953 yılında Anıtkabir'i bitirip ebedi istirahatgahına taşıyan partidir Demokrat Parti'dir. O zamanki cumhurbaşkanımız Celal Bayar'ın 1953'te çıkardığı bir kanun vardır, Atatürk'ü Koruma Kanunu. Şöyle der: 'Atatürk'ü sevmek milli ibadettir.' Biz Atatürkçülüğü birilerine kaptırdık.

Peki ne oldu da bu kadar güçlü bir siyasi parti, merkez sağın oylarını başka partilere kaptırdı?
2007'de yapılan bir FETÖ kumpası var Anavatan ve Doğruyol birleşmesinde. O zaman Anavatan Partisi ve Doğruyol Partisi birleştiğinde yüzde 27-30 bandında oy alabilir denirken, parti barajın altında kaldı. Burada bir kumpas, tezgah mutlaka vardı. Bunda partilerin, parti yönetimlerinin hatası var. Demokrat Parti bir gelenektir. Bana göre belli dönemlerde ehil ellerde özellikle Süleyman Demirel'in ardından 2012'ye sayın genel başkanımız Gültekin Uysal'ın genel başkan oluşuna kadar ehil ellerde yönetilmemesidir sebebi. Milliyetçiliği birileri alıp götürüyor. Şimdi birileri çıkmış, ben onlara salon milliyetçileri diyorum. Onlar da milliyetçiliği alıp götürdüler. Demokrat Parti bütününden baktığınız zaman hem milliyetçi hem muhafazakar hem Atatürkçü bir parti olduğuyla ilgili kimsenin bir endişesinin olmaması lazım. Demokrat Parti'yi insanların öyle görmesini istemiyoruz biz. Evet biz geçmişimizle gurur duyuyoruz. Demokrat Parti'nin geçmişte ülke yönettiğini, bu ülkenin üzerine ekonomik olarak birkaç ülke daha koyduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

Az önce üçüncü bir yoldan bahsettiniz. Demokrat Parti, ilerde Muharrem İnce'nin, Mustafa Sarıgül'ün kuracağı partilerle ittifak yapabilir mi? Üçüncü bir ittifak doğar mı?
Beş benzemezler diye bir benzetme vardır ya. Saadet Partisi, biz, CHP beraber olabildik mi geçmişte? Olabildik. Bundan sonra da olmayacak diye bir şart, pozisyon yoktur. Yani aslında bakarsanız gaye tektir. Gaye, AK Parti'nin artık bu ülkeyi yönetemediği ve bunun için de yeni alternatiflerin ortaya çıktığı ve gaye de bu yeni yolların, yeni ittifakların ülkeyi yönetemeyen AK Parti'ye karşı bir tutum içinde olmasıdır. Siyasette ne olacağını bilemeyiz. Bu iktidar kimseye baki değil. Türkiye'nin daha akılcı bir siyasete ve daha sosyal politikalara ihtiyacı var. Türkiye'nin 83 milyon vatandaşını kendine yandaş gören iktidarlara ihtiyacı vardır.

ALPU OVASI'NDA NE VAR BİLMİYORUM

Alpu Ovası'na yapılmak istenen URAYSİM projesi ve Raylı Sistemler İhtisas OSB ile ilgili düşünceleriniz neler?
Valla bu Alpu Ovası'nda ne var bilmiyorum. Herkes gözünü Alpu Ovası'na dikmiş durumda. Şehrin en bereketli topraklarının üzerine yapılabilecek başka şeyler varken, başka yerler varken bunların yapılması son derece düşündürücüdür. Termik santral konusunda da Alpu Ovası'na yapılmasın diye bayrağı eline alıp koşanlardan olduk bizde. URAYSİM iyi bir projedir. Yani bir şeyi eleştirirken de düşünmek lazım. URAYSİM iyi bir projedir ama genişletilmesi anlamında keşke bereketli topraklar değil de daha tarım dışı arazilere yapılsaydı hem o topraklar kıymetlendirdi hem de tarım arazileri daha kullanışlı hale gelirdi.

BİR ARAYA GELEMEYEN VEKİLLER
Artık orası bölündü, parçalandı. Yani Celalettin Bey'in organize sanayinin idaresi anlamında, sanayi odası başkanı olarak çok çabalarının olduğunu görüyoruz. Özellikle çevre yolunun yetersizliği konusunda söylemlerini dinliyoruz. Artık oraya o sistem yapıldıktan sonra da Celalettin Bey o konuda da bence doğru şeyler düşünmektedir. Türkiye'nin artık geleceği raylı sistemlerdedir. Ama iktidar partisi milletvekillerinin sadece düğünlerde, cenazelerde şehirde görünmesinden çok Eskişehir'in belediyeleriyle, valiliğiyle, sanayi odası, ticaret odası gibi sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek şehrin faydasına uygun bir şeyler yapması gerektiğini hatta bu konuda geç bile kaldıklarını beyan etmek isterim. Eskişehir'de bütün yedi vekilin de bir araya gelmesi çok önemli bir olay. Fakat aynı siyasi parti içinde bir araya gelemeyen üç milletvekilini gördükten sonra yedi milletvekilinin bir araya gelip, şehrin faydasına bir şeyler yapması çok mümkün değil gibi görünüyor.

VEKİLLERDE BIKKINLIK VAR

Eskişehir'in lobisi yok mu diyorsunuz siz de?
Biz ay gördük, bunlar yıldız olmazlar. Biz Eskişehir'de İbrahim Dedelek'i gördük, Fevzi Yalçın'ı gördük. Eskişehir için neler yaptıklarını biliyoruz biz. Yani ben geçmişte gençlik kolları başkanlığı yaptım. Biz bile Ankara'da Eskişehir için bir şeyler yapmanın gayesi içinde olduk hep. Şahsımızın için hiçbir şey istemedik. Ama Eskişehir'in maalesef bir lobisi yok. Yani kapı çalacak, eşik aşındıracak, şehre de şunu katalım diye herhangi bir şey yok. 24 milyar yatırım nereye yapılmış ben bilemiyorum, çözemiyorum. 24 milyar çok ciddi bir paradır. Şehrin milletvekilliği ile ilgili bir bıkkınlığı söz konusu. Ama sanırım milletvekillerinin de şehirle ilgili bir bıkkınlığı söz konusu. Çünkü ben şunu asla anlamıyorum: Diyorlar ki, 'İlçelerden sen sorumlu ol, şu müdürlüklerden sen sorumlu ol, bu müdürlüklerden ben sorumlu olayım.' Siz bir vatandaş olarak herhangi bir talebinizle ilgili gittiğinizde size bir milletvekili şunu söyleyebilir: 'Evet ben iktidar partisi milletvekiliyim ama ben onu yapamam, çünkü o öteki milletvekilimize ait.' Bir iktidar partisi milletvekili böyle davranamaz. İktidar partisi şehri paylaştıramaz, bölemez. Siz şehri bölerseniz, şehrin sorunlarına da hakim olamazsınız.
Editör: TE Bilisim