RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

İzmir'deki 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından deprem gerçeğiyle tekrar karşı karşıya kalındığını belirten Kılıç, 'Amacımız, deprem sonrası enkazdan yaralı kurtarmak değil, deprem sonrası enkaz olmamasını sağlamak olmalı' dedi.

6.9 büyüklüğündeki İzmir depreminde yıkılan binalar oldu. Yıkılan binalardaki sizin gözlemlediğiniz eksiklikler neler?

İzmir'de yıkılan binaların alüvyon zemin üzerinde, düşük yapı kalitesine sahip binalar olduğunu kamuoyundan öğrendik maalesef. Bu tarz binaların, depremde ayakta kalması çok zor bir ihtimal. Genellikle sahadan edindiğimiz bilgilere göre yıkılan binaların çoğunun ortak özelliği, 2000 yılı öncesi yapılmış olması, zemin katların işyeri olarak kullanması ve bu katlarda yumuşak kat oluşumu, kalitesiz beton+ düz demir kullanılmasıdır.

İnsanlar ev alırken bir binanın sağlam olup olmadığını nasıl anlayabilir?

Hemşehrilerimizden araba alırken gösterdikleri özenin çok azını, ev alırken de göstermelerini istiyoruz. Özellikle 2000 yılından önce yapılmış bir konut alacaklar mutlaka uzman bir inşaat mühendisi tarafından yapılmış performans analizi sonuçlarını istemeliler. 2000 yılı sonrası yapılar için projelerini belediyelerden isteyebilirler, bir inşaat mühendisine kontrol ettirebilirler, gerekirse performans analizi yaptırıp binanın durumu hakkında bilgi sahibi olabilirler.

İNŞAAT MÜHENDİSİNE DANIŞMALILAR

Vatandaşlar ev aldıktan sonra evlerinin güvenliği için neler yapmalı? Denetleme ya da güçlendirmeye yönelik neler yapabilir? Ne kadar sıklıkta bunları yapmalılar?

Uzman bir inşaat mühendisine binalarını inceleterek, son Deprem Yönetmeliği'ne göre performans analizi yaptırmaları ve bu analiz sonucuna göre hareket etmeleri gerekiyor. Bir kere yaptırmaları yeterli olacaktır.

Vatandaşlar ev aldıktan sonra ev içinde bir takım değişiklikler yapıyor. Oda genişletme, duvar kaldırma, balkon içe alma gibi. Bu değişiklikler risk oluşturur mu? Bu işlemler yapılırken nelere dikkat edilmeli?

Bu gibi değişiklikler bina statiği açısından önem arz etmektedir. Çünkü binalar, proje aşamasında her duvarın, her pencerenin yerine göre hesaplamalar yapılır, bunların yerlerini değiştirmek bina yapısını da değiştireceği için tadilatların inşaat mühendisleriyle görüşmeden, proje uygunluğu kontrol edilmeden yapılmaması daha doğru olacaktır.

Türkiye'nin deprem öncesine değil daha çok deprem sonrasına hazır olduğu söyleniyor. Siz bununla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Türkiye arama kurtarma faaliyetlerinde çok ciddi bir tecrübe ve bilgi birikime sahip. Kalitesiz yapı stokumuz her depremi can kayıplarıyla geçirmemizin bunda büyük etkisi var. Fakat bizim amacımız, deprem sonrası enkazdan yaralı kurtarmak değil, deprem sonrası enkaz olmamasını sağlamak olmalı. Deprem ile ilgili olarak bütün sivil toplum örgütleri bir araya gelerek, özellikle Eskişehir bazında vatandaşlara, deprem konusu ve binalarıyla ilgili yaptırabilecekleri tespitler konusunda ve şehirdeki bütün kamu ve özel sektördeki inşaat mühendisi, mimar ve teknikerlere de hasar tespiti konusunda eğitim verilmeli.

GARAJ KATLARI

TİCARİ ALAN OLDU

İmar barışı da tekrar gündeme geldi. İmar barışı sebebiyle şu an Türkiye'de ve Eskişehir'de depreme dayanıksız evler var mı? İmar barışı bundan sonra deprem sonrası ortaya çıkacak tabloyu nasıl etkileyecek?

İmar barışı ile projesiz, ruhsatsız yapılar tapulu hale geldi. İmar barışında bina ile ilgili tüm statik sorumluluk, beyanı veren yapı sahibine verildi. Maalesef, inşaat mühendisleri, kontrol mühendisleri bu kanunun dışında tutuldu. Kanunla ruhsatsız, iskansız, kaçak yüzlerce yapı yasal hale getirildi. Özellikle Eskişehir'de garaj katları ticari alanlara dönüştürüldü. Yani artık tapusu varsa projeli, ruhsatlı yapıdır diyemiyoruz. Dolayısıyla hemşehrilerimiz ev alırken artık çok daha fazla dikkat etmeliler.

RİSKLİ BÖLGELER VAR

Eskişehir'de ortalama 7 büyüklüğündeki bir deprem nasıl bir hasara sebep olur? Özellikle tehlikeli olarak gördüğünüz bölgeler neresi?

Eskişehir'de 7 büyüklüğünde bir deprem olursa, M. Kemal Atatürk Caddesi, Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi, İsmet İnönü Caddesi, Cengiz Topel Caddesi, Sivrihisar Caddesi ve Yunusemre Caddesi gibi şehrin önemli arterlerinin alüvyon zemin üzerinde özellikle 2000 yılı öncesi, Eskişehir kumu, düz demir kullanılarak yapılan çok katlı binaların riskli yapılar olması sebebiyle, yıkımlardan ötürü caddelerin ulaşıma kapanacağını ve yardım araçlarının kilitlenip kalacağını üzülerek öngörüyoruz.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART

Kentsel dönüşümü destekliyorsunuz ama bu süreçte vatandaşı da mağdur etmeden nasıl bir kentsel dönüşüm yolu izlenebilir?

Kentsel dönüşümü yapamadan deprem olursa, can kayıpları vereceğiz. Öldürmemek için dönüştürmeliyiz. İmar planında değişiklikler yapılıp, ada bazında çözümlerle, hiç kimseyi mağdur etmeden gerçekleştirilebileceğine inanıyoruz. Vatandaşa özellikle yerinde dönüşüm imkanı sunulmalıdır. Düşey mimari tasarımla, yeşil alan ve sosyal donatı alanı arttırılarak, günümüz inşaat teknolojisini kullanarak, insanlardan para almadan ve aynı metrekare alanlı evlerle, aynı alanda dönüşüm yapılmalıdır. Biz İnşaat Mühendisleri Odası olarak gereken tüm desteği vermeye hazırız.

YAPI STOKU ÇIKARILMALI

Depremleri en az kayıpla atlatabilmek için hükümete ve yerel yönetimlere düşen görevler nelerdir?

Mevcut yapı stokunu gözden geçirip yenilemek, yapılmakta olan yapıları ise çok sıkı denetlemek zorundalar. Kamu spotları, bilboard afişlerle ve düzenlenecek seminer, toplantılarla insanlar, deprem ve binalarının durumu ve yapabilecekleri ile ilgili olarak bilgilendirilmeli. Belediyelerde, aktif ve hızlı bilgiler veren ve hukuksal anlamda da danışmanlık edecek bir birimin kurulması sağlanmalı. İvedilikle 2000 yılı öncesi, yapı denetim görmemiş binalar belirlenerek, yapı stoku çıkarılmalı ve zemin özellikleri de dikkate alınarak Eskişehir'in risk haritası hazırlanmalıdır. Binalarda hasarsız yöntemlerle, hızlı ve ekonomik risk durum tespitleri yapılmalıdır. İzmir ve Aydın Büyükşehir Belediyeleri bu çalışmalara başladı.

VATANDAŞ DENETİMDEN KAÇMAMALI

Vatandaşın güvenli yapılarda oturmak için evin konforu ve ekonomisi kadar, güvenliğini de önemsemesini sağlayacak çalışmaları yapmalıyız. Denetim kaçılması gereken bir şey değil, bizzat vatandaş tarafından da talep edilir bir şey haline gelmeli...

TOPLUMSAL BİR SORUN

İnşaat Mühendisleri Odası olarak, Deprem Haftası'nda ve 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümlerinde, depremin ülkemizin hala en büyük sorunu olduğunu hatırlatmayı toplumsal bir sorumluluk olarak görüyor, kamuoyunda deprem duyarlılığını ve bilincini oluşturmak amacıyla bir takım etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Kentin farklı noktalarında billboardlara ve tramvay duraklarındaki raketlere bilgilendirici afişler asıyor, basın açıklamaları yapıyor, yerel ve ulusal gazetelerle deprem ekleri dağıtılıyor, 'Depreme Duyarlılık' Sergileri, paneller düzenliyor, stant kurarak halkı bilgilendiriyor, broşürlerle dikkatlerini çekmeye çalışıyoruz.

Editör: TE Bilisim