2000'li yılların başında,
Birinci etap tramvay hat yapımı için 2 Eylül Caddesi ile İsmet İnönü Caddeleri araç trafiğine kapatılmıştı...
Yer yerinden oynadı...
Kolay değildi; inşaat nedeniyle insanlar karşıdan karşıya geçemez hale gelmişlerdi...
Özellikle cadde üzerindeki esnaf, işlerinin durduğunu, yakında iflas edeceklerini ve Büyükşehir Belediyesi'nin bu işten bir an önce vazgeçmesi için eylemler, protestolar yaptılar...
Ancak Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen kesinlikle taviz vermedi...
Bu iki cadde de bir daha araç trafiğine hiç açılmadı...
2004 yılının Aralık ayında tramvay seferleri başladı...
İlk 10-15 gün yine facia gibiydi...
Tramvayın önüne yatanlar bile olmuştu...
Ray aralarına demir parçaları koyanlar,
O dönemde tramvay içinde olan vadilatörleri (bile okutma cihazı) yumruklayanlar...
Yani organize işler...
Birçok otobüs hattının ya yeri değiştirilmiş ya da kaldırılmıştı...
Dolmuş ve minibüslerin hatları da öyle...
İnsanların pek çoğu nerede inip nerede bineceklerini bilemiyorlardı...
Ancak, insanlar tramvaya kısa sürede alıştı...
Bugün ise,
Eskişehir şehir içi toplu ulaşımının ana parçası durumunda...
****************
Sözü,
Odunpazarı Kemal Zeytinoğlu Caddesi'nin, günün belli saatlerinde araç trafiğine kapatılmasına getireceğim...
2017 yılında alınan karar, o zaman esnafın ve bölge halkının tepkisi nedeniyle uygulanmamıştı...
5 yıl aradan sonra, 26 Eylül tarihi itibariyle uygulanmaya başlandı...
Odunpazarı, Eskişehir'in ilk kurulduğu bölge ve buram buram tarih kokuyor...
Şehrin en çok turist çeken bölgesi...
Hem Büyükşehir hem de Odunpazarı Belediyelerinin tarihi dokuya uyacak yeni projeleri hayata geçirilmeyi bekliyor...
Müzeler bölgesi...
Zamanında izin verilen yanlış yapılaşma nedeniyle, bütünlüğü bozulmuş da olsa, yine de caddelerinde ve sokaklarını araçtan daha çok insanların kullanmalarını hak ediyor...
****************
Bölge esnafı şimdilik bu durumdan pek memnun değilmiş gibi...
Hatta ilk gün, cadde üzerinde top bile oynamışlar...
Bizim gazetelerin neredeyse ortak manşeti...
'Odunpazarı'nda toplu eylem...'
Ve daha ilk gün;
'Siftah bile yapamıyoruz...'
Fırın ekmek mi satamıyor,
Bakkal yoğurt mu satamıyor?
Yoksa insanlar dükkanlara araçlarıyla mı giriyorlar?
Bu arada top oynayan amcaların olduğu fotoğraflarda, çay bahçesinde oturmuş çay içenler görülüyor...
Günlerden Pazartesi, okullar açılmış, vatandaş gezme tozma işini yavaş yavaş bırakıyor...
Birkaç hafta sonu geçsin bakalım...
Olmuyorsa,
Odunpazarı Beledi Başkanı Kazım Kurt ile görüşülür, sıkıntılar paylaşılır, ortak bir yol aranır...
Esnaf Odaları Birliği (binası da o bölgede) işin içine girer...
Sonra hiç bir şey olmuyor mu, caddede halay bile çekilir...
Daha yasağın ilk günü, öğlen saatlerinde 'siftah bile yapamıyoruz' demek...
Organize işler vesselam...
****************
Hiç kuşku yok ki, bir süre sonra esnaf memnuniyeti artacak...
Daha yoğun bir yaya trafiği ortaya çıkacak...
Araçların zapt ettiği alanlara farklı fonksiyonlar kazandırılacak...
Motor sesinden asude, hava daha az kirli, görüntü daha canlı, daha cazibeli olacak...
Eskişehir bu yolla,
Pek çok Avrupa şehrinde olan bir 'yaya alanı'na sahip olacak...
İşte esnafa asıl o zaman büyük iş düşecek...
Tarihi dokuyu da hırpalamadan, işyerlerini değiştirecek, geliştirecek, güzelleştirecekler...
Ve şöyle konuşacaklar aralarında;
'Eskiden buralar vıcır vıcır araba kaynardı...
Bugünkü haline bak, bir de o günlerdeki rezilliği düşünsene...'
Diyorum ya,
Bugünkü işler, organize işler...