Parti binasında basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar gündeme dair açıklamalarda bulundu. Eski stadyumun olduğu yere hükümet tarafından yapılacak Millet Bahçesine değinen Adar, '31 Mart seçimleri öncesinde hemen apar topar, etrafı çevrilerek bir çalışma başlatıldı. Ama sosyal demokrat belediyelerin ve sosyal demokrat anlayışın temelinde öncelikle işin planlaması vardır. Eğer işi doğru planlarsanız, fizibilitesini doğru çıkarırsanız o zaman iş bittiğinde de ne maliyet yönünden ne de işin yapımı yönünden hiçbir sıkıntı ile karşılaşmazsınız. Başlangıçta insanlara ne vaat ettiyseniz, fotoğraflarda neyi koyduysanız insanlar da o iş bittiğinde o fotoğraflara uygun olup olmadığını çok rahatlıkla denetleyebilirler. Hızlı bir şekilde Millet Bahçelerinin ihalesi de nasıl yapıldığı çok belli olmadığı şeklinde ihale edildi, tabela asıldı. Millet Bahçesi yapılıyor diye, etrafına da fotoğraflar konuldu. İsmi arkadan gelsin misali bir kent planlama öncelikle o kentin 5000'lik planlarının yapılmasıyla başlanır. Daha sonra o 25 binlik planlar bizim Nazım imar planı dediğimiz beş binlik planlara dönüşür. En sonda da uygulama planları olan 1/1000'lik planlara dönüşür. İşin uygulaması başlanır ama burada bu yok. Çünkü öncelikle sadece plan notuna belirli maddeler konulması istenilmiş' dedi.
YASALAR KENARA BIRAKILDI
Konulan maddelerin 3'ünün son derece önemli olduğuna dikkat çeken Adar, 'Birincisi plan notuna konulmak istenen Millet Bahçesi proje alanı içerisinde kalan yapılar. Yapılar için belirlenen emsal inşaat alanı sabit kalmak koşuluyla ifraza konu alan için oluşan emsal oranına bakılmaksızın vaziyet planına göre ifrazı yapılır. Ben bundan çok bir şey anlamış değilim. Siz önce bir ifraz yapacaksınız ama daha sonra o ifrazı beğenmiyorsanız ne yaptıysanız o esas olacak diyeceksiniz. Böyle bir plan notu olabilir mi? Bir başka konuda İmar ada parsellerinde teknik alt yapı ve özel teknik alt yapı alanları ifraz şartları aranmaksızın yani ifrazın belli koşulları var. Onlar aranmaksızın vaziyet planına göre ifraz edilebilir veya iskan almaksızın kat mülkiyetine geçirilebilir. Yani siz yasaları bir kenara bırakıyorsunuz. Kat mülkiyet yasasını bir kenara bırakıyorsunuz. İfrazla ilgili teknik yönetmelikleri bir kenara bırakıyorsunuz. Ben işte bunu böyle yaptım. Bu da bu şekilde geçerli olsun diyorsunuz. Otopark ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak açık veya kapalı ve zemin altı veya üstü otopark yapılabilir, emsale dahil değildir. Bunların bu şekilde olmayacağı en basit düşünen bir insanın bile aklının yatmayacağı bir konu olduğu için ne Eskişehir belediyesinde kabul gördü ne de bildiğiniz gibi bu alan tabiat varlıkları koruma kurulunun kontrolü altında olan bir alan olduğu için bu kurul tarafından kabul edilmedi. Dolayısıyla plan notu olarak getirilip yerleştirilmek istenen şey şu an geçersizdir. Bu alanlarla ilgili kentte gerçek anlamda bir şey yapılmak isteniyorsa o zaman o bölgedeki Büyükşehir Belediyesi'ni ve ilgili ilçe belediyesini izniyle ya da ortak aklıyla bir planlama yapılacak olursa o kentin bütünselliği içerisinde anlamlı bir vaziyet alabilir' diye konuştu.
BİR TON BETON
Bu konuyla ilgili YHT'nin yer altına alınması sürecini anımsatan Adar, 'Bildiğiniz gibi yüksek hızlı tren yer altına alındı. Büyükşehir Belediyesi bu konuyla ilgi bir öneri de bulundu. Arslanbey çiftliğinden girsin, Sazova'dan çıksın denildi. Buradaki hedef doğu batı istikametinde trafikte bir rahatlama sağlamaktı. Bildiğiniz gibi kısa mesafede yerin altına alındı. Ama yıllarca o alan üstünün yapımı bekletildi, bekletildi ve sonunda kent yöneticilerinin bilgisinin tamamen dışında bir yapılaşmaya gidildi. Binlerce ton beton döküldü üzerine… Bugün hiçbir işe yaramayan pozisyonda oldu. Bu eğer ortak hareketle yapılsaydı ve kentin faydasına yapılmış olsaydı o zaman çok daha iyi bir işlerlik kazanacaktı' ifadelerini kullandı.
ÖNCELİK KENTİN
Bazı engellemelerden ve yanlış uygulamalardan dolayı Eskişehir'in yakın gelecekte susuz kalacağını kaydeden Adar, 'Aşağıılıca'dan Eskişehir'e getirilecek su için düşünülen ishale hattı için alınacak su boruları için 25 milyonluk ödenek de bütçeden çıkarıldı. Yapılamadı. Eğer o yıl bütçeye konulsaydı o gün 25 milyonla çözülebilecek iş bu gün 70-80 milyona çıktı. Bu son derece önemli bir kayıptır. Bunun başka bir kaybı bugünlerde yaşanıyor. Eskişehir'in kullanma suyu Porsuk nehrinden elde ediliyor. Murat Dağına gittiğimde Porsuk nehrinin su seviyesi son derece düşük bir noktada. Yakın bir gelecekte Eskişehir susuz kalabilir. Buradaki kaybın bir başka nedeni de DSİ'nin almış olduğu bir kararla Polatlı'daki tarımsal alanların sulanması için çok daha fazla su verilmeye başladı. Ama öncelik bir kentin kullandığı su olmalı. Tarımsal sulamada DSİ'nin söylediğiyle yaptığı birbirine uymuyor. Bu nedenle suyu kullanımında biraz daha duyarlı hareket etmemiz gerekiyor' diye konuştu. ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim