Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı.
Rektör Şenocak, masajında "İnsan hakları, bireyin sırf insan olmasından kaynaklanan, herhangi bir şarta, statüye bağlı olmaksızın elde ettiği hak ve özgürlükleri ifade eder. Bu haklar cinsiyet, ırk, fiziksel ve sosyal yapı gibi hiçbir ayrıma izin vermeksizin tüm insanlık için geçerli olsa da iş pratiğe geldiğinde tarihsel olarak kadının temel haklarının ihlal edildiğini görürüz. Bu hak ihlali kadının kadın olmasından kaynaklandığı için de ne yazıktır ki “kadının insan hakları” için ayrı bir parantez açmak kaçınılmaz olur. Kadınlar, sadece insan oldukları için sahip olmaları gereken temel haklarını pratikte de alabilmek için asırlardır mücadele vermektedir. İnsanlık tarihi eşit çalışma koşulları ve oy hakkı için yanarak can veren 129 kadını yazar, bu hakları elde etmek için hayatını adamış kadınları yazar. Ancak tarih bugün hala evde, işte, sokakta güvenliğini, eşitliğini sağlamak için dimdik durmaya çalışan kadınların, eğitim hakkı elinden alınmasın diye tüm baskılara karşı başkaldıran kız çocuklarının hikayelerini tek tek anlatmaya yetmez. Muasır medeniyet dediğimiz batıda kadın bu haklar için zorlu mücadelelerin içinden geçmiştir. Türk kadını ise dünyanın en öngörülü lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu ve gayreti ile 5 Aralık 1934’te seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. Bu bizim tarihimizdeki gurur tablolarımızdan biridir. Ancak bugün bu tabloyu daha da iyileştirmek için yeterince gayret göstermediğimiz ortadadır. Kadın hakları savunucusu ve filozof Mary Wollstonecraft “Kamu görevlerinde kadınlara yer açın!” diye haykırdığında tarih 1792’ydi. Ancak tüm dünya 2020 yılında, 21’inci yüzyıl demokrasilerinde hala aynı ülküyü yalnızca dillendirmeye devam ediyor. Güzel olan şu ki tüm bu güçlüklerin içinde yeşeren ve hepimize kılavuz olan nice bilim insanı, sanatçı, siyasetçi kadın tarihe adlarını yazdırmıştır. Umuyorum ki artık kadınlar bu yoz zihniyetle, önüne konulan engellerle değil, çözülmesi gereken bilimsel problemlerle mücadele edecektir. Yaratılacak sanat eserleri, yazılmayı bekleyen metinler ve keşfedilmesi gereken buluşlar için uğraş verecektir. Türk kadının seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 86. yıl dönümünü kutluyor, kadınlarımızın hayatın her alanında daha güçlü bir şekilde yer alması dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Editör: TE Bilisim