HAZIRLAYAN: AYTAÇ ERSOY
----------------------
ATİLA GEZMEN

Çekinerek gittik alkışlarla ayrıldık

1985-86 sezonu. Tarih 6 Ekim 1985. Her deplasmana gittiğimiz gibi bu deplasmana da gitmeye karar vermiştik. Bizim grup bir otobüs, Davulcu İsmail'de otogardan bir otobüs kaldırmıştı. Kayseri'ye ilk kez gidecektik. 1967 Eylül ayında Kayseri'de Sivas maçında çok büyük olaylar çıkmıştı. 41 kişi vefat etmişti. Bu nedenle tabi ki bazı taraftarlar gelmeye çekindi. Bu yüzden giden taraftar sayımız azdı. Biz gözü kararttık. İki otobüs yola koyulduk. Sabah Kayseri'ye indik. Maç saatine kadar kısa bir şehir turu yaptık. Bir kahveye oturup maç saatini bekledik. Eskişehir'den geldiğimizi öğrenenler ile sohbet etmeye başladık. Kahvedekiler Kayserispor'da iş yok kesin yenersiniz dediler. Oradakilerden biri vay be bir zamanlar Es Es neydi, fırtına gibi esiyordu dedi ve başladı, 'Kalede Mümin, İlhan, İsmail, Abdurrahman… Diye kadroyu saymaya. Tabiki hem şaşırdık, hem de gururlandık. Şehrimizde bile belki bu kadroyu tam olarak sayamayan çok insan vardı.
Sonra stadın yolunu tuttuk ve içeri girdik. Civar ilçelerden gelen Eskişehirliler de vardı. O zamanlar Profesyonel Gençler Ligi'nde oynayan genç futbolcularımız da o gün A takım maçı öncesi Kayserispor gençleri ile oynadı. Sanırım onlar da galip gelmişlerdi. Maçtan sonra da genç futbolcular da tribüne yanımıza geldiler ve birlikte A takıma destek verdik. Çok güzel bir oyunla Boris, İbrahim ve Celalettin'in golleri ile 3-0 galip galip geldik. Maç sonu galibiyet sevinci ile futbolcular tribün önüne geldi.
Burhanettin Beadini Davulcu İsmail'den davulu aldı ve davul çalarak hep birlikte tezahüratlarla galibiyeti kutladık. Stattan mutlu bir şekilde ayrıldık. Takım otobüsleri ile birlikte yola koyulduk. Kayseri Caddelerinden korna çalarak geçerken apartmanların balkonlarından alkışlarla el sallayanlar, hatta Eskişehirspor bayrağı sallayanlar vardı. Gayet güzel bir şekilde Kayseri'den ayrıldık.
--------------------------------------------
AYDIN İNCE

Bir de ne göreyim!

Ankara'daki Pendikspor maçıydı. Şampiyon olmuştuk sevincimizden yerimizde duramıyorduk. Bir an önce şehrimize gelip sabaha kadar kutlama yapmak istiyorduk. Vilayet Meydanı'nda tüm hazırlıklar tamamdı. Yolda babamları aradım. 'Vilayet meydanına gelin kutlamalara katılın' dedim. Onlar da apar topar evden çıkıp kutlama alanına geldi. Biz şehre nihayet girmiştik ama ne giriş. Şehir resmen yıkılıyor. 7'den 70'e herkes dışarda. Bu gurur hepimizindi. Ama kutlama sonrası babamlar eve döndüğünde evimizi bir de ne görelim! Evi su basmış. Babam o sevinçle musluğu açık bırakmış. Tabi temizlemesi de bana düştü. Feda olsun Es Es'e. Şampiyon olduk ya gerisi önemli değildi…
-----------------------------------------
ARİF CENGİZ

İyi ki stadyumdan çıkmamışız

2010-11 sezonuydu. Rakibimiz Sivasspor'du. 18 Şubat 2011 akşamı arkadaşım Mustafa Emre ile birlikte açık tribündeki yerimizi almıştık. Hava soğuktu ama maçın heyecanı içimizi ısıtıyordu. Serdar Özbayraktar'ın golüyle öne geçtik. Birkaç dakika sonrası Diego kendi kalemize atınca 1-1 oldu. İkinci devre gol için bastırsak da bir türlü gol olmuyordu. Arkadaşımla birlikte maçın uzatma dakikalarından stadyumdan çıkma kararı aldık. Hem hava soğuktu hem de kalabalığa kalmayalım dedik. Merdivenlere yöneldik aşağı iniyorduk. Bağırış çağırış olunca koşarak geri döndük. Es Es frikik kazanmış. Dakika 90+3. Pele'nin bir Es Es'li ile itiş kakış yaşadığını görüyorduk. Sonradan anladık Sezer Öztürk ile 'Frikiği ben kullanacağım' tartışması yapmışlar. Topun başına geçen Pele harika bir gol atınca kendimizden geçtik. Havanın soğuğunu dahi unuttuk. İyi ki stadyumdan çıkmamışız. Hala o golü unutamam. Bir gün sonra eşim, gece rüyamda maç sayıkladığımı söyledi. O galibiyet rüyalarıma bile girdi.
Editör: TE Bilisim