CENGİZHAN GÜL

Deplasman yolunda ölümden döndük

Çok deplasmana gittik bu şanlı armanın arkasında. Repertuvar geniş tabiki hangisini yazsam diye çok düşündüm. 2. Lig B Kategorilerinde kapasite fazlası gittiğimiz maçlarda içeri giremeyip dışardan desteklediğimizi, 1. Lig'de, Türkiye Kupası grup maçına trenle 12 saat gidiş 12 saat dönüş olmak üzere 24 saat yollarda olduğumuz ve 7 gol yediğimiz Manisaspor maçını mı yoksa Süper Lig'de olaylarla dolu Ali Sami Yen'deki Galatasaray maçını mı anlatsam bilemedim… Anı tribün çocuklarında çok olur tabiki. Çünkü yıllarca Maviş Erkan'ın (Erkan Koca) yanında Altes tribününde yoğrulduk, piştik.

Benim için manevi anlamı çok kuvvetli bir deplasman olduğu için İstanbul İnönü'de oynadığımız Boluspor maçı bu satırlara en uygun deplasman diye düşündüm. 2007-2008 sezonu şansız puan kayıplarıyla sezonu 3'üncü bitirdik. Play-Off mücadelesi için ilk maçımızda Diyarbakırspor'u penaltılarla eledik ve finale kaldık. Rakip Boluspor'du. Maç İnönü Stadyumu'nda. Tabi göç için kısa bir zamanda geceli gündüzlü hazırlıklar yapıldı. Otobüslerin hepsinin Hasan Polatkan Bulvarı'ndan kaldırılmasına karar verildi. Tabi bizim bütün ekip orada Deli Yüksel (rahmetli), Deli Bayram (rahmetli), Dağhan, Ceza Yasin (Yasin Yılmaz), Şeytan Apo, Çirkin Hüseyin, Mutu Reis, Gevşek Fatih, Kötü Samet daha kimler kimler hatırlayamadığım varsa kusura bakmasın ve tabiki Maviş Erkan dayımız. Ekip Şampiyonlar Ligi anlayacağınız.

Gelen otobüsü doldurup gönderiyoruz boş otobüs yok tıklım tıklım. Hasan Polatkan'da kalan son otobüsü de gönderdikten sonra bir baktık bizim kendimize otobüs yok. Maviş dayı hemen 2 tane ticari taksi çağırdı bindik araçlara mahalleye geldik. 'Cengiz git hemen arabanı al bir araç daha var 2 araç gideriz' dedi. Koştum eve, arabayı kapının önünden tam çalıyorum annem fark etti atladı arabanın önüne gitmeyin diye yalvarıyor kadın. 'Olmaz gideceğim' dedim aldım arabayı.

İki araç düştük yola Gebze'yi geçtik sol şeritten Broadway marka bir aracı sollayacağız. Sol tarafımız bariyerler direksiyonda Erkan abi var. Adam tam sollama yaparken birden önümüze kırdı ve o hızla adama arkadan vurduk. Her yer toz duman büyük bir kazaydı. Erkan abinin kaşı açılmış benim kafam sol kapı direğine vurunca bayılmışım. Uyandığımda araç pert, önü yok Allah'a şükür kimsede ufak tefek şeyler dışında hiç birşey yok. Çekici Cano dayı ve trafik ekipleri geldi işlemleri yaptırdık. Vurduğumuz aracın camı patladığı için önümüze kırmış korkudan. Cano dayı aracı hemen çekiciye bağladı.

Tabi döner miyiz Eskişehir'e, yıllarca bu maçı beklemiştik. Cano dayı, 'Ben aracı dükkanıma götürürüm' dedi. Bir tane kartını ve telefon numarasını verdi bastı gitti. Elimizde Cano dayının kartı dışında hiç birşey yok ama aklımızda tabiki maç var. Durur mu tribün çocukları aracı verdik yoldan gelen araçlara 1'er 2'şer bindik doğru maça. Boluspor'u yendik çıktık Süper denen lige… Erkan abiyle ben o akşam kaldık İstanbul'da. Ertesi günü Kocaeli'ye Cano dayının dükkanına gittik. İşlemleri hallettik ve aracı Eskişehir'e getirdik.

Sonuç olarak ölümün kıyısından döndük yani gökyüzündeki yıldızlara el salladık. Ama yolumuzdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Ömrümüz yettiği kadar zapt ettiğimiz statlara ismini kazıyacağız. Öylesine değil ölümüne ölümüne!

İsimleri geçmişken Rahmetli Deli Bayram ve Deli Yüksel abilerimin ruhları şad, mekanları cennet olsun. Altes çocukları sizi çok özledi...

Foto 1: Soldaki Cengizhan Gül

Editör: TE Bilisim