RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu'nun Eskişehir'in toplumsal barışına katkı sunacağını söyleyen Akçar, 'Herkes din, dil, ırk gözetilmeden eşittir. Parolamız bu. Anayasa'nın 10'uncu maddesinden yola çıktık. Ayrımcılığa maruz kaldığını düşünen bütün vatandaşların yeridir bu komisyon' dedi.

Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu iki hafta önce kuruldu. Komisyonu biraz tanıyabilir miyiz? Nedir Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu?

Çok yeni bir komisyon Eskişehir Barosu için. Mutluyuz Eskişehir Barosu'nda böyle bir komisyon kurulduğu için. Ben ayrıca içinde bulunduğum yönetime de çok teşekkür ediyorum. Aslında şöyle bir giriş yapmam gerekiyor. Bir grup meslektaşım başlarını avukat Alparslan Çankaya, Kübra Yıldırım ve Feyza Mert'in çektiği yani bana aslında onların bir talebiyle, bu komisyonu kuralım demesi üzerine bir hareketlendiğimiz durum. Onları atlamamam lazım. Pandemi sürecinde bu arkadaşlarımız bizler evlerimizde otururken elektronik imza yoluyla ortak bir metin açtılar. Ve bu metni 25 meslektaşım imzaladı pandemi döneminde. Biraz daha normalleşmeye geçtiğimiz dönemde de Eskişehir Barosu yönetim kuruluna sunuldu. Ben de bir nevi yönetim kurulunda olduğum için onların sözcüsü oldum yönetimde. Bunun önemini anlattım. Sadece LGBT-İ anlamında bakılmaması gerektiğini hatta konuşmamda her türlü ayrımcılığın dikkate alınması gerektiğini söylediğimde Mustafa Başkanım tamam ismini bulduk dedi ve 'Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu' dedi. İsim bulamamıştık komisyona derken çok uygun bir isim oldu. Onun için yönetimden de çok iyi bir şekilde geldi. İnsan hakları ya da kadın haklarından çok ayrı. Üzerinde hassasiyetle durmamız gereken bir konu olduğunu düşündük 25 imza veren avukat arkadaşlarımla birlikte. Çok dinamik genç bir yapı oluştu. İlk toplantımızı yaptık. Basına bir metin göndererek amaçlarımızı anlattık. Şimdiki hedefimiz aslında bu komisyonu, diğer komisyonlardan farklı tutup kadın hakları ve insan hakları sanki iç içe, birlikte neden bunların içinde gözükmüyor kısmını doğru anlatmak. Kadın haklarının içinde de ayrımcılık var, insan haklarının içinde de. Ama biz bunu özel bir çalışma alanı haline getirmek istedik.

BOŞLUK VARMIŞ

Baro bünyesinde birçok farklı komisyon var. Ayrımcılıkla mücadele komisyonu kurmak nereden aklınıza geldi?

Avukat arkadaşlarıma dışardaki illerden söylenen çok fazla olayın Eskişehir'de yaşandığı. Ve haliyle bir muhatap bulunamadığı için Eskişehir'de yalnız kaldıkları ve devamlı İzmir'deki, Ankara'daki komisyonlara, derneklere kaydıklarını söylediler. Eskişehir'de yaşıyoruz, Eskişehir'de bu sorunu yaşıyoruz. Niye İzmir'deki bir dernekten yardım isteyelim hukuki anlamda da mücadele anlamında da. Bu benim dikkatimi çekti. Eskişehir'de yaşayan bir vatandaş ayrımcılığa maruz kalıyor fakat burada özelinde çalışan bir kurumun olmaması dikkatimi çekti. İçinde tamamıyla avukatların olması hukuki anlamda da temelini çok iyi dolduracak. Geleneksel bir baroda bunun oluşması önemli. Böyle bir olay silsilesi varmış. Görememişiz bugüne kadar. Algımızın dışında kaldı. Kilit mülteci grubundan tutun LGBT-İ bireyler olsun, cinsiyet yönelimine dair davalar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki ameliyat işlem yapıldıktan sonra davaların süreci, kabullenirliği ne durumda şimdi şimdi aydınlandık. Üzerinde çalışıyoruz. Gerçekten böyle bir boşluk ve vatandaşların mağduriyeti varmış.

Hak ihlalleri, ayrımcılık duyduğumuz hatta birçoğumuzun dönem dönem maruz kaldığı durumlar. Basında komisyonun kurulduğuna dair haberler çıktıktan sonra nasıl tepkiler aldınız?

Çok güzel karşıladılar. Emin olun yeni kurulmuş olmamıza rağmen sayımız çok fazla. Eskişehir Barosu'na baktığınızda kadın hakları gözde komisyondur, güzel işlere imza atmıştır. Aynı şekilde insan hakları komisyonu da. Ama ayrımcılıkla mücadele deyince insanlar hemen algılayıp bize başvurularda bulunup biz de çalışmak istiyoruz, ne kadar kalabalık olursak o denli bu boşluğu doldurabiliriz diye geldiler. Açıkçası iyi anlatabildik. Yaptığımız basın açıklamasında bu boşluğun önemine iyi değinebildik hem meslektaşlarımız açısından hem vatandaşlarımız açısından. Yapmamız gereken daha fazla şey var. Gözde komisyonların arasına ve hatta üstüne çıkarmamız lazım çalışkanlık anlamında. İhbar hatları oluşturmayı düşünüyoruz. Yani hem sosyal medyayı çok etkin kullanıp hem de resmen bir telefon üzerinden ihbar hattı oluşturup bizde CMK nöbetlerimiz var. O nöbetler gibi ya da avukat hakları merkezinde yaptığımız gibi kişilerin yardımına gönüllü baro olarak gitmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda avukat sayımızın üye olarak fazla olması da bizi mutlu ediyor, güçlendiriyor.

ŞU AN EĞİTİMLER ALIYORUZ

Peki komisyon şu an ne gibi çalışmalar yapıyor?

Biz ilk toplantımızı yaptık. Ve orada dedik ki konuşurken dikkat edeceğimiz noktalar var. Ayrımcılık kelimesinden tutun kendi içindeki gruplaşmalar, yönelimler bunları iyi anlatabilmek için bizim iyi donanımda olmamız gerektiğine kadar verdik ve biz eğitimlere başladık. İlk önce kendimiz eğitilmeliyiz LGBT-İ, ayrımcılık, kilit mülteci grubu, dışardan bir sürü gelen grupların ülkemizde yaşadığı ayrımcılık sorununu iyi anlamalıyız sonra halka doğru ve iyi anlatmalıyız. Kırmızı Şemsiye, Pembe Hayatlar, İzmir'deki birkaç tane dernekle yazışmalar yaptık. Gelin zoom üzerinden biz bir terimsel, ayrımcılıkla mücadele nedir veya nasıl yaklaşmamız gerekiyor bunları anlatın dedik. Çünkü bunu öğrenmemiz gerektiğine kanaat getirdik. Şu an eğitim aşamasındayız her hafta sonu zoom üzerinden.

DOĞRU KELİMELER ÖNEMLİ

Mesela şu an bana haberler geliyor. Osmangazi Üniversitesi'nde cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılmış. Hormonal anlamda da tedavi süreci tamamlanmış. Ama bir de bunun hukuki boyutu var. Yani kişinin tamamiyle kimliğinin değişmesi boyutu var. O kişi orayı rahatlıkla halledebiliyor hastane boyutunu ama hukuki anlamda duyduğum kadarıyla tıkanıyor. İşte biz orada zaten devreye girmeliyiz. Neden tıkanıyor? Ayrımcılıkla mücadele komisyonunda sözcüklerimi özenle seçiyorum. Birilerini incitmek istemiyorum. Çünkü çok önemli komisyon. O zaman derler ki hiçbir şekilde geçerliliği kalmaz bu komisyonun. Daha kendileri bilmiyor derler. Bunu çok önemsiyorum ben. Nasıl bahsedeceğiz, ne diyeceğiz, hangi kelimeleri kullanacağız. Bunlar çok önemli. Ondan sonra sahaya çıkalım. Geç olsun güç olmasın.

Eskişehir'e komisyonun gözünden baktığınızda ayrımcılık var mı? Ya da şöyle sorayım Eskişehir'de ayrımcılığa en çok maruz kalan kesim hangisi?

Eskişehir'de bu komisyon başkanlığı görevine geldikten sonra iyice algılarım açıldığı için ayrımcılığın olduğunu söyleyebilirim. Ama hangi gruplar arasında olduğu konusunda net bir şey söyleyemem çünkü dediğim gibi aslında herkes bir ayrımcılığa uğruyor diyebilirim. Çocuklar olsun, kadınlar özellikle tabi ki kadına şiddetle ilgili mücadele ediliyor ama kadınlara yönelik yapılan ayrımcılık da aslına bizi ilgilendiriyor. Biz burasındayız. İş alanında yapılan ayrımcılıktan tutun evde yapılan ayrımcılığa kadar. Bir de ülkemizde özellikle Eskişehir'de biraz önce dediğimiz Afganistan'dan, Suriye'den, Irak'tan, İran'dan gelenler, kaçanlar, pasaportlu ya da pasaportsuz girenler çok büyük sömürü altında. Çünkü çalışma izni yok. Kaçak çalışıyor. Yakalandığında ceza yiyor. Çok ucuza çalıştırılıyor. Resmen emekleri sömürülüyor. Biz de bunu anlatmalıyız onlara. Geleni bir şekilde kayıt yaptıralım veya belgelerinizi tamamlayalım. Kilit mülteci grupları açısından çok büyük bir ayrımcılığa maruz kalıyorlar Eskişehir'de.

AYRIMCILIĞIN KARŞISINDAYIZ

Sadece LGBT-İ ya da mültecilerin uğradığı ayrımcılık üzerinden mi çalışma yürütecek komisyon? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasına rağmen ayrımcılığa maruz kalanlar ya da her türden ayrımcılığa maruz kalan herkes sizin kapınızı çalabilecek mi?

İsmini koymamızın sebebi bu. Ama her ne hikmetse onlar da haklılar LGBT-İ ve kilit mülteci dediğimiz grup, vatandaşlarımız en çok ayrımcılık yaptığı kesim. Çocuklar, kadınlar veya farklı yörelerimizden gelmiş kişilerin Eskişehir'deki yaşadığı ayrımcılık da bizi ilgilendiriyor. Anayasada da güvence altına alınmış. Herkes din, dil, ırk gözetilmeden eşittir. Bizim aslında parolamız bu. Anayasa'nın 10'uncu maddesinden yola çıkarak hareket ediyoruz. Ayrımcılığa maruz kaldığını düşünen bütün vatandaşların yeridir Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu.

ESKİŞEHİR'İN RAPORU

Ayrımcılık aynı zamanda bir insan hakları ihlali. Siz dönem dönem Eskişehir'in insan hakları ihlalleri raporlarını hazırlayıp basınla paylaşacak mısınız?

Kesinlikle. İnsan hakları ve kadın hakları komisyonu, çocuk hakları komisyonu ile hep ortaklaşa çalışacağız. Biz biraz daha detaya indik. Zaman zaman onların yapmış olduğu raporlara biz de dahil olacağız. Ama bizim yapmak istediğimiz ayrımcılık ve istatiki bilgiyi yakın zamanda basınla da paylaşacağız. Eskişehir Valiliği'nin bu konularda çok önemli bir birimi var. O birimle iletişim kuracağız. Büyükşehir Belediyesi'nde de Özel Gereksinimliler Daire Başkanlığı var. Onlarla da yardımlaşıp hukuki boyutunu dolduracağız. Bu konuda da bir raporla sizlerin karşısında olacağız.

Gerek Eskişehir gerek Türkiye'yi insan hakları ihlalleri ve ayrımcılık konusunda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Belki bu söylemim rahatsız eder birilerini ama insan hakları konusunda insan ve hak kavramını yan yana getiren bu birleşimin Türkiye'de maalesef olmadığını düşünüyorum. Çünkü insan dediğimiz o algı, o kavram da hakkıyla bir bütün fakat şöyle söylemeliyim, insan dediğimiz kişi de insanca yaşama algısından yola çıkarak refah içinde, özgür bir şekilde yaşaması gerekiyor. Ne kadar yaşıyor aslında bu çok önemli. Hak dediğimizde hukuken korunması gereken menfaatler. Onun için ikisini de birleştirdiğimde bir sıkıntı görüyorum. İnsan hakları anlamında iyi bir çalışma sergilemediğini düşünüyorum ülkemizin. Gerilerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Eskişehir'de bunu çok fazla yaşamıyoruz belki İstanbul, Ankara ve İzmir'de çok diplerde sayılar. Eskişehir diğer illere göre biraz daha iyi. Bakış açımız iyi. Ama tüm Türkiye anlamında insan ve hak kavramını anlayabilmiş değiliz o yüzden insan haklarını da anlamış değiliz sözün özü. Yapılan her şey kağıt üzerinde. Altı boş. Mültecilere yönelik yapılan hangi işlem doğru yapılmış ki. Her zaman ötekileştiriliyor bazı gruplar. Sümen altı etmek yanlış ayrımcılığı.

HAKLININ YANINDAYIZ

Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu'nun Eskişehir'e ne gibi bir katkısı olacak? Örneğin Eskişehir'in toplumsal refah seviyesini manevi anlamda yükseltecek mi? Toplumsal barışın sağlanması noktasında katkıları neler olacak?

İnsan hakları kavramını ve aynı zamanda o gruplaşmaları ortadan kaldıracaktır iyi çalışırsa. Ama Eskişehir'e katkıları çok büyük olacaktır. Umarım meslektaşlarımızın o güveni sarsılmaz. Kurumlarda zorluklar yaşayacağız. İnsanlar şaşırdı zaten bu komisyon kurulunca. Beklentileri var. O beklentileri boşa çıkarmak istemiyoruz. Ayak diremelerle karşılaşabiliriz kurumlarda. Ne alaka nereden geldiniz gibi söylemler olacak. Bunları güler yüzümüzle, Eskişehir'in refahına katkı sağlayacak şekilde çözmek istiyoruz. 25 avukat şu an hazır. Bu daha da artacaktır. Bunun artması da yine Eskişehir'in toplumsal anlamda huzuru için de artı değer sağlayacak. Hedefimiz yüz de yüz ortadan kaldırmak. Olmasa bile yüzde yüze yakın ayrımcılığı ortadan kaldırmak. Biz ortaya çıktık diye rahatsız olan bir grup olabilir. Gerçekleri gösteriyoruz. Bundan zarar görecek, kendilerince ekonomik anlamda zarar görecek olan bizi hedefe alacaklardır. Bundan da çekinmiyoruz. Çünkü Eskişehir Barosu her zaman haklının, hukukun yanında oldu.

Editör: TE Bilisim