'Tükenen su kaynaklarını yerine koyamazsınız' uyarısını yapan Dr. Jale Nur Süllü Madenciliğe karşı olmadıklarını belirterek rant uğruna, denetimsiz yapılan vahşi madenciliğe karşı olduklarını söyledi.Süllümaden çalışmaları sonrası gerçekleştirildiği belirtilen rehabilitasyon çalışmaları için'Doğadan aldığımızı yerine koyuyoruz' savunmasının çevre katliamlarının üzerini örtmeyeceğinivurgulayarak 'Yetişmesi yıllar alan ağaçları, yerine yenilerini dikerek koyduğunuzu düşünebilirsiniz ama madenlerin yok ettiği su kaynaklarını asla yerine koyamazsınız.' dedi.
Sarı altın uğruna mavi altını feda mı edeceğiz?
Kuraklığın ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken Dr. Jale Nur Süllüsözlerine şöyle devam etti. 'Ülkemizde vahşi madencilik uğruna su kaynaklarını tüketmeye kimsenin hakkı yok. Şehrim Eskişehir başta olmak üzere gezdiğimiz tüm şehirlerde tarım bitmiş, çiftçi susuzluktan dolayı üretemez durumda. Komisyonda sunum yapan bakanlıkların, kurumların savunduğu termik santraller sağlığa olan olumsuz etkilerinin yanında ciddi bir kuraklık tehdidi. Termik santraller soğutma sırasında yüksek oranda su tüketimi gerçekleşiyor.Eskişehir'de çevre ve hukuk mücadelesi ile durdurmayı başardığımız, ihalesi 7 kez iptal edilen Alpu Kömürlü Termik Santral projesi kuraklığa rağmen Türkiye'nin en verimli ovalarından biri üzerine kurulmak isteniyor. Atatürk'ün havza madenciliği anlayışı böl, parçala, yok et anlayışı içerisinde '25 Bin hektar alanlara ÇED gerekli değildir' düzenlemesi ile yok ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın maden alanlarını nasıl denetlediğini bilmiyoruz. Eskişehir'de tarım arazilerinin ortasında bakanlığın kendi şirketi tarafından 300'e yakın sondaj kuyusu açıldı. Tarım arazileri, ürünler tahrip oldu. Sondaj atıkları dere yataklarına atıldı. Sivrihisar Kaymaz altın madeninde 2. Siyanür havuzu yapılıyor. Yerleşim alanlarına çok yakın olan zehir havuzu vatandaşların suya erişim hakkını kısıtlıyor. 21. Yüzyılın 'Mavi Altını' olan su kaynaklarını Sarı Altın için feda etmeyelim.'
Editör: TE Bilisim