- Sizce şiir nedir? Şiir insanın hayatını nasıl girdi?

Gerekli bir soruyla başlıyorsunuz, bu soruyu sevdim. Benim için şiir tek bir okurla içten bir sohbettir hayattaki en önemli şeyleri konuştuğum. Bu aynı zamanda mizah, diğer tüm sözcük oyunlarını da içerebilir. Bu kişisel dürüst ve özgün olma ile ilgili bir şey. Haberlerden acılar çeken insanları biliyoruz fakat harekete geçiyor muyuz? Bence herkes için iyi bir hayat temin etmek mümkün olmalı fakat bunu yapamıyoruz. Hepimiz kendi küçük dünyalarımıza hapsolmuş durumdayız. Belki bugünün ana problemleri savaşlar ve iklim değişimi değil sadece boş konuşmaları ve genel cehalet söz konusu.Ortak noktamız dil ve şiir yalnızlığımızı kırıyor. Diğerlerine şiirle dokunmak mümkün. Şiirin amacı dili restore etmek ve bizi delirmekten kurtarmaktır.

- Bir şair mükemmel bir şiir için ne yapmalı? Bu sadece sözcüklerle ilgili bir şey mi yoksa başka faktörler de var mı?

- Şiir kahve gibidir, iyi yapıldığında gerçekten iyi olur. İyi bir şiir hepimizin bildiği bir sırdır. Şiir geldiğinde hazır olmak önemlidir ve onu havada yakalamak gerekir. İlham kırılgan bir şeydir sıkı bir çalışma gerektirir fakat hediyesiz sıkı çalışma anlamsızdır. Mesela şu paradokslar gibi... Her olayda form ve içerik aynı tekliğe erirler, bu bir gizemdir. Şiir ve müzik iki aşıkardır ve şiir gerçekten oluştuğunda ruhta ve akılda derin yankılar olur. İyi şiir sihirdir.

-Sanat, felsefe ve şiirin bağlantıları nelerdir? Onların aynı aileden olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet bunu sevdim, aile sözcüğünü sevdim. Tüm iyi şeyler bu konseptten yola çıkar ve bir aileye aidiyet önemlidir. Sanat, felsefe, edebiyat ve müzik aynı ağacın dallarıdır. Bireysel ve beraber bu kültürel vurgulamalar özgün bir insan hayatı yaşamayı araştırırlar. Şimdi bizim şaşırmış zamanınızda sevmek, ağlamak vücudun içinde saniyeleri sayan saatin sesidir. Bir insanın hayatıyla ne yapması gerektiği ve insan olmanın tanımı... Bunlar şiirin felsefe ve sanatla ortak temalarıdır. Tüm medeni toplumlar için bu sorular sorulması gerekir. Böylece yerel ve ulusal yetkililer sanatın büyümesi için iyi çerçeveler oluşturabilirler. Destek ve organizasyon gerekli olabilir, sanat enstitülerine ihtiyaç vardır. Felsefe, üniversitelerde önemli bir daldır ki üniversiteler en iyi düşünürlerin iyi dünya görüşü oluşturmaları için en uygun yerlerdir. Benim eşim bir piyanist. Ailemde müzik ve şiir iç içedir ve ben biliyorum ki iyi bir müzik dinlemek için güzel ve büyük salonlar ve iyi piyanolar gereklidir. Bu araçlar ve çerçeveler tüm kültürel etkinlikler için geçerlidir. Bu yaz Eskişehir'deki şiir festivaline seninle birlikte davetliydik, katıldık. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın bunu nasıl başardığını beraber gördük. Eskişehir birçok yere örnek olacak seviyeye getirilmiş durumda. Bu bir sürecin sonunda gerçekleşmiş durumda. Düzenli bir şekilde kültür ve sanata para ve enerji harcanması bölgenin kültürel gelişimi için çok önemli. İyi çerçeveler yaratması da çok değerli. Geleceğe yatırım yapıyor aslında ve bu paha biçilmez bir değerde bir şey.

- Şiirlerinizi nasıl yazıyorsunuz? Belli bir tekniğiniz var mı yoksa zamana göre değişiyor mu?

Her sabah ofisime gidiyorum. Evimden 10 dakikalık uzaklıkta bir ofisim var. Bu yürüyüş günlük bir meditasyon. Çoğu zaman basit bir yaşantım vardır ve günlük işlerle yoğunumdur. Yaşam mükemmel bir sirk ve bazen küçük felaketlerle karşılaşıyorsunuz ve bunlar yaşantımızı işgal etmekle bizi tehdit ederler ve ayrıca zihnimizde spekülasyonlar seline sebep olurlar. Mutluluk üzüntü ile el ele yürür, çocukların sokakta el ele dans etmesi gibi. Geleceğe dair bazı beklentiler de oradadırlar. Bunlar şiir için normal şartlar. Bu şiirin büyüyeceği topraktır. İlham gelir ve geldiğinde ben de hazır olmaya gayret ederim.

- Danimarka'da büyük bir şairsiniz ve Türkiye'de de daha çok tanınıyorsunuz.Kültür farklarına rağmen bir şair diğer kültürlerce de aynen nasıl anlaşılabiliyor sizce?

Türkiye'de olmak her zaman harika olmuştur.Türkçe konuşamasam da orada evimde ve anlaşılabilir hissediyorum. Belki ben bir başka ülkede doğmuş bir Türküm.Türkiye ve Danimarka arasındaki ilişkilere bağlı olarak da gelişiyor bazı şeyler.Avrupa kıtasının bazı önyargıları söz konusu.Nasıl ki Türkler Danimarkalıları biraz rahat ve donuk görürler, Danimarkalılar da Türkleri inatçı ve irrasyonel görseler de bu klişeler hep olmuştur.Bense benzerliklere ortak noktalara odaklanmayı tercih ederim. Şiirimin Türkiye'de ilk tanıtımı Hüseyin Duygu'nun yardımıyla Kemal Özer tarafından olmuştu. O birkaç yıl önce öldü ve ben şimdi onu çok özlüyorum.O zamandan bu yana Türk şairlerden birçok arkadaş edindim,harika duruşları ve geniş mizah anlayışları var.Türk şiirini anlamak için bir Türk şairle rakı içmeniz gerekli bence.

- Edebiyat takipçilerine ne önerirsiniz? Yeni yazarlara yeni teknikler konusunda tavsiyeleriniz nelerdir?

Her şair kendi rotasını bulmak zorunda.İyi bir zeminde yazılanlar doğal olarak gerçekleşir.Düşler gibi her şey direkt netlikle gerçekleşir.Şiir bilinçaltından gelen düşlerin yakalanmasıdır.Oktay Rıfat ya da William Carlos Williams'ı düşünün.En güzel onların yalın şiirleri değil mi? Basit ve net. Tıpkı sahilde bulduğunuz taşlar gibi.Bu doğal bir süreçtir.Şairler her zaman böyle hediyeler beklerler.

- Dünyada kapitalizm hakkında ne düşünüyorsunuz,sanat ve şiir gençliğe güç verecek kapasiteye sahip midir yoksa dünyanın şu anki halinden ümitsiz misiniz ?

Şu anda tam anlamıyla bir insanlık katliamı ile etrafına sarılmış durumda.Avrupa bir geçiş noktasında Irak ve Afganistan'da başarısız savaşlar ve Suriye ve Libya'daki olaylar milyonlarca insanı bölgeyi terk etmeye zorladı.3 milyondan fazla mülteci şu an Türkiye'de ve birçok aile de Avrupa'da bir ev arayışında.Kapılar dolmuş durumda ve her gün yeni insanlar geliyor.Tüm bunlar sanatı ve edebiyatı da etkiliyor tabi ki.Yazarlar bunlara dahil olup duyarlı olmalılar.Şiir her zaman tüm konuları içeren bir yapıya sahiptir.Ayağa kalkan bir olgudur şiir.İnsana ve doğaya karşı her şeye tepkilidir şiir.Pes etmemeliyiz,ısrarla inatla dik durmalıyız. Kötümser olmayı reddediyorum.Gençler ve çocuklar güzel bir gelecek için umut saçıyorlar.

- Bu değerli röportajı benimle yaptığınız için teşekkür ederim.

Ben de sana ve Sonhaber Gazetesi'ne çok teşekkür ederim. Eskişehir'deki tüm dostlara buradan selam gönderiyorum.

-----------------------------------------------------------

Münakaşalar

Dünya gelişebilir mi? Önce insan doğasını

değiştirmeliyiz. Kötümserliğin bir nedeni var.

Kötülük zafer kazanıyor ve nefret din elbisesi içinde

görünüyor,veya en yeni siyasi üniforma olarak.

Ama bu fikre boyun eğmek ve kendini bu dünyaya

teslim etmek daha zor. Yani biz

torunlarımızı bekleyen daha mutlu bir dünya

rüyasını bırakmalıyız. Genetik soyaçekim.

Ve hiç birimiz kendi çocuklarımızın beklentilerini

öldürmeyi düşünemez, hatta biz kendi keşmekeş

ve cehaletimizden utanırken. Sevinç böyle narin

bir madde ve fiziksel mutluluk suç değildir.

Kabul edilmiş; el yordamıyla arıyorum karanlıkta.

Gerçek doğrulukta kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Somut tavsiyeler veya sağlam cümleler ayak basmaya

Kesin kanıtlar öneremem.

Ama ben gezinen ve imkansızı isteyen

safla bağlıyım

Niels Hav

------------------------------------------

ATAOL BEHRAMOĞLU'NUN NİELS HAV İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

Danimarka'nın yaşayan en güçlü şairlerinden biri olarak tanınmaktadır. 'Biz Buradayız' adlı şiir kitabı pekçok ülkede ses getirmiştir. Yayımlanan 6 şiir kitabı ve 3 kısa öykü kitabı bulunmaktadır. Güney ve Kuzey Amerika'da pekçok ülkeyi gezmiştir. Eserleri Arapça, İtalyanca, Türkçe ve Çinceye de çevrilmiştir.

'Niels Hav zekasıyla, duyarlılığıyla, ince ironisiyle, kişisel özgünlüğü ve toplumcu vicdanıyla, gözünün değdiği her şeyde bir şiir kokusu alarak, bir şiir teması duyumsayarak, sadece bu temayı değil, onun da ötesinde, ondaki yaşamsallığı, canlı dokuyu şiire dönüştürmeyi başarıyor…

Böyle olduğu için de çağdaşımız bu şairin şiirlerini okurken, onun gözleriyle, sanki yaşamın kendisini okuyoruz…'Yaşamın anlamı yaşamaktır' diye şairden yapılmış başarılı çeviriler, bizi şiirde ve yaşamda derinleştirecek bir şölene çağırıyor.'

Editör: TE Bilisim